Uludağ Enerji CEO’su açık konuştu: Tarife artışı kaçınılmaz

Geçtiğimiz aylarda uluslararası sürdürülebilir altyapı yatırım fonu Actis’e devri gerçekleşen Uludağ Enerji, kurumsal kimliğini dönüştürdü.

Yeni süreci dün düzenlenen toplantı da kamuoyu ile paylaşan Uludağ Enerji CEO’su İsmail Ergüneş, ‘Hayata Güç Veriyoruz!’ misyonlarını korumaya devam ettiklerini açıkladı.

 2021 yılsonu itibarıyla abone sayılarının 3,5 milyona, Güney Marmara’da hizmet verilen nüfusun ise 5 milyonu aştığını vurgulayan Ergüneş şirketin önümüzdeki dönem vizyonunun ardından soru-cevap bölümünde, enerji krizi ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.

Enerji fiyatları nereye gidiyor? sorusunu yönelttiğim Ergüneş, ‘Maalesef dünya çok büyük bir enerji krizi ile karşı karşıya’ sözleriyle yanıtına başlayarak oldukça detaylı bir analiz yaptı:

‘Uzun zamandır savunduğum bir tez var. Dünyada para politikalarının yapamadığını enerji politikaları yapmak üzere. Yani batı faizi arttırıyor ama enerji fiyatları dünyayı bir resesyona durgunluğa belki de bir gıda krizine doğru götürüyor. Çünkü bunun sonunda gübre büyük ölçüde doğalgazdan üretiliyor. Doğalgaz fiyatlarındaki artış katlanamaz boyutlara gelmiş durumda’

Bunun geçen yıldan beri yaşanan bir olgu olduğunun çizdi ve şöyle devam etti:

‘ Bazen hakikatler gözümüzün önünde çok çıplak bir şekilde durur ama insanların kendini körleştirme eğilimi vardır. Görmemeye çalışır.  Avrupa depoları doldurmakta geç kaldı. Pandemiden çıkarken hızlı bir canlanmayı düşünemedi. Dolayısıyla pandemiden çıkışla birlikte tekrar depolarını doldurmaya başlarken Rusya fırsatı gördü. Arz ve talep dengesizlikten yararlanarak fiyatları yukarıya doğru çıkarmaya başladı.

Bugün gördüğümüz savaşla geriye doğru analizi devam ettirdiğinizde Rusya tarafından stratejik çatışmanın bir unsuru olarak hazırlandığı, kullanıldığı çok aşikar bir şekilde ortada’

Geçen yıl bu zamanlarda elektriğin megavatının 350 lira civarında olduğunu, bugün bu rakamın 7-8 kat artarak 2 bin 600- 2 bin 700 liraya yükseldiğini ifade eden Ergüneş, bu artışı çok dramatik ve can yakıcı olarak niteledi.

Ergüneş, dünyanın tüm ülkelerinin akla hayale gelmeyen, daha önce düşünülmeyen çözümler üretmeye çalıştığını, ABD’nin petrol ürünlerindeki federal vergileri kaldırdığını bizde de santrallerin satışlarına fiyat sınırlaması getirildiğini, aynı uygulamayın Avrupa tarafından da hayata geçirildiğini söyledi.

ELEKTRİK ZAMMI TALEBİ YAPILDI MI?

Tam bu noktada, geçen gün yayınlanan elektrik üreticilerinin yüzde 30 zam talebiyle ilgili haberi hatırlatmamız üzerine Ergüneş şöyle devam etti:

‘Bizim kamu tarafıyla böyle bir etkileşimimiz, müzakeremiz hiçbir zaman olmadı. Bu tamamen bir algı yönetimi.   Ancak, çok uzun zamandır. Maliyetler tarifelere yansıtılmıyor ve açıkçası mümkün olduğu kadar maliyet artışını tüketiciye yansıtılmadan süreç ilerletilmeye çalışılıyor.

Şu an biz sürdürülebilirliğe ve kesintisiz enerji teminine odaklanmış durumdayız. Bugünkü enerji maliyetlerinde tarife artışına ihtiyaç var mı? Kaçınılmaz var. Fakat ülkeyi yönetenler tarafından bunun ekonomik ve toplumsal analizi yapılıyor.  Bildiğim kadarıyla ek bütçe teklifi var. Oradan maliyetin bir kısmının sübvanse edilmesