Hava Durumu

Müsilaj olur mu diye merak eden Nilüfer çayına baksın…

Yazının Giriş Tarihi: 12.04.2022 08:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.04.2022 08:01

Geçen tam bugünlerde Marmara Denizi’nde müsilaj kabusu başlamıştı. Kıyılarda öbek öbek başlayan kirlilik sarı bir tabaka halinde tüm Marmara’yı kapladı. Denizin kirlilik yükünü artık kaldıramadığı için imdat çığlığı olan müsilajın önlenmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı geç de olsa harekete geçti.

Türkiye tarihinde görülmedik bir hızla adeta çevre seferberliği ilan edilerek Haziran ayında 22 maddelik eylem planı açıklandı. Koordinasyon ve bilim kurulları oluşturuldu. Çabalar sonucu kısa sürede yüzey temizliği ile ilgili önemli başarı elde edildi ama denizin dibinde hala balçık halinde müsilaj çamuru bulunuyor. 

Bakanlığın yanı sıra TBMM’de konuya el atarak Müsilaj Araştırma Komisyonu kurdu. Komisyon 4 aylık çalışma sonucu hazırladığı 570 sayfalık raporu geçtiğimiz günlerde Meclis Başkanına sundu.

Müslajın tüm boyutlarını ele alan rapor, uzmanlar, akademisyenler, Marmara Denizi çevresindeki belediyeler, Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ve reel sektör temsilcileri gibi farklı taraflarla görüşmeler yapılarak hazırlandı.

Uzmanların ilk günden beri vurguladığı neden, sonuç ve çözüm önerileri raporda geniş kapsamlı olarak yer alıyor. Tabii ki en önemli neden insan kaynaklı kirlilik, bunun yanı sıra küresel ısınma ve Marmara’nın yapısal özelliği de var.  

25 milyon insanın yaşadığı kentlerle çevrili Marmara Denizi'ne her gün yeterince arıtılmadığı için azot açısından yoğun olan tonlarca kanalizasyon suyu boşalıyor. Her gün yaklaşık 7,5 milyon metreküp atık su pompalanıyor ve bunun 5 milyon 800 bin metreküplük bölümü İstanbul'dan veriliyor.

Uzmanlar, Marmara bölgesinde bulunan 200'den fazla kentsel atık su arıtma tesisinin yalnızca yüzde 19'unun gerekli ileri biyolojik artırma yöntemlerini kullandığını söylüyor.

Müsilaj daha Marmara’yı sarmadan Bandırma 17 Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı,  21 Kasım 2020’de ilk uyarılarla konuya dikkat çekmişti. Prof. Dr. Sarı, daha sonraki daha sonraki süreçte de konuyu gündeme taşıyarak, Meclis Komisyonu’na gidip bilgilendirme yapan uzmanlardan biri. 

Prof. Dr. Sarı’ya geçen yılki bu günleri hatırlatarak, müsilajla ilgili son durumu sorduk. O da yanıtladı:

Şu anda çok şükür ne su yüzeyinde, ne su kolonunda geçen yılki gibi bir müsilaj yok. Dipte geçen yıl oluşmuş müsilaj çamuru var’

Ve tehlikenin devam ettiğine dikkat çekerek ekledi: 

Ancak sudaki şartlar müsilaj oluşumu için çok uygun. Sadece geçen yıla kıyasla bu yıl Marmara denizinin sıcaklığı bir- bir buçuk derece daha düşük. Ona bağlı olabilir başka faktörler etkili olabilir.  Havalar ısınmaya başladığında yeni bir müsilaj riski her zaman var. Çünkü Marmara Denizi’nin orijinal yapısı buna uygun, artı 25 milyon insanın atıklarının yarısını halen hiç arıtmadan Marmara Denizi’ne pompalanıyor’

DENETİM VE KAMPANYAYA İHTİYAÇ VAR…

Marmara Denizi’ndeki kirliliğin 40 yıllık ihmalin ve önlem alınmamasının sonucu olduğunu her konuşmasında vurgulayan Prof. Dr. Sarı, şöyle devam etti:

