Hava Durumu

Önlem almadık; kâbus yine davul zurna çalarak geliyor

Yazının Giriş Tarihi: 09.11.2024 08:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.11.2024 08:02

Üç yıl önce Marmara, deniz salyası olarak adlandırılan müsilajla kurtarın beni çığlığını atmıştı. Bilim insanlarına göre, arıtmaların yetersizliği ve kaçak deşarjlar Marmara’daki canavar türlerin besin olan azot ve fosforu sağlıyor. Normalin kat be kat fazlası besinler sayesinde gelişen bu tek hücreli bu yapılar, başta balık olmak üzere deniz canlılarını yok ediyor.

Müsilaj öylesine korkunç bir etki yaratmıştı ki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı o kadar görülmemiş bir seferberlik ilan ederek eylem planları hazırladı. Belediyeler harekete geçti. Seferberliğin ilan edildiği ‘Marmara Denizi'nde Müsilaj Problemi ve Çözüm Önerileri’ konulu toplantıda, Marmara Belediyeler Birliği’nin o dönemdeki başkanı ve Kocaeli Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, konuşmasına samimi bir itirafta bulunduğu ibaresini ekleyerek, kirliliğin en önemli kaynağını dile getirmişti:

‘Marmara’yı adeta bir foseptik gibi kullanmışız yani sadece ön arıtmadan geçen atık suyu açık denize derin deşarjlarla boşaltmışız, Akdeniz'den dip akıntısı yoluyla Karadeniz'e gideceğini düşünmüşüz ve bu yolla devam etmişiz

Normalde bu kadar seferberlik ve eylem planlarıyla 3 yılda nispeten de olsa Marmara’da düzelme beklenir değil mi?

Geçen ağustos ayında, Orta Doğu Teknik Üniversitesi tarafından yapılan araştırma kirlenmenin maalesef durma veya gerileme değil bilakis kirliliğin arttığını tespit etmişti.

ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü, "Bilim 2" gemisi ile 8 bilim insanının araştırma sonuçlarını açıklayan Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Yücel, ilk 30 metresi hariç ciddi oksijen azlığı tespit edilen Marmara Denizi'nin koma halinde olduğunu, sıcaklık, oksijensizleşme ve kirliliğin birbirini besleyen kısır bir döngü oluşturduğunu kamuoyuna duyurmuştu. Yücel, sıcaklık, oksijensizleşme ve kirliliğin kısır bir döngü içinde birbirini beslediği tespitini paylaşarak, ‘. Marmara çok üretken, aşırı azot ve fosfor yüklü’ mesajını vermişti.

Bu tespitlerin ardından geçtiğimiz ekim ayının son gününde önce ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nden dün de 3 yıl önceki müsilajı daha sonbaharda kamuoyuna duyuran bilim insanı Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı’dan peş peşe uyarılar geldi.

Marmara’nın ardından Karadeniz’de araştırma yapan Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Yücel, Karadeniz’deki ısınma tehlikesine dikkat çekerek, Normalde 7,5-7,6 derece olan sıcaklık, artık hangi mevsimde ölçersek ölçelim 8 derecenin altına inmiyor, ayrıca ekim ayı yüzey suyu sıcaklık ortalaması 16 dereceden 18 dereceye çıkmış durumda’ uyarında bulundu. Karadeniz’in yüzeyindeki ve içindeki ısınmanın akıntıyla Marmara Denizi'ne daha sıcak yüzey suyu olarak giriş yaptığını ve bu denizin zararlı alg patlamaları ile müsilaj oluşumuna daha yatkın hale gelmesine neden olduğunu ifade eden Yücel, ‘ Bu ısınma nedeniyle yılsonundan itibaren zararlı alg patlaması geri sayımına gireceğiz ve nisan-mayıs ayı gibi pik yapacağını göreceğiz’ dedi.

GÜNEY MARMARA'DA MÜSİLAJ YAYILIYOR, YÜZEYE 5 METRE KALDI

Tehdidin davul zurna ile geldiğini gösteren ise Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı oldu. Erdek Körfezi’nde dalış yapan Prof. Dr. Sarı, müsilaj oluşumunun deniz yüzeyine 5 metreye kadar yakınlaştığını tespit etti.

Müsilajın deniz seviyesinin 5 ila 25 metre arasında büyük bulut kümeleri şeklinde yoğunlaştığını ve Güney Marmara'nın tamamına yayıldığını belirtti. Su altı görüntüleriyle durumu gözler önüne seren Sarı, sorunun yaygınlaştığını ve bölgedeki ekosistemi ciddi şekilde tehdit ettiğini ifade etti.

Bu arada, Erdek Körfezi'ndeki balıkçılar da müsilajdan olumsuz etkileniyor. Bazı balıkçılar, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na çağrıda bulunurken, ağlarının müsilaj nedeniyle kullanılamaz hale geldiğini ve ağları çekmekte zorlandıklarını bildirerek, sorunun geçim kaynaklarını tehdit ettiğine dikkat çektiler.

BOZBEY’İN ÖNERİSİ BİR AN ÖNCE PROJELERE DÖNÜŞMELİ

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, mayıs ayında Marmara Belediyeler Birliği Başkanlığına seçilmişti. Bozbey, başkan seçildikten sonraki mesajlarında, deprem başta olmak üzere Marmara Denizi'nin temiz, yaşanabilir ve üretken olmasının da belediyelerin sorumluluğunda olduğunu ifade etmiş, ‘Bursa olarak bu konuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Tüm ilçe belediyelerimizle bir araya gelerek atık su yönetimi konusunda daha etkili ve çevre dostu bir yaklaşım benimsemeleri için yol haritamızı belirliyoruz. Biz Marmara Denizi’ni kaybetmek istemiyoruz. Marmara bizimdir, Marmara Denizi temiz olmalıdır. Marmara, Marmara’da yaşayanlarındır. Tüm belediyelerimizi ve başkanlarımızı da Marmara Denizi’ni korumada duyarlı olmaya davet ediyorum” demişti.

Marmara denizi hepimizin ortak değeridir’ vurgusu yapan Bozbey, Marmara’da 2021 yılında yaşanan müsilaj sorunu aslında bilim insanlarınca 2007 yılından itibaren biliniyordu. Bu konuda yapılması gerekenler Marmara Denizini Koruma Eylem Planı ile ortaya konmuştur. Önümüzdeki dönem hem ekonomik kriz hem de birikmiş sorunlarımızın karmaşıklığı içinde geçecek. Çok zor bir dönemde belediyeler olarak çok önemli görevler üstleneceğiz’ mesajını vermişti.

Ortak değer olan Marmara Denizi can çekişiyor. Bunun en önemli nedenlerinden biri sanayi yanı sıra evsel atık kaynaklı fosfor ve azot kirliliği. 3 yıl önceki bakanlığın tedbir paketinde yer alan önlemler belediyeler tarafından tabii ki bakanlığın bu konudaki desteğiyle bir an önce hayata geçirilmeli.

Korunabilseydi bugün doğal bir akvaryum olabilecek Marmara denizi için de bir yol ayrımındayız; ya ölü bir denize dönüşecek, ya da koruyup yaşatacağız.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.