Hava Durumu

Mesele sadece bir fuar değil; Barış için güçlü olmak zorundayız

Yazının Giriş Tarihi: 25.07.2025 08:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.07.2025 08:12

Gazetecilik mesleğimde 44’üncü yılıma girerken, belleğimde en çok iz bırakan dönemlerden biri Güneydoğu’da geçirdiğim 12 yıldı. O yıllarda, terörle mücadelede elimiz kolumuz bağlıydı. Ne SİHA’mız vardı ne gece görüşümüz. Sınır ötesi hareketliliği gözlemek için İsrail’den kiralanan Heron adlı İHA’lar bir arızalandı mı, aylarca tamirden dönmezdi. Bilgi akışı anlık değildi. ABD’nin Vietnam Savaşı’ndan kalma UH-1 helikopterleriyle, zırhsız araçlarla, tabanca mermisine dayanamayacak kaportalarla şehit vererek mücadele ediyorduk.

Bizden önceki nesil de aynı zorlukları Kıbrıs Barış Harekatı yıllarında yaşamıştı. Haklıydık ama güçlü değildik.

Bugün geldiğimiz noktaya baktığımda, geride kalan yoksunlukların ve imkânsızlıkların yerini, yerli ve milli imkânlarla kurulan güçlü bir savunma sanayiinin aldığını görmek büyük bir memnuniyet.

“EĞER BARIŞ İSTİYORSAN, SAVAŞA HAZIR OL”

Önceki gün Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın organizasyonuyla bir gurup Bursalı gazeteci ile IDEF 2025 Savunma Sanayii Fuarı’na gittik.

Yol boyunca aklımda Aliya İzzetbegoviç’in şu sözü yankılanıyordu:

Güçlü olmak zorundayız… Çocuklarımıza asil ve iyi olmaları gerektiğini söyleyiniz… Ama güçlü olmak zorundayız, bu dünyada sadece güce saygı duyuyorlar…”

Ardından bir başka ses düştü zihnime; hekim ve şair Abdülhak Molla’nın o meşhur beyiti:

Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-ü salah.”

Yani “Barış istiyorsan savaşa hazır ol” düşüncesi… Bu ifade bugün hâlâ anlamını koruyor. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk de 1 Mart 1922 tarihli Meclis konuşmasında bu beyiti kullanmıştı. Çünkü caydırıcılığın barışı teminat altına aldığı bilinci, tarih boyunca değişmeyen bir gerçekliktir.

ERDOĞAN: HAKLININ DEĞİL, GÜÇLÜNÜN HAKLI SAYILDIĞI BİR DÜZENDE YAŞIYORUZ

Bursalı gazeteciler olarak bizim gezimizden bir gün önce IDEF 2025’in açılışında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı konuşma, bugünkü küresel sistemin gerçekçi bir özetiydi. Erdoğan, “İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan düzen yerini ‘kimin gücü kime yeterse’ anlayışına bıraktı” diyordu. “Artık haklının değil, güçlünün haklı sayıldığı bir anlayış egemen. Uluslararası mekanizmalar da bu haksızlığı engelleyemiyor.”

Bu tespitin ne denli haklı olduğunu, Gazze’deki soykırıma sessiz kalan dünya da, Ukrayna’dan Güney Kafkasya’ya kadar süren sıcak çatışmalar da gösteriyor. Türkiye'nin etrafı deyim yerindeyse bir ateş çemberi. İşte bu yüzden güçlü bir savunma altyapısı artık bir tercih değil, zorunluluk.

SAVUNMA SANAYİİNDE VİZYON GENİŞLİYOR

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında bu yükselişi rakamlarla da anlattı:

2024’te savunma ve havacılık ihracatı yüzde 29 artışla 7,1 milyar doları geçti.

Son 12 ayda yüzde 23’lük artışla ihracat 7,5 milyar dolara ulaştı.

Savunma sanayiinin yerlilik oranı yüzde 20'den yüzde 80'in üzerine çıktı.

3.500'ü aşkın firma, 100 bin nitelikli personelle üretim yapıyor.

Fuara gelince;

Son 10 yılda yurt içinde ve dışında birçok fuarı gezme fırsatım olmuştu. İDEF’i dolaşırken bugüne kadar gezdiğim fuarlarla kıyaslama bile yapamadım. Çünkü İDEF başkaydı. Normal ziyaretçi yoktu. Tamamen profesyoneller ama ona rağmen tıpkı kitap fuarlarında görebildiğimiz bir yoğunluk vardı.

ABD’nun bile stant açtığı fuarda ilgi odağı ASELSAN ve ROKETSAN’ın sergilediği sistemlerdi. Bunun yanı sıra yüzlerce yerli firmanın ürünlerini görünce, acaba bunları biz mi ürettik deyip şaşırdık.

Yeni nesil ürünler, sadece Türkiye için değil, dünya savunma arenası için de büyük ilgi topladı.

