Hava Durumu

Normalleşme değil yeni yaşam biçimi

Yazının Giriş Tarihi: 06.05.2020 07:59
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.05.2020 07:59

Koronavirüs salgının başladığı günden beri gerek Sağlık Bakanı Fahrettin Koca gerekse Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamaları önlem ve kısıtlamalar içeriyordu.

İlk vakanın görüldüğü 11 Mart'tan beri ilk kez bazı kısıtlamaların kaldırılmasıyla ilgili ilk adım atıldı. Bunda geçtiğimiz gün yazdığım iyileşen hasta sayısının vaka sayısını geçmesi anlamına gelen altın kesişmenin gerçekleşmesinin etkisi büyük.

Açıklamaların ardından tartışmalar başladı. Çok sayıda öğrenciyi ilgilendirdiği için elbette ki en çok sınav tarihlerinin öne alınması konuşuldu.

Ancak hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de bilim insanlarının genel değerlendirmelerindeki şu ayrıntının dikkatten kaçmaması gerekiyor. Kısıtlamaların kaldırılması normalleşmeye doğru adımlar değil postkorona için yeni yaşam biçiminin işaretleri.

PEKİ NORMALLEŞME İÇİN ERKEN Mİ?

Bu soruya Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü ve Türk Tabipler Birliği Kovid 19 İzleme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, farklı cümlelerle de olsa aynı yanıtı veriyor:

'Normalleşme derken artık kimse pandemi öncesi günlere döneceğimiz yanılgısına kapılmasın'

Çünkü daha yolun yarısındayız. Henüz aşı bulunmadı. Bulunsa bile toplumun tamamına bağışıklık kazandırılmasının ne kadar süreceği belli değil. Aşının olmadığı salgın durumlarında ise en etkili önlem bulaşma zincirinin kırılması.

O yüzden kısıtlamalar kalksa bile aşı bulununcaya kadar yeni yaşam biçimine alışmak zorundayız.

'Risk algısı bilim insanlarının beklediği ölçüde değil' diyen Prof. Dr. Pala'ya göre, kısıtlamalar, illerin hatta ilçelerin durumuna göre değerlendirilmeli. AVM gibi çok büyük kapalı mekanların açılmasını da teknik uzmanlar tartışarak karar vermeli.

'Salgın bitmedi devam ediyor' uyarısını tekrarlayan Prof. Dr. Tevfik Özlü'ye göre de, eğer herşey normale dönmüş gibi sokaklarda Pazar yerlerinde ve marketlerde kalabalıklaşma olur ve sosyal mesafeyi korumazsak tekrar yukarıya doğru çıkış bir hafta 10 gün sonra görülür.

Prof. Dr. Özlü'nün en çarpıcı değerlendirmesi ise bana göre şu cümlelerde yer alıyor:

'Acele edersek, geç kalırız; daha uzun süre evlerimizde kalırız. Biraz daha sabredelim'

Hocanın son uyarısı bana kamyon arkası yazılarını hatırlattı: Acele giden ecele gider. O yüzden biraz sabredelim ve yeni yaşam biçimine alışmaya çalışalım. Çünkü aşı bulunmadan bize rahatlık yok...

BU SALGIN HİÇ BİTMİYOR

Başlıktaki sözler sizi yanıltmasın. Koranvirüsten bahsetmiyorum.

Bu salgın birlikte yaşamak için evcilleştirdiğimiz sokaktaki can dostlarımıza yapılan şiddet pandemisi...

Kiminin kulakları kesiliyor, kiminin bacakları. Kimi araç arkasına bağlanarak saatlerce sürükleniyor, kiminin yavrusu gözleri önünde köpeklere parçalatılıyor. Sokakta yürürken kediye tekme, köpeğe taş artık sıradan davranış biçimi haline geldi.

Her gün yeni bir acıyla karşılaşıyoruz. Üstelik bu işkence ve eziyetleri yapanlar ifade verdikten sonra ellerini kollarını sallayarak dolaşabiliyor. Eminim vicdanı olan her insan bu görüntüleri gözyaşları içinde izliyordur.

Geçtiğimiz günlerde koronavirüs nedeniyle yitirdiğimiz merhum Ömer Döngel hocanın can dostlarımızla ilgili konuşmasını izlerken çok duygulandım. Ne güzel de anlatmış.:

'Belki bugün sizi cezalandıracak kanun yok ama toprağın altına girdiğinizde o eziyet ettiğiniz hayvanlar sizden hesap soracak.'

Bu tür suçların elbette ahirette hesabı sorulacak. Ancak bu dünyada da cezasız kalmamaları için TBMM'de bekleyen tasarının bir an önce yasalaşması gerekmiyor mu?

KORONAVİRÜS KARANTİNA GÜNLÜĞÜ (23)

YASAK KALKTI AMA BERBERLER ENDİŞELİ

-Koronavirüs salgınıyla ilgili kaldırılan kısıtlamalardan en çok berberler ve 65 yaş üstüne verilen izne sevindim.

Yasak döneminde berber ve kuaförlerin ne kadar önemli olduğunun farkına varmıştık. Geçenlerde yazmıştım: erkeklerin yarısı kaptan mağara adamı, diğer yarısı ise Manisa acemi tugayı askerleri gibi sıfır numaraya vurulmuş saç tıraşıyla geziyordu. Yasağın kalkması berberleri sevindirmiş ama onlarda endişeli. Hadi saç neyse de fazla yaklaşmadan bir de maske takılıysa o kadar tehlikeli değil. Sakal öyle değil. Maskesiz yakın temas gerekiyor. O yüzden berberler odası salgın bitene kadar sakal tıraşının yasaklanmasını istemiş. Haklılar bence...

-Sokağa çıkma yasağının olduğu günlerde sokaktaki can dostlarının yardımına belediyeler koşuyor. Geçen gün sadece sokaktakilerin değil, kış uykusundan uyanan ayılara bile Uludağ'da yiyecek bırakılmış.

Osmangazi Belediyesi, can dostları konusunda en hassas yerel yönetimlerden biri. Zaten can dostları için kurulan doğal yaşam merkezi de Avrupa standartlarının üzerinde. Geçen Pazar günü gazetemizde görev yapan İsmail Ağdemir aradı. Emek Madenciler sitesinin bahçesinde arka ayaklarını kullanamayan bir kedi olduğunu söyledi. Hemen Osmangazi Belediyesi Özel Kalem Müdürü Orhan Mollasalih'i aradım. Ekipler 15 dakika içinde siteye gelerek kedi alıp doğal yaşam merkezine götürdüler. Arka sol ayağı kırık olan kedinin tedavisine başlandı. Teşekkürler Osmangazi Belediyesi....

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.