Hava Durumu

Sebze-meyvede büyük fiyat düşüşü beklentisine girmeyin!

Yazının Giriş Tarihi: 21.04.2022 08:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.04.2022 08:05

Pandeminin başlamasıyla birlikte artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı öngörüsünün gerçekleştiği günlerden geçiyoruz.

O günlerde sağlığın ardından gıdanın ve bunun tedarik zincirinin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmıştı. Ardından Ukrayna savaşı ile tedarik zincirindeki aksamanın nelere mal olabileceğini gördük.

Ülkeler artık ‘emtia milliyetçiliği’ yapıyor. Yani kendisine yetecek kadar olanını ayırdıktan sonra kalanını ihraç ediyor.

Bir zamanlar Türkiye’de durum farklıydı. İlkokulda öğretmenlerimiz bize dünyada kendine yetebilen yedi ülkeden biri olduğumuzu anlatır, bununla övünürdük. Şimdiler de ise Ukrayna’dan yola çıkan ayçiçeği yağı gemilerini takip eder olduk.

ASTV’de yayınlanan Gözlem Kulesi’nin konuğu olan Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Dr. Fevzi Çakmak’a göre, sorun dışarıdan alsak daha ucuza gelir mantığı ile hareket ederek içerdeki tarımın unutulmasından kaynaklanıyor. İçerdeki tarım değersizleştirilince ve özellikle 1980 darbesinden gelen yönetimlerde neoliberal politika uygulamalarıyla tarımın ötekileştirilmesiyle sorun daha da büyüdü.

Kazanamayan çiftçi köyden uzaklaştı. Köylerdeki ortalama yaş oranı 55’e çıktı. Tarım alanları işlenemez hale geldi. Bundan sonraki süreç ise önlem alınmazsa daha zor bir döneme evrilecek.

 Dr. Çakmak’ın verdiği bilgiye göre, 1990 yılında 27,8 milyon olan tarımsal alan varlığımız, günümüzde 23,5 milyona düştü. Çiftçi ekonomik getirisi olmadığı için arazi olduğu halde ekmemeyi tercih ediyor.  

Bursa’da da aynı durum söz konusu. Tarımın yoğun yapıldığı ve getirisinin yüksek olduğu bölge olmasına rağmen Bursa’daki 370 bin hektar tarım arazisinin yaklaşık yüzde 25’e ekilmiyor. 

Peki, nasıl ithal eden ülke konumundan kendine yeten ülke konumuna gelebiliriz?

Dr. Çakmak, bu soruya yanıt verirken Rusya örneğini gösterdi. Rusya,10 yıl önce buğday ithal eden bir ülkeyken şu anda dünyanın en çok buğday ihracatı yapan ülkesi.

Türkiye’nin bunu başaramamasının nedenini atılan adımlarda siyasi düşünülmesi ve geri adım refleksleri yüzünden kararlı davranılmaması olduğunu vurgulayan Dr. Çakmak,  şöyle devam etti:

‘Yeni bir tarım bakanımız var. Uzun zamandan beri tarımın içinden gelen bir tarım bakanı olmamıştı. Bu tarım bakanımız meslekten gelen hocamız. Tarımın sorunlarını en az bizim kadar bilen biri. Bu anlamda kararlı adımları atabilir. Tarım elden gitmeden hepimizin tarımı nasıl kurtarabiliriz diye bir masanın etrafında toplanması gerekiyor’

Genel planlamalar tarımın geleceğiyle ile ilgili önemli konular. Bir de vatandaşın beklentisi var. Sebze meyve fiyatları son aylarda deyim yerindeyse uçuşa geçti.  Havalar ısınıp yaz gelince fiyatlar düşer mi?

Dr. Çakmak , seralarda üretim girdi maliyetlerinin yüzde 138 oranında arttığını ve bu durumun fiyatlara yansıdığını belirterek, şunları söyledi:

Kış nedeniyle sera ürünlerinin üretiminde yüzde 138 girdi maliyetleri arttı. Gübresi ilacı tohumu ilacı ısıtması ve ambalajı bir kilo domatesin üretim maliyeti yüzde 138 arttı. Hal böyle olunca da fiyatlar aşırı yükseldi. Bu yıl mevsimsel ürün fiyatları düşecek ama hiç kimse şunu beklemesin ben gecen sene gibi domatesi 2-3 liradan yiyeceğim diye beklemesin. Maalesef i şu anda girdi maliyetlerinin artışı yüzde 200’ün üzeride.’

 İZNİK’TE ZEYTİN KESİLİP, KİVİ VE NEKTARİN EKİLİYOR

Programda, ürün deseninin değişimine de dikkat çeken Dr. Fevzi Çakmak, İznik bölgesinde zeytin ağacı kıyımı olduğuna dikkat çekti. Çiftçinin zeytin üretiminden gelir elde edemediği için yasak olmasına rağmen zeytin ağaçlarını keserek yerine kivi ve nektarin ektiğini söyleyen Dr. Çakmak, şunları söyledi: 

‘Zeytin 2 bin yıl yaşayan bir ağaç kestiğinizde yerine yenisi koyamazsınız. Bursa’nın tarım arazilerinin yüzde 12’si zeytinlikten oluşuyor. Bunun yaşaması lazım. Devlet politikası olarak ele alınıp desteklenmesi gerekiyor’

En büyük sıkıntılardan birinin de Gemlik tipi sofralık zeytinin fidanlarının alınıp yağlık zeytin bölgelerine bedava dağıtılması olduğuna dikkat çeken Dr. Çakmak, bunun iç piyasada dengeleri bozduğunu sözlerine ekledi.

BURSA’NIN HUZURUNA SALDIRI…

Son yıllarda yapılan tüm araştırmalarda huzur kenti olduğu tescil edilen Bursa, dün güne hain bir terör saldırısıyla başladı.

Bursa E Tipi Cezaevi'nde görevli infaz koruma memurlarını taşıyan otobüsün geçişi sırasında, el yapımı patlayıcıyla saldırı düzenlendi. Patlamada Cengiz Yiğit (36) adlı infaz koruma memuru şehit oldu, biri ağır 5 personel de yaralandı.

Bursa’nın ve Türkiye’nin huzur ve güvenliğine yapılan bu hain saldırı sonrası İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Bursa’ya gelerek incelemelerde bulundu.

Bursa da bu hain saldırıya karşı tek yürek olarak yaşanan alçak saldırıya tepkisini gösterdi. Milletvekilleri, yerel yöneticiler ve sivil toplum örgütleri yaptıkları açıklamalarda saldırıyı kınadılar.

MHP Bursa Milletvekili Mustafa Hidayet Vahapoğlu da, TBMM Genel Kurulu öncesi bir dakikalık söz hakkını kullanarak, Bursa’daki hain saldırıyı dile getirdi.

Türkiye'nin teröre karşı kazandığı başarıyla sağladığı güvenlik ortamından rahatsız olanlar ve Türkiye'yi doğrudan hedef alamayan şer odaklarının maşaları yeniden iş başında olduğuna vurgu yapan Vahapoğlu,  ‘Terör, insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. O patlayıcıyı oraya koyan terörist, onların değişik sıfatla temsilciliğini yapanlar, terörist ve destekçilerine siyasi, mali ve psikolojik dâhil her tür destek sağlayanlar bu cinayetlerin sorumlularıdır ve hepsini lanetliyorum’ dedi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.