Öğretmenlerin gözü kulağı ücret ve meslek kanunu için Ankara'da

Asgari ücretteki artışın ardından memur ve emekliler için karar haftasına girildi. Yüzde 50 oranındaki artışın maaşını devletten alan kesimlere nasıl yansıyacağı merakla bekleniyor.

Bu grup içinde yer alan öğretmenler ise maaş artışının yanı sıra meslek kanununun TBMM'den geçmesini bekliyor. Tabii 3600 ek gösterge öğretmenlere yapılan saldırılarda cezaların arttırılması konusu da var.

Sönmez Medya'yı ziyaret eden Eğitim Bir Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Ramazan Acar ve yardımcıları Mehmet Ali Akiş ve Remzi Ayaz ile öğretmenlerin beklentileri ile Bursa'daki eğitimin sorunlarını konuştuk. 27 yıllık eğitimci olan ve 2002'den beri sendikal faaliyetlerde bulunan Acar, 3 yıldan beri başkanlık görevini yürütüyor.

Bursa'daki 30 bin eğitim çalışanının 12 bin 500'ünün Eğitim Bir Sen üyesi olduğunu hatırlatan Acar, son iki yılda üye sayılarının arttığını söyledi.

Toplu sözleşme sürecinde sözleşmeli öğretmenlik ve 3600 ek gösterge konusunun çözüme kavuşacağı taahhüdünün resmi gazete yayınlanmasıyla olumlu bir tablo oluştuğuna dikkat çeken Acar'a göre, eylül ayında başlayan ve hala devam eden faiz-kur eksenli gelişmelerin gelirlerinde ciddi bir erimeye neden oldu. Bunun çözümü ise ek protokol yapılacak iyileştirme.

Enflasyondaki yüzde 15-16'lık oranın yanı sıra seyyanen 700-800 liralık artış ve refah payı beklentilerinin olduğunu ifade eden Ramazan Acar, meslek kanunu konusundaki beklentilerini de dile getirdi. Eğitim camiasının 657 sayılı kanuna tabii memur statüsünde olduklarını hatırlatan Acar, şöyle devam etti:

'Bizim müstakil bir meslek kanunumuz yok. Çatı kanunumuz memur ama tıpkı askerlik, polis ve doktorlar gibi müstakil kanunumuz olması gerekiyor. Hüseyin Çelik'in milli eğitim bakanlığı döneminde bu konuda çalışma başladı ama devam ettirilemedi. Bizim açımızdan kariyer basamağı bariyer basamağına dönüştü. Meslek kanununda belirli bir olgunluğa ulaşıldı. Önümüzdeki haftalarda meclise gelecek. Beklentimiz görev tanımlarının yapılması ve özel sektörde çalışan meslektaşlarımızın da koruma altına alınması'

Ücretli öğretmenliği 'garabet' olarak nitelendiren Acar, 'Maliyenin kurnazlığı, milli eğitimin durumu tam kavrayamaması yüzünden öğretmen asgari ücretin altında çalışıyor. Bir öğretmen maaşına üç ücretli öğretmen çalıştırılıyor. Şartların iyileştirilmesi ve asgari ücretin altında çalıştırılamaza hükmünün meslek kanunu içinde yer almasını bekliyoruz' diye konuştu.

3600 ek gösterge konusuna da değinen Acar'a göre, bu düzenleme yapılırsa emekli maaşında bin, ikramiyede ise 35-40 artış olacak. 3600'ün çıkmaması nedeniyle 85 bin civarında eğitimcinin emekli olmadığını ifade eden Acar, 'Yasa çıkarsa bunlar emekli olacak. 400 bine dayanmış atamayan öğretmene istihdam imkanı sağlanacak' dedi.

BURSA KENDİ ÖĞRENCİSİNİ KENTTE TUTAMIYOR

Acar ile Bursa'daki eğitimin genel durumunu da konuştuk. Fen lisesi müdürlüğü yaptığı için lise mezunlarının üniversiteye giriş başarısını yakından takip eden Acar'a göre, Bursa akademik anlamda bakıldığında başarılı bir kent. Akademik liselerde Türkiye ikincisi, meslek okulları katıldığında ise altıncı sırada.

Ancak burada ilginç bir handikap var. Kentteki liselerden mezun olanlar Bursa'daki üniversiteleri tercih etmiyor. Tercihler arasında Bursa üniversiteleri 56'ncı sırada. İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa'dan daha küçük Eskişehir tercih ediliyor.

Bu konuyu üniversite rektörleriyle görüştüğünü ifade eden Acar, öğrencilerin Bursa üniversitelerini tercih etmeleri konusunda BTSO işbirliği ile burs ve istihdam garantisi gibi alternatiflerin devreye girmesi gerektiğini kaydetti.

Bursa'daki okulların fiziki durumuna gelince;

Nilüfer bu konuda sıkıntı çekmiyor ama Osmangazi'de Ankara yolu altı, Yıldırım ve en çok Gürsu'da derslik sıkıntısı yaşanıyor. Yeni okul yapımı için arsa bulmak en büyük sorun. Deprem riski nedeniyle boşaltılan okullar da derslik sıkıntısını arttıran unsurlar arasında. Bir de yıkılıp henüz yapımına başlanmayan Demirtaş Endüstri Meslek Lisesi, İpekçilik İmam Hatip lisesi gibi okullar var.

Tüm okullarda tekli öğretim için mevcut derslik sayısının yüzde 20 arttırılması gerekiyor.

O TOKATTAN GAZETECİ OLARAK UTANDIM...

Gaziantep'te meydana gelen ve Habertürk programcısı Muharrem Sarıkaya'nın İHA'da görev yapan Ahmet Demir'e tokat attığı görüntüleri sosyal medyadan izleyince bu mesleğe 40 yılını vermiş bir gazeteci olarak utandım.

Bakanlık görevi de yapmış Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'in olay yaşanırken herhangi bir tepki göstermemesi ise büyük hataydı.

Sarıkaya'nın özür dilemesi, kurumuyla ilişkisinin kesilmesi ve sonradan yapılan açıklamalar inanın utancımın azaltmadı. O yüzden Bursa'dan tanıdığım İHA Gaziantep Büro Şefi Orhan Akın'ı telefonla arayarak Ahmet Demir'e üzüntülerimi iletme ihtiyacı duydum.

Birçok basın örgütü bu konuyla ilgili açıklamalar yaptı. Anadolu Gazeteciler ve Spor Yazarları Derneği Başkanı İbrahim Erdoğan'ın açıklamasındaki bir ayrıntı dikkatimi çekti. Bilindiği gibi özel kanunla kurulmuş baro, tabip odası gibi meslek örgütlerinde, meslekten men cezası gibi yaptırımlar var. Ancak bizim gazetecilikte henüz böyle bir meslek tanımı olmadığı için yaptırım da yok.

İbrahim Erdoğan'ın işaret ettiği gazetecilikte yaşanan kaosun aslında temel nedeni de bu ve evrensel gazetecilik ilkelerine uygun yeni bir yasa ve yaptırım gücü de olan bir 'meslek odası' yapılanması artık her açıdan zorunlu hale geldi.