Ekonominin nabzını bazen fabrika bacalarından değil, zemine dökülen betonlardan okumak gerekir. Öyle ki bir yatırımın ilk harcı, toprak kazıldığında değil; o harç için karar verildiğinde başlar. Ve bu kararlılığın en görünür çıktılarından biri de sanayi tesislerine dönüştürülen prefabrik yapılardır.

Buğra Küçükkayalar, 2022 yılında Bursa Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (BUSİAD) Yönetim Kurulu Başkanlığına seçildiğinde düzenlediği basın toplantısı sırasında açıkladığı bir veri hepimizi şaşırtmıştı.
Aynı zamanda inşaat sektöründe faaliyet gösteren bir iş insanı olan Küçükkayalar, Türkiye ekonomisinin 1997 yılından günümüze kadar olan sürecini sanayi tesislerini yapan Türkiye Prefabrik Birliği (TPB) verileriyle analiz etmişti.

Türkiye’deki sanayi yapılarının yaklaşık yüzde 95’i beton prefabrikasyon sistemi ile yapıldığı için üretim ve sanayi yatırımlarının gerçekleşmesiyle ilgili çok önemli bir gösterge.
Bu grafiklere göre, Türkiye’nin mesela 1999 depremi, 2000, 2001, 2008-2012 ekonomik krizlerinde sanayi tesisi sayılarının düşüşü, ekonomik göstergelere paralel olarak azalıyor.
2018-2022 döviz ve borç krizi döneminde ise 2019’dan sonra yatırımların artmış ve Küçükkayalar’ın deyimiyle şaha kalktığı görülmüştü. Pandeminin sanayi yatırımlarına olumsuz etkisi olmamış, aksine Türkiye’ye yönelik talep artışı nedeniyle artış görülmüştü.
Bu konuyla yakından ilgilendiğimi bildiği için Küçükkayalar, BUSİAD ödül töreninden sonra son yayınlanan grafiği gönderdi.
2021’deki toparlanmanın ardından 2023 sonrası yeniden aşağı yönlü bir eğilime girmiş durumda. 2025’in ilk çeyreği, son 10 yılın en düşük üretim seviyelerinden biri.
Bu sadece prefabrik yapılarla ilgili bir tablo değil. Bu, sanayi yatırımlarının vitrindeki yansıması.
Prefabrik yapılar; fabrika, atölye ve üretim sahalarının ilk adımıdır. Ve bu yapıların üretiminde yaşanan düşüş, yeni yatırım planlarının ertelendiğini, belki de askıya alındığını gösteriyor.
BUSİAD BU TABLOYU ÖNCEDEN GÖRMÜŞTÜ
Aslında bu veriler, BUSİAD’ın Yüksek Danışma Kurulu raporlarında defalarca dile getirdiği bir gerçeği teyit ediyor:
“Sanayi yatırımlarındaki yavaşlama, üretim kapasitesini daraltma riskini beraberinde getiriyor.”
BUSİAD, yalnızca sorun tespiti yapan bir sivil toplum kuruluşu değil; aynı zamanda çözüm önerileri sunan, kentle ve ülkeyle ilgili stratejik vizyon geliştiren bir yapı. ‘İktisadi Yönelim Anketi’ ile de iş dünyasının nabzını tutuyor.
Ancak bu tablo ve iş dünyasının görüşleri gösteriyor ki, uygulama tarafında hâlâ ciddi sıkıntılar var.
Bursa, Türkiye'nin üretim üssü. Otomotiv, tekstil, makine ve gıda sanayiinin güçlü olduğu bir kent. Ancak bu güç, yatırım olmazsa ayakta kalamaz. Ve yatırım, sadece fabrika yapmak değil; aynı zamanda o fabrikanın üretim yapabileceği koşulları sağlayabilmekle olur.
Son dönemlerde yaşanan finansmana erişim sorunu, yüksek faiz oranları, belirsiz döviz kuru ve öngörülemez piyasa koşulları, yatırımcının elini kolunu bağlıyor.
BUSİAD Başkanı Buğra Küçükkayalar’ın sıkça dile getirdiği “güven, istikrar ve öngörülebilirlik” talebi, işte bu noktada tekrar gündeme geliyor.
Peki, ne yapılmalı?
Öncelikle yatırımcıya sadece teşvik değil, güven ortamı sunulmalı.
Finansal öngörülebilirlik yeniden inşa edilmeli.
Lojistikten enerjiye kadar destekleyici altyapılar tamamlanmalı.
OSB’lerde sadece sanayi değil, yaşam alanları da planlanmalı.
Yatırımcı, geleceği öngörebildiği bir ortamda risk alır. Bugün o ortam bulanık. Belirsizlik derin.
Gözden kaçan bir veri, ertelenmiş bir karar, atıl kalmış bir yatırım alanı… Bunların hepsi birleştiğinde, ekonominin motoru yavaşlıyor.
Ve yatırım, üretim olmadan ekonomi yol alamaz.
Bugün prefabrik yapı üretimi azalıyorsa, bu sadece bir grafik değil; aynı zamanda "Durun, düşünecek bir şeyler var" diyen güçlü bir uyarıdır.
BALKANLARDAN BURSA’YA UZANAN DOSTLUK
Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, parlamentoya seçilmeden önce Mestanlılar Derneği başkanıydı. BAL-GÖÇ Genel Başkanlığı’na aday da olan Öztürk, meclise girdikten sonra da CHP’nin Balkan Masası’nda görev üslendi. Hatta Kemal Kılıçdaroğlu’nun Bulgaristan’a yapacağı geziyi organize edenler arasındaydı.

Soydaşların sorunlarını da zaman zaman parlamentoya taşıyan Öztürk, iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesi için çalışmalar yaparken, Bulgaristan’dan gelen konukları da ağırlıyor.

Bulgaristan’ın Veliko Tırnova Belediye Başkanı Daniel Panov ve beraberindeki heyeti de Bursa’da ağırlayan Öztürk, heyetle birlikte Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey görüşmesinde yer aldı.

Tarihi belediye binasındaki görüşmede, kültürel bağlar ve ortak geçmiş ile gelecekteki olası iş birlikleri konuşuldu.

Görüşmeyi sosyal medya hesabından da paylaşan Öztürk, ‘Yalnızca iki şehir arasında değil, iki halk arasında da dostluk köprüsünü büyüten buluşmamıza ev sahipliği yapan Mustafa Bozbey’e ve büyükşehir belediyemizin çalışanlarına teşekkür ediyorum. Ortak geçmiş ortak gelecek ile bağlarımızı güçlendirecek her adımda, bu dostluğun temsilcisi olmaya devam edeceğiz’ dedi.

Daniel Panov ve beraberindeki heyet daha sonra Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'nda; BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Muhsin Koçaslan, BTSO Genel Sekreteri Ömer Şendoğan, BTSO KOBİ Konsey Başkan Yardımcısı Arif Demirören ile bir araya geldi. Bu görüşmede de, karşılıklı ekonomik ilişkiler konusunda atılacak ortak adımlar değerlendirildi.