Fuarda, ASELSAN ve ROKETSAN ise tam bir gövde gösterisi yaptı. Fuarın yıldızı deyim yerindeyse Tayfun Block 4’tü. Türkiye’nin ilk hipersonik füzesi olan Tayfun’un yanı sıra AKATA Kapsüllü ATMACA: Deniz hedeflerine karşı gelişmiş AKATA: Görüş menzili ötesi havadan havaya füze, EREN: Yüksek hızlı dolanan mühimmat, 300 ER: Balistik füze sistemi ve en önemlisi de Şimşek-2: Uydu fırlatma aracıydı. Füzeler, ROKETSAN Genel Müdürü Murat İkinci’nin ifadesiyle, “Bu ürünler sadece Türk Silahlı Kuvvetleri için değil, dost ülkeler için de güç çarpanı olacak nitelikte.”

BURSA, STRATEJİK DÖNÜŞÜMDE MERKEZ ŞEHİR OLDU

Bu yıl fuarın organizasyonunda önemli bir görev üstlenen Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, yalnızca Bursa'nın değil, Türkiye'nin savunma vizyonuna yön veren kurumlardan biri hâline geldi. Düşünsenize BTSO bünyesinde gelişen KFA dünya çapında bir fuar düzenleme kapasitesine ulaşmış.

BTSO ve KFA Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay ile fuar alanında Bursa’dan gelen gazeteciler olarak sohbet etme fırsatı bulduk.

Burkay, ilk göreve geldiği yıllarda açıkladığı vizyon hedeflerine ulaşmak önemli mesafeler alındığını ifade etti. GÖKMEN Uzay ve Havacılık Merkezi’den uzay ve savunma sanayi kümelenmesine kadar katedilen mesafelerin gurur verici olduğuna dikkat çekti.

İki yıldan beri Burkay ile bu kadar uzun süreli bir görüşme yapmamıştık. Bursa’nın vizyonu ile ilgili bölümleri bir sonraki yazıma bırakarak savunma sanayi ile devam edeyim.

Burkay, fuardaki değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı:

Bugün Türk savunma sanayi ihracatta dünya sıralamasında ilk 11’de. Hedefimiz, bu başarıyı ilk 5’e taşımaktır. Türkiye bu alandaki hedefine hızlı adımlarla ilerlemekte. Biz de Bursa olarak sahip olduğumuz üretim gücümüzü bu stratejik alanlara adapte etmeyi amaçlıyoruz.”

Burkay, BASDEC’in kurulmasının Bursa’da savunma farkındalığını artırdığını vurgularken, KFA Fuarcılık’ın da bu vizyonun önemli bir parçası hâline geldiğini söyledi:

Bir şeyi üretmek kadar, onu doğru anlatmak ve doğru platformlarda sunmak da önemli. Biz bu yüzden KFA’yı kurduk. Türkiye’nin gerçek üreticilerini dünya piyasalarında öne çıkaracak güçlü adımlar atıyoruz.”

BURSA SAVUNMA SANAYİİNDE NEREYE GİDİYOR?

IDEF 2025’te gözle görülür bir gerçek vardı: Bursa, artık bu sektörde “seyirci” değil, “oyuncu.” BTSO öncülüğünde kurulan BASDEC (Bursa Uzay, Havacılık ve Savunma Kümelenmesi), bu fuarda adeta Bursa’nın vitrinini oluşturdu. Savunma sanayiinde yetkinliğini artıran 15 Bursalı firma, ASELSAN’ın doğrudan tedarikçisi olarak üretim yapıyor. Fuarda bu bilgi, ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol’dan bizzat geldi. Yanında AK Parti Bursa Milletvekili ve TBMM Sanayi Komisyonu Başkanı Mustafa Varank da vardı. Varank, Akyol’a “Sayın Genel Müdür, bu sayı artacak değil mi?” diye sordu. Akyol da “Evet, artıracağız” cevabını verdi.

Bu diyalog, aslında Bursa’nın önümüzdeki dönemde savunma sanayii içindeki konumunu da özetliyor.

Bursa'nın sanayi hafızası aslında kentin de geleceği. Burkay, ‘Bursa’nın sanayi matrikslerini çıkartırken bu hedefleri görüyorduk ve bugün onun başarılı sonuçlarını elde ediyoruz’ dedi.

Bursa’nın savunma sanayine entegrasyonu, firmaların stratejik planlamalarıyla da derinleşiyor. ERMAKSAN, COŞKUNÖZ, DERİN KALIP, ERFA MAKİNE gibi şirketler, üretim kabiliyetlerini bu alana yönlendirmiş durumda. Artık savunma sanayii yalnızca Ankara’nın, İstanbul’un değil, Bursa’nın da alanı.

Son söz

IDEF 2025, sadece bir fuar değil, bir duruşun ifadesiydi. Barış ve huzur içinde bir Türkiye istiyorsak, bu gücü tahkim etmeye mecburuz. Savunma sanayii işte tam da bu noktada devreye giriyor.

Bursa, bu hikâyenin içinde artık kenarda değil. Savunma sanayiine katkı veren firmalarıyla, kümelenme modeliyle, fuar organizasyon gücüyle ve nitelikli iş gücüyle sürecin merkezine doğru yürüyor.

Söz yine Aliya’da bitsin:

“Çocuklarınıza iyi ve asil olmalarını söyleyin…

Ama unutmayın… Güçlü olmak zorundasınız.”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.