Hava Durumu

Sendikalar nihayet ses verdi; Dayanacak gücümüz kalmadı

Yazının Giriş Tarihi: 10.07.2024 08:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.07.2024 08:06

Sendikalar, demokrasi ile yönetilen ülkelerde baskı gruplarının ilk sırasında yer alır, siyasette de belirleyici rolleri vardır. Hatta birçok ülkede siyasetin yolunu sendikal görevler açar.

Türkiye maalesef sendikalaşma oranı artacağı yerde her geçen yıl biraz daha geriliyor. Toplu sözleşmeden faydalanma oranı özel sektörde yüzde 5’e kadar düşmüş durumda.

Aslında bugün ülkemizde ücretlilerin reel olarak gelir kaybına uğramasındaki en önemli nedenlerden biri de örgütlenme eksiliği olsa gerek.

İşçi örgütlü olarak sesini yükseltemediği için iş sadece sandıkta oy tercihleriyle tavırlarını belirlemeye kalıyor. İktidar da düzenlemelerini daha doğrusu ücret artışlarıyla ilgili kararlarını bu dönemde hayata geçirdiği için ara dönemlerde sıkıntıların gündeme taşınması muhalefet parti temsilcilerine kalıyor.

Bunun yanı sıra, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığını artık herkes kabul ediyor. Enflasyon ve hayat pahalılığı özellikle dar gelirlilerin belini büktü. Merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in yıllar önce yaptığı tespitte olduğu gibi en büyük ‘halk düşmanı’ olan enflasyon vatandaşı fakirleştirmeye devam ediyor.

Vatandaşın yaşadığı sıkıntılar sokak röportajlarında çarpıcı bizimde sosyal medyaya yansıyor. Birçok ülkede sıkıntıları toplumun gündemine taşıyan kurumların sendikalar olduğunu görüyor ve elde ettikleri sonuçları televizyonlardan izliyoruz.

Güncel sorunumuza gelince;

Kök maaş meselesi yüzünden zam alamayacak emeklilerin sesi duyuldu ama asgari ücretlinin de maaşı geçen 6 ayda erimesine rağmen iktidar bu konuda kayıtsız. Asgari ücret artmayınca özel sektör, deneyimli mavi yaka ve beyaz yakalılara da zam yapmıyor. Hasbelkader sendikalı olanlar şanslı çünkü onlara enflasyon oranında artışlar sağlanıyor.

Türkiye’de ücretlilerin yaşadığı sıkıntılarla ilgili dün nihayet sendikaların ortak ses verdiğini gördük. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan "İnsan onuruna yaraşır bir yaşam talep ediyoruz" çağrısını kamuoyuna duyurdular.

‘TÜİK'in açıkladığı rakamları gerçekçi bulmuyoruz. Dayanacak gücümüz kalmadı’ diyen Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e de eleştiride bulundu. Kamuda ücret dengesizliği, emeklilerin ve asgari ücretlilerin sıkıntıları olduğunun altını çizen Atalay, şöyle devam etti:

‘10 bin TL ile bir hafta geçinme şansımız yok. Tablo ortada... Özel sektör geçmişte kamudan öndeydi. şimdi en düşük duruma düştü. Özel sektördeki karlar ortadayken 10 yıllık bir işçiye 10 bin lirayı çok görüyor. Bunlar bizi işçiyi maraba zannediyor. Dayanacak gücümüz kalmadı. Bunlar bizi köle zannediyorlar. Bu meseleyle ilgili üzerimize ne düşüyorsa noksansız yapmak zorundayız’

ÜÇ KONFEDERASYONUNUN 10 MADDELİK TALEBİ…

Üç konfederasyonunun birlikteliğinin önemine de vurgu yapan Atalay, ‘Bizim üçümüzün de sık sık işçi meselesinde, emekçi meselesinde bir araya gelme mecburiyetimiz var. Şimdi ülkede seçim oldu toplum kanaatini belli etti, bir sene sonra başka belli edecek. Türk toplumu akıllı bir toplumdur nerede ne yapacağını iyi bilir. Bu meseleyi emekçinin üstüne, dar ve sabit gelirlinin üstüne yıkmanın anlamı yok. Kemeri sık, faizi arttır, vergiyi yükselt, bahşişten vergi nasıl alırım onun yoluna bak. Böyle bir yetkiyi bundan önceki Maliye Bakanı'na versen o da yapardı. Bizim üzerimizden ellerini çeksinler. 17 bin liranın ekonomiyi düzeltmeyle ilgili bir alakası yok. Bir yerde ekonomik kriz varsa orada huzur yoktur’ diye konuştu.

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da, "İşçi sınıfı başta olmak üzere bütün toplumsal kesimlerin seçimden seçime değil hayatın her alanında söz hakkına sahip olduğu bir ülkede bu sorunu çözebiliriz." görüşünü aktardı. Çerkezoğlu, ücretliler için iktidara 10 maddelik talebini okudu.

Vergide adalet, enflasyonla mücadele, asgari ücretin arttırılması, kamuda ücret dengesizliğine son verilmesi, en düşük emekli aylığının asgari ücret seviyesinde olması, sendikal örgütlenme önündeki engellerin kaldırılması, taşeron işçilerin kadroya alınması, tasarruf tedbirleri gerekçesiyle çalışanların haklarının aşındırılmaması, insan onuruna yakışan bir çalışma düzeni ve çalışma hayatında ayrımcılığın son bulması istendi.

Üç konfederasyonun yaptığı çağrı karşılık bulur mu bilemiyorum ama yapılması önemli ve hatta geç bile kalmış bir tepki ve talep.

ÇINAR’A BURULAŞ’TA DÖNEMLİ GÖREV…

Remzi Çınar’ı Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanlığı yaptığı dönemde tanımıştık. Bu görevinin ardından Nilüfer Belediye Meclis üyeliği Belediye Başkan yardımcılığı ve Büyükşehir Belediye Meclisi ulaşım komisyonu üyeliklerinde bulundu.

BURULAŞ Genel Müdürü Fahrettin Beşli dün Remzi Çınar’ın BURULAŞ Raylı Sistemlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak göreve başladığını sosyal medya hesabından duyurdu ve ‘Raylı Sistemler üzerinde çalışmaları ve tecrübesi ile BURULAŞ a güç katacak bir dostumla beraber çalışmaktan bahtiyarım’ dedi.

Çınar, bu atamayla 2002-2016 yılları arasında mesleğe başladığı kurum olan BURULAŞ’ın en üst görevlerinden birine gelmiş oldu. Bursaray başta olmak üzere BURULAŞ’ın tüm birimlerini yakından tanıyan hatta bazılarının kuruluşuna tanıklık eden Çınar, Bursa için çalışacağı mesajını verdi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.