Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen deprem felaketinin üzerinden bir ay geçti. Her geçen gün felaketin hangi boyutlara ulaştığını daha iyi anlıyoruz.
Birleşmiş Milletler (BM), geçtiğimiz gün Türkiye'de depremlerin neden olduğu hasarın 100 milyar doları aşacağının tahmin edildiğini açıkladı.
Bu rakamı açıklayan Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye Temsilcisi Louisa Vinton, deprem nedeniyle bölgedeki 2,7 milyon kişinin yerinden olduğunu, 600 bine yakın bina veya iş yerinin yıkıldığını ekledi.
Felaketin boyutlarının benzeri görülmemiş bir seviyede olduğunu söyleyen Vinton, "Geride enkazda insanların evleri, hayalleri, anıları, her şeyi kaldı. Ama öyle büyük bir felaket ki 100 milyon metreküp enkaz oluşturdu ve bu çok büyük bir miktar.’ İfadelerini kullandı.
Uluslararası camiaya da felaketin boyutunun ne kadar büyük olduğunun anlaşılması gerektiği mesajını veren Vinton, daha önce de BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in, Türkiye'nin yıllardır Suriyelilere gösterdiği cömertliği, şimdi Türkiye'ye gösterme zamanı sözlerini hatırlatarak, ‘ Bu, sadece bölgedeki fiziki altyapının yeniden inşasının finanse edilmesi veya desteklenmesi açısından değil, toplumun normale dönmesi açısından çok önemli. Bölgenin yeniden kalkınmasını desteklemek için birçok finansal mekanizma da mevcut. ‘değerlendirmesini yapmıştı.
100 milyar dolar deyip geçmeyin sadece Türkiye açısından değil, dünya ölçeğinde de çok hem de çok büyük bir rakam. Düşünsenize 85 milyonluk Türkiye bir yıl boyunca seferber olup üretim yapıyor, gerçekleştirilen ihracat ancak 240 milyar dolara ulaşıyor.
Sadece bu rakam bile kapımızda bekleyen büyük Marmara depremiyle ilgili hızlı hareket etmemiz gerektiğini gösteriyor.
Çünkü Türkiye nüfusunun üçte birinin yaşadığı havzada Türkiye ekonomisinin üçte ikisini oluşturan sanayi tesisleri bulunuyor. En fazla ihracat gerçekleştiren üç il olan İstanbul, Bursa ve Kocaeli bu bölgede.
Yaşanacak büyük bir depremin doğuracağı sonuçlar, Kahramanmaraş depremlerinden daha ağır olacaktır.
Deprem, Anadolu coğrafyasının kaderi ama kedere dönüşmesini engellemek ise bizlerin elinde. 1999 depremi sonrası 23 yılda bir arpa boyu yol kat edemedik. Umarım bundan sonraki süreçte yine aynı hataya düşüp unutmayız…
DEPREM BÖLGESİNE GİDEN ÜZÜNTÜYLE DÖNÜYOR
Bu deprem, bizlere Türkiye’de toplumsal dayanışmanın ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha gösterdi. Felaket büyük ama dayanışma ondan daha büyüktü. Türkiye’nin dört bir yanından insanlar ilk günden beri seferber oldu.
Karınca kararınca herkes elinden geldiği ölçüde deprem bölgesinde yaşayan insanların acısını hafifletmek amacıyla kolları sıvadı. Yardımlar hala devam ediyor. İlk günlerdeki karmaşa ise yerini düzene bıraktı ama deprem bölgesinde televizyon ekranlarına yansımayan sıkıntılar yaşanmaya devam ediyor.
Bunları sosyal medyaya yansıyan görüntülerden ve bölgeyi ziyaret edenlerin izlenimlerinden görüyoruz.
