Mudanya Üniversitesi’nden gelen teklifi neden kabul etti?

Türkiye’nin dördüncü büyük kenti ve en önemli sanayi merkezlerinden biri olan Bursa, geçtiğimiz günlerde TBMM’den geçen yasayla uzun yıllardır beklenen vakıf üniversitesine kavuştu.

Mudanya Üniversitesi Akademik Direktörü olan Doç. Dr. Burak Küntay, konuk olduğu ASTV’deki Gözlem Kulesi programında teklifi neden kabul ettiğini ve nasıl bir üniversite olacaklarını anlattı.

Yakın tarihli olduğu için Turizm ve Tanıtma Bakanı olan babası Barlas Küntay dolayısıyla Bursa’nın yakından tanıdığı Burak Küntay’ın babası dışında dedesi, onun ağabeyi Bursa’da valilik, milletvekilliği yapmış isimler.

ABD’deki lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimim ardından İstanbul’da vakıf üniversitelerinde akademik çalışmaların yanı sıra yöneticilik de yapan Küntay, Bursa konusundaki hassasiyetini vurgulayarak, ‘Konu Bursa olunca benim için akan sular durur’ dedi.

Bu hassasiyeti dolayısıyla Mudanya Üniversitesi’nin kurucusu Gıyasettin Bingöl’den teklif geldiği zaman konuşması bitmeden kendisinin araya girerek, kabul ettiğini söyleyen Küntay, şöyle devam etti:

‘Aile büyüklerim Bursa’ya hizmet etmiş isimler. Dolayısıyla burada bir vakıf üniversitesi mevzubahis olduğunda, bu teklif olmaktan çıkar, bizim için bir talimat haline gelir. Bugüne kadar edindiğimiz tecrübeleri Bursa’nın hizmetine sunmak benim için borçtur’

Peki, nasıl bir üniversite olacak ve ne hangi yenilikleri getirecek?

Bursa’da vakıf üniversitesi kurulmasındaki gecikmeye dikkat çekerek soruya yanıt veren Küntay’a göre, ekonomi ve nüfus büyüklüğüne göre Bursa’nın bu konuda geç kaldı. Mudanya Üniversitesi, Türkiye’nin önemli bir yerinde akademik eğitim için alternatif sunacak.

Vakıf, devlet ve Türkiye’de henüz olmayan özel üniversiteler bakış açısını da anlatan Küntay, ‘Doğru hoca ile doğru öğrenci karşı karşıya getirilip, doğru müfredatla, doğru eğitim verdiğinizde üniversiteden eğitim ve bilim çıkar’ dedi.

Açılan programların Türkiye’nin her yerinde popüler olan herkesin talep ettiği programlar olması değil, önemli olan sizin fark yaratabileceğiniz öğrenciyle sunacağız dünyada rekabetçi hale getirebileceğiniz programlarla onları buluşturmak olduğunu ifade eden Küntay, şöyle devam etti:

‘Mesela çok basit bir örnek vereyim.  Kayropraktik, fizik tedaviden sonra yüksek lisans yapılan özel bir bölüm uzman doktor bulamıyorsunuz. Ebelik programında mezun olan inansın işsiz kalmak gibi bir durumu asla yok. Yazılım , bilgisayar mühendisliği yapay zeka mühendisliği yok. Bununla ilgili doktoralı insan bulamıyorsunuz. İyi yetişmiş bir kişinin işsiz kalma ihtimali yok’

Mudanya Üniversitesi’nin doğru noktalara hitap edeceğini, yabancı dil ve özellikle de İngilizce konusunda çok hassas olduklarını kaydeden Küntay, programların eldeki imkanlar doğrultusunda ekseriyetini İngilizce olarak açmak istediklerini söyledi.

Küntay, TBMM’den geçen yasayla mimarlık-mühendislik, sağlık bilimleri ile sanat ve sosyal bilimler fakülteleri, meslek yüksek okulu, bir de lisansüstü eğitim enstitüsü ile başlayacaklarını belirterek, bölümlerin son halinin YÖK tarafından onaylanacağını ve bu yıl eylül ayında eğitime başlamak istediklerini ifade etti.

Küntay, ‘Bizim için önemli olan öğrencimiz mezun olduğunda işinin garanti olması. En büyük sürprizimiz de bu olacak. Yakında paylaşacağız’ mesajını verdi.

BİZ ŞİKAYET EDİYORUZ İSTANBUL'DAN GELEN ŞAŞIRIYOR

Mimari projesini Hasan Sözüneri, inşaatını Necati Şahin’in yaptığı Mudanya Üniversitesi binasıyla ilgili değerlendirme yapan Küntay, ‘Benim zamanımda böyle bir üniversite fikri, böyle bir yapı ve ambiyans olsaydı ben Amerika’ya gitmezdim’ diyerek, bina konusundaki iddiasını dile getirdi.

Üniversitenin bulunduğu konuma da dikkat çeken Küntay, Bursalıların şikayetçi olduğu trafik konusunda şaşırtıcı değerlendirmede bulundu.

‘Yıllardır bütün iş hayatımı İstanbul’da geçirdim. Bir yerden bir yere veya sabah işe gitmeniz iki saati bulduğu oluyor. Şimdi Bursa’da 10 dakika üniversiteye gidiyorum. Hatta bazen diyorum ki günün geri kalanında evde ne yapacağız.  Akşam eve erken dönünce bazen ne yapacağıma karar veremiyorum. Hiç o saatlerde evde olmamışım çünkü. Otoyolun dibindesiniz. Öğrenci ve bilim insanını vaktini yollarda geçirmek yerine bilimle değerlendirmesi müthiş bir avantaj’

'İLK TUĞLAYI BEN KOYACAĞIM'

Küntay, yıllardan beri konuşulan ve tartışılan üniversite sanayi işbirliği konusundaki soruya ise farklı bir bakış açısıyla yanıt verdi:

‘Üniversitenin işi üniversite- sanayi işbirliği değildir. Üniversitenin işi üniversite sektör işbirliğidir. Sanayi dediğinizde birçok alanı dışarıda tutuyorsunuz.  Öğrenciyi almış, programı açmış sektör işbirliği olur mu? Bursa’nın ihtiyaçları nedir avantajları nedir. Gidip, firmalar, hizmet sektörü ile görüşeceksiniz. Ebelik programını açmamızın sebeplerinden biri de Bursa’daki hastanelerle görüşmelerim sonucu ortaya çıktı.  Bu işi başta dizayn ederken sektörle temas halinde olacaksınız’

Küntay, dersleri sadece resmi hocaların değil, Bursa’daki firmaların üst düzey yöneticilerinin de vereceğini ifade ederek, ‘ Bir genç yetişirken pazarın talep ettiği kişinin nasıl olmasını gerektiğini direkt sektörden duyacak’ dedi. 

Bir üniversitenin köklü hale gelebilmesinin 100 ila 300 yıl geçmesi gerektiğini de ifade eden Küntay, şöyle devam etti: 

‘Üniversite, öğrencinin gözünü boyamak için vaatlerle dolu, gel yeter ki gel şunu yaptık bunu yaptık yeri değildir. Üniversite bilim yeridir. Bilim üreteceksiniz. Devrede hiç öğrenci olmadan bazen hocanızla bilim yürüteceksiniz. İmkânlar sağlayacaksınız yurt dışına entegre olabilecek imkan  sağlayacaksınız.  Şunu net söyleyeyim bizim için çok önemli bir başlangıçtır. Hedefimiz bilimsel anlamda dünyanın en iyi üniversitelerinden biri olmaktır. Ben sadece ilk tuğlayı koyacağım ama bu çok büyük bir bina bu binayı Allah hepimize görmeyi nasip eder bu birçok güzel tuğlalarla döşenecek. O da yıllar alacak’