Hava Durumu

Papa’nın ziyareti; İznik için turizm kapılarını açar mı?

Yazının Giriş Tarihi: 24.05.2025 08:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.05.2025 00:13

Tarih, kimi zaman sessiz adımlarla yürür. İz bırakmaz gibi görünür ama bir gün gelir, o adımlar yankı yapar. İşte o günlerden biri, Bursa için, İznik için çok yaklaşıyor: Papa 14. Leo’nun 30 Kasım’da İznik’e yapması beklenen ziyaret, sadece inanç turizmi açısından değil, kültürel diplomasi ve uluslararası tanıtım için de eşsiz bir fırsat.

Bursa Sanayici ve İş İnsanları Derneği (BUSİAD) Turizm ve Hizmet Komitesi tarafından düzenlenen “İznik Konsilinin Bursa Turizmine Sürdürülebilir Etkisi” başlıklı panelde, 1700 yıl önce Hristiyan dünyasının temel metinlerinin belirlendiği İznik’teki buluşmanın etkileri masaya yatırıldı.

Toplantının açılışında konuşan BUSİAD Denetim Kurulu Üyesi ve Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Eker, İznik Konsilinin 1700’üncü yılı nedeniyle İznik’e yönelik artması beklenen inanç turizmine ilişkin çalışmalara bir yıl önce başladıklarını, bu panelin de onun bir ürünü olduğunu söyledi. Eker, bu çalışmaların amacının İznik’e gelecek turistlerin bir yılla sınırlı kalmayıp sürdürülebilir olmasına yönelik olduğunu ve panelin de buna hizmet ettiğini belirtti.

Bu ziyaret, yalnızca Papa’nın değil, dünyanın gözlerini İznik’e, dolayısıyla Bursa’ya çevirmesi anlamına geliyor. Panelin moderatörü Prof. Dr. İbrahim Hızalan’ın ifadesiyle bu ihtimal artık ciddi ve muhtemel. Peki Bursa ve İznik buna hazır mı?

Bursa’nın kültürel zenginliğini uzun yıllardır çeşitli platformlarda anlatan Turizm ve Seyahat Acentaları Vakfı (TURSAV) Başkanı Faruk Pekin’in şu sözleri dikkat çekiciydi: “Bursa kültürel yapısıyla çok şanslı bir ekent. Deniz turizminin olmaması ise aslında büyük bir avantaj.” Pekin’e göre, deniz-kum-güneş odaklı ‘sığ’ turizmden uzak durmak, Bursa’nın asıl zenginliğine—yani tarihine, kültürüne, maneviyatına—daha güçlü bir şekilde yönelmesine neden olabilir.

Katılmamak elde değil.

Bugün Avrupa'nın göbeğinde bir katedralin çevresine yılda milyonlarca turist çekilebiliyorsa, İznik gibi her karışı tarih kokan bir coğrafyada neden benzer bir etki yaratılmasın? Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Asım Saldamlı’nın önerdiği gibi “destinasyon yönetim merkezleri” kurulmadan, bu tür ziyaretler yalnızca geçici rüzgâr etkisi yaratır. Sürdürülebilirlik ve profesyonel planlama olmadan bir Papa ziyareti dahi heba olabilir.

Panelde sıkça tekrarlandı: İznik bir başına değildir. Mudanya, Trilye, Kumyaka ve Uludağ’daki manastır kalıntılarıyla birlikte bütüncül bir inanç turizmi rotasına dönüştürülmeli. Ancak bu söylemin pratiğe geçebilmesi için önce Bursa’nın kendisinin bu potansiyele inanması gerekir. Zira inanç, sadece turistin sahip olması gereken bir şey değildir; turizmi yönetenlerin de bu misyona inanması gerekir.

Bir kitabın Paris’te bir vitrinde yer alması, bir ülkenin vitrinde yer alması demektir. Uluslararası SKAL Dernekleri Federasyonu Başkanı Emre Gezgin’in bu sözü aslında her şeyi özetliyor. Bir İznik kitabının Paris’teki bir kitapçı rafında bulunması, Roma’da, Madrid’de ya da Berlin’de İznik’in konuşulması, yapılacak çalışmaların ölçeğini gözler önüne seriyor.

Dolayısıyla bu mesele bir anı defteri açmak değil, aksine gelecek için kalıcı izler bırakma zamanı. Turizmin, kültürün, dinlerin ve insanların birleştiği bu topraklarda yeni bir diyalog, yeni bir hatıra oluşturmak mümkün. Bu defa unutulmak için değil, sonsuza kadar hatırlanmak için çalışmalı.

İznik, bu yılın sonbaharında belki de 1700 yıllık tarihinin en önemli kışına hazırlanıyor. Eğer bunu iyi değerlendirirsek, bütün dünya İznik’i yeniden keşfedecek.

BUSİAD’IN MESLEK ÖDÜLÜ BU YIL İKİ DUAYENE GİTTİ

Bazı ödüller vardır; sadece bir plaketten, kürsü konuşmasından ibaret değildir. Onlar, bir kentin aklına, vicdanına ve geleceğe bıraktığı izleri temsil eder. BUSİAD’ın Doğan Ersöz ve Başarı Ödülleri tam da böyle bir anlam taşıyor. Sadece başarılı olmak değil; kent kültürüne, insan kaynağına, geleceğe katkı sunmak gibi çok daha derin bir misyona işaret ediyor.

28 yıldır bu geleneği sürdüren BUSİAD, yine alkışı hak eden bir seçim listesiyle kamuoyunun karşısına çıktı. Her ödül, Bursa’nın değişik damarlarında yıllardır akan alın terinin, yenilik arayışının ve toplumsal sorumluluk duygusunun birer yansımasıydı.

Bu yıl Doğan Ersöz Ödülü’nün sahibi, bir zamanlar sadece süngerle başlayan ama bugün üç kıtada 30 fabrika ve 9bin 800 kişilik dev bir aileye ulaşan MarturFompak Holding oldu. MarturFompak, otomotivin kalbi olan koltuk sistemleri ve iç trim üretimini, Türk mühendisliğiyle dünya devlerine taşımayı başardı.

BUSİAD Özel Başarı Ödülü’nün sahibi Osman Güler’in hikâyesi, bir yaşam dersi adeta. Kırcaali’den gelen bir göçmen ailenin çocuğu olarak Bursa’ya yerleşen Güler, 9 ay işçilikten sonra kendi firmasını kuruyor. Bugün geldiği nokta mı? 140 ülkeye ihracat yapan, 350 kişilik istihdamla çalışan bir dünya devi.

Kültür-Sanat ve Eğitime Destek Ödülü bu yıl popun caza uzanan yüzü Fatih Erkoç’a verildi. Sadece sahne değil, sahnenin gerisindeki gençler de onun gündeminde. Bademli’de kurduğu sanat akademisiyle, çok sayıda gence sanatla tanışma fırsatı sunan Erkoç, müziğin sosyal iyileştirici gücüne inananlardan. Bursa’ya sadece konserle değil, yürekle gelen bir sanatçı…

BUSİAD Meslek Ödülü bu yıl iki duayene gitti. İlker Oral ve Vehbi Varlık… İkisi de yalnızca üretmedi, inşa etti. Fabrikalar, iş modelleri, çalışma kültürleri… İlker Oral, SİNTA A.Ş.’de 50 yılı aşan emeğiyle birçok sanayi tesisinin altına imza attı. Vehbi Varlık ise İNOKSAN markasıyla hem sektör öncüsü oldu, hem de STK’ların aranan ismi hâline geldi. Onlar Bursa’nın üretimle büyüyen ahlak pusulası…

BUSİAD Sosyal Sorumluluk Ödülü’nün bu yılki sahibi Eker Süt oldu. 12 otizmli bireyin iş hayatına kazandırılması, yalnızca bir sosyal sorumluluk projesi değil; toplumsal ön yargılara karşı da güçlü bir manifestodur. Eker’in yaptığı sadece üretmek değil; kapsayıcı bir üretim kültürünü toplumla buluşturmak…

Bir kentin ruhu, sadece kaldırımlarında ya da gökdelenlerinde değil; iş insanının kararlığında, işçisinin emeğinde sanatçısının duyarlığında, yöneticisinin sorumluluğunda şekillenir.

Ve işte bu yüzden BUSİAD’ın bu ödülleri sadece takdir değil, toplumsal hafızadır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.