Sönmez Medya’da birlikte görev yaptığımız ASTV Program Müdürü ve Satırbaşı programı yapımcısı Sevda Kurul, Uludağ Elektrik’in 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Hatay’a düzenlediği geziye katıldı. Bursa’dan kadın gazetecilerin katıldığı organizasyonda deprem bölgesindeki kadınlar ve kız çocukları için oluşturulan kitlerin yanı sıra Uludağ Elektrik çalışanlarının ürettiği el emeği bereleri Narlıca çadır kentinde dağıttılar.
Deprem bölgesinden Uludağ Elektrik Genel Müdürü Ali Erman Aytac ile yaptığı röportajı, aynı gün ASTV yayınına yetiştiren Sevda Kurul’un izlenimleri kendisi kadar bizleri de etkiledi. Antakya’nın çok büyük bir bölümünün tamamen yıkıldığını anlatan Kurul, ‘İnsanlar çok büyük zorluklar içinde çadır kentlerinde yaşamlarını sürdürüyorlar. Bizim için çok basit gibi görünen temel ihtiyaçlar onlar açısından çok önemli. Hala çocuklar ve kadınları terliklerle dolaşması bizleri çok üzdü. İnsan bu kadar yardım nereye gitti diye sormadan yapamıyor’ dedi.
BUSİAD MUTFAK 2 BİN KİŞİYİ DOYURUYOR
Depremin ilk gününden itibaren, üyeleriyle AFAD arasında koordinasyon sağlayan ihtiyaç malzemeleri gönderilmesini sağlayan Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (BUSİAD), şimdi de Hatay'ın Samandağ ilçesinde kurulan sahra mutfağında sıcak yemek ihtiyacını gideriyor.
Bölgeye ilk günlerde giden Bursalı kardeşler Kamil ve Mehmet Durkut’un mobil mutfağının ihtiyaçlarını gidermeye başlayan BUSİAD, ramazan ayı boyunca da üyelerinden gelen yardımlarla hizmet verecek olan BUSİAD Mutfağında gerek kuru gıdaların, gerekse servis malzemelerinin teminini gerçekleştirecek.
BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar, “İlk günden itibaren vicdan sahibi, yardımsever bir millet olduğumuzu gösteren tüm halkımıza, şükranlarımızı iletmeyi bir borç biliyoruz. Bursa iş dünyası da bu konuda çok iyi bir sınav vermiştir. Samandağ’da günde 2 bin kişiyi doyuran mobil mutfağımızın devamlılığı için başta üyelerimiz olmak üzere herkesi göreve davet ediyoruz. Buradan Kamil ve Mehmet Durkut kardeşlere de özel bir teşekkürü borç biliyoruz” dedi.
GEMLİK BELEDİYESİ GEÇMİŞİ GELECEĞE TAŞIDI
Gemlik Körfez, öğrencilik yıllarında okuduğum ilk gazeteler, sahibi Kadri Güler de ilk tanıdığım gazeteciler arasındaydı. 70’li yıllarda hani şu tarihi fotoğraflardaki gibi gazete dağıtıcıları tarafından esnafların dükkanlarına bırakılırdı.
Gemlik Belediyesi Halkla İlişkileri Müdürlüğü, Gemlik’te 1974 yılından bu zamana kadar basın yayın hayatını sürdüren Gemlik Körfez gazetesinin arşivini dijitale aktararak tarihin tozlu raflarında kalmış bilgileri tekrar gün ışığına çıkarttı. Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Uğur Sertaslan, “Bursa’da ilk kez böyle bir çalışma yapmanın gururunu yaşıyoruz. Körfez Gazetesi ile başladığımız arşiv çalışması, Gemlik ve Çağrı gazeteleri ile devam edecek” dedi.
Yaklaşık bir yıl süren çalışmanın ürünü olarak ortaya çıkan arşiv için on binlerce sayfa tarama yapılarak Gemlik Belediyesi’nin web sitesine vatandaşların kullanımına açıldı.
Kadri Güler, gazetenin 45 yıllık arşivinin dijital ortama taşınmasından dolayı başta Sertaslan olmak üzere emeği geçenlere teşekkür etti.