‘Denizin atık yükünü azaltmadık. Sanayi tesislerinden çıkan atıklar ne yazık ki hiç azalmadan devam ediyor. Eğer merak eden olursa gitsin Bursa’da Nilüfer Çayının Karacabey’den denize döküldüğü yeri   bir görsün. Sanayi, tarımsal atıklar bir nehri ne hale getiriyor. Atıklar temizleniyor mu temizlenmiyor mu gidip bir görsünler. Dolayısıyla kirliliği yakından takip etmeliyiz’

Prof. Dr. Sarı, yerinde ve çok doğru bir tespit yapıyor. Geçtiğimiz günlerde Samanlı Deresi’ndeki kirlilik konusunda yaşananlar da bunun en çarpıcı örneklerinden biri. Dere kirlilik akıyor ama verilen raporlara göre temiz…

Evsel ileri biyolojik arıtmaya dönüşmesi için nereden bakılırsa 3 yılı bulacak bir plan olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Sarı, ‘ Sanayi kuruluşları için durum farklı. Onlar ruhsat alırken arıtma taahhüdünde bulundular. O yüzden denetimlerin arttırılması lazım’ dedi.

Prof. Dr. Sarı, Marmara havzasında yaşayan vatandaşlara da görev düştüğüne dikkati çekerek, şunları söyledi: 

‘Denize destek ve katkı sağlamamız lazım.  Çevre kirliliğini ve özellikle denizin kirletilmesini sağlayacak kampanyalara ihtiyacımız var. Evsel ve sanayi kirliliği istenilen düzeyde azaltılmadı. O zaman bireysel olarak bizler atıklarımızı azaltarak denize yardım edelim’

 VAKIF BULUŞMASINDA BALKAN MESAJI

Bursa, önceki gün önemli bir buluşmaya ev sahipliği yaptı.  TBMM Başkanı Mustafa Şentop ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş,  Türkiye Diyanet Vakfınca (TDV), Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde (AKKM) düzenlenen TDV Bağışçıları ve Balkan STK'ları iftar programına katıldı.

Programa Bursa Valisi Yakup Canbolat, geçen dönem başbakan Yardımcısı ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ve Tarım Hayvancılık eski Bakanı Faruk Çelik katıldı.

Vakıf Buluşması’nda yaptığı konuşmada, Balkanlarla ilgili geniş bir değerlendirme yapan TBMM Başkanı Şentop, Balkanlarla ilgili, ‘İnsanların kökenini, kimliğini kelime bazında da olsa yok etmek isteyen anlayışlar var Avrupa'da. Bu sebeple Balkanlardan bahsederken Güneydoğu Avrupa tabirini kullanmaya dikkat ediyorlar’ mesajını verdi.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da konuşmasında TDV’nin çalışmalarını anlattı. Ramazan ayı dolayısıyla yardımların devam ettiğini belirten Erbaş, şu an için 83 ülkede, 273 bölgede toplam 100 milyona yakın yardım yapıldığını söyledi. Yardımların yanı sıra Balkanlardaki Camii inşaatları hakkında da bilgi veren Erbaş,  ‘ Balkanlar'da Arnavutluk Tiran'daki camimiz, yüzde 85-90 nispetinde bitti. Ramazan sonuna kadar bitirmenin gayreti içindeyiz.  Üsküp Camimizin yüzde 20'si bitmiş. Henüz daha yüzde 80'lik bir kısmı var. Kosova Camimizin temelini kazdık, fore kazıklarını çaktık, belki de Balkanların en büyük camisi olacak Priştine'de. Priştine'de 7 bin kişiyi içerisine alacak, avlusuyla birlikte 10 bin kişi namaz kılacak’

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, iftar programının ardından Bursa'daki tarihi Ulu Cami'de vatandaşlara teravih namazını kıldırdı

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.