Hava Durumu

Mudanya Üniversitesi’nde vicdanın dersi: 'Gazze'

Yazının Giriş Tarihi: 08.10.2025 08:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.10.2025 08:11

İsrail, Gazze’de iki yıldır dünyada eşi benzeri görülmemiş bir soykırım uyguluyor. Önce bombalarla öldürdü; şimdi de açlıkla, susuzlukla, çaresizlikle öldürmeye devam ediyor.

Ve dünya, iki yıldır bu vahşeti seyrediyor.

Sözde medeniyetin beşiği Batı, “insan hakları” nutukları atarken Gazze’de çocuklar beslenme tüplerine bağlanıyor. Vicdanlar kör, kulaklar sağır. Ama bir yerlerde hâlâ bu sessizliğe dayanamayan insanlar var.

Bursa’nın tek vakıf üniversitesi olan Mudanya Üniversitesi, yeni akademik yılının ilk dersinde “Gazze”yi konuştu.

Sadece bir akademik yıl açılışı değil, bir insanlık dersi oldu bu…

Üniversitenin Mütevelli Heyeti Başkanı Gıyasettin Bingöl, konuşmasında “Bu nasıl bir insanlık anlayışı?” diye sordu.

Bu cümle, bir üniversite kürsüsünden değil, doğrudan kalpten çıktı. Çünkü artık mesele sadece Filistin değil; insan olmanın anlamı.

Ardından kürsüye çıkan Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, sadece bir tarih dersi değil, aynı zamanda bir vicdan muhasebesi yaptı.

Filistin meselesi haritaların değil, insan onurunun meselesidir” dedi.

Bu söz, bugün bütün üniversitelerde, bütün gençlerin kulağında yankılanmalı.

Kızıltoprak’ın tarihsel verilerle anlattığı süreçte altı çizilmesi gereken bir gerçek var:

Avrupa’nın antisemit geçmişinin bedeli bugün Filistinli çocuklara ödetiliyor.

Ve Batı’nın tarihsel günahı, Gazze’nin her karış toprağında yeniden işleniyor.

Dünya sessiz değil aslında.

Bir yanda Sumud Filosu, açlıktan kırılan çocuklara un, su, umut taşımaya çalışıyor.

Ama o filoların önü, yine İsrail askerî güçleri tarafından kesiliyor.

Yine de bu çabalar önemli… Çünkü Sumud, sadece bir geminin değil, bir inancın adı.

Direnmenin, unutmamanın, susmamanın adı.

Mudanya Üniversitesi’nin “İlk Dersim Gazze” başlıklı açılışı da işte bu direncin bir başka biçimi.

Bir akademik kürsüden yükselen bu ses, insanlık onuruna açılmış bir parantez gibi…

Belki bir yardım gemisi değil ama bir vicdan çağrısı.

Son söz

Gazze’de her gün bir çocuk açlıktan ölüyor.

Ama bugün bir üniversite, yeni nesillere “insan olmayı” hatırlatarak yeni bir umut taşıdı.

Bu ülkede, hâlâ “vicdanı olan insanlar” var diyebilmek bile başlı başına bir direniş.

O yüzden, Mudanya Üniversitesi’nin bu dersi sadece bir açılış değil, insanlık tarihine not düşülmüş bir duruş.

Belki bir gün, dünya tarihinin utanç sayfaları yeniden yazıldığında, küçük bir notta şu cümle yer alacak:

“Bursa’da bir üniversite, Gazze için ders yaptı. Çünkü hâlâ vicdanı olan bir şehir vardı…”

SİVİLAY’DA BAYRAK DEĞİŞİMİ: BURSA İÇİN ÜRETMEYE DEVAM

Bursa’nın geleceğini konuştuğumuzda, her zaman aynı kelimeler etrafında döneriz: kentlilik bilinci, ortak akıl, gönüllülük

Ama bunlar sadece toplantı salonlarında dile getirilen temenniler olarak kalır çoğu zaman. Oysa, bu kavramları hayatın içine taşıyan, adeta canlı tutan bazı yapılar vardır. İşte SİVİLAY tam da o yapılardan biri.

Bursa Sivil Toplum Derneği, yani kısa adıyla SİVİLAY, kurulduğu günden bu yana “siyaset üstü örgütlenme modeli”yle dikkat çeken, kentin nabzını tutan özel bir platform oldu. Bir parantez açarak söyleyeyim derneğin kente katkı ödüllerinden birini de aldım.



Üç dönem boyunca başkanlık görevini yürüten Okan Aras, bu çizgiyi büyük bir kararlılıkla korudu. Onun döneminde SİVİLAY, kentin meselelerine yalnızca eleştiren değil, çözüm üreten bir sivil akıl merkezi haline geldi.

Genel kurulda yaptığı veda konuşmasında söylediği gibi, “Bursa’nın ortak aklı olma misyonu” bugün hâlâ bu derneğin en güçlü kimliği. Aras, görevini devrederken hem kurumsal bir olgunluk hem de samimi bir gönüllülük örneği sergiledi.

Bayrak şimdi Sibel Bağcı Uzun’un ellerinde. Uzun’u önce gazeteci sonra sivil toplum gönüllüsü olarak tanıyoruz.

Yeni dönemde “yaşanabilir Bursa” ve kentlilik bilincini güçlendirme hedefiyle yola çıkan Uzun, konuşmasında dikkat çekici bir vurgu yaptı:

“SİVİLAY, Bursa için alan değil, verenlerin buluştuğu bir dernek.”

Bu cümle aslında sadece bir yönetim vizyonu değil, aynı zamanda bir şehir manifestosu. Çünkü Bursa gibi hızlı büyüyen, sanayisiyle, göç dinamikleriyle, kültürel çeşitliliğiyle dönüşüm yaşayan bir kentte en büyük eksik tam da bu: verenlerin çoğalması.

Uzun, yeni dönemde bilgilendirme, eğitim ve farkındalık projeleriyle kentin sosyal, kültürel ve bilimsel gelişimine katkı sunacaklarını açıkladı. Bu da gösteriyor ki SİVİLAY, yalnızca kent sorunlarını konuşan değil, çözüm üreten, harekete geçiren bir sivil platform olmaya devam edecek.

Yeni yönetimde tanıdık isimler de var;

Dilek Göral Kemankaş, Özcan Yazıcı, Can Başaran, Özkan İrman, Zafer Opsar ve Esat Kaplan gibi isimlerin yer aldığı yönetim kurulu, tecrübe ile yenilenmenin güzel bir dengesi olmuş.

Danışma Kurulu’nda ise Bursa’ya damgasını vurmuş önemli isimler dikkat çekiyor: Erdem Saker, Ceyhun İrgil, Sena Kaleli, Nihat Sapan…

Bu tablo, SİVİLAY’ın yalnızca bir dernek değil, Bursa’nın vicdanı olma iddiasını pekiştiriyor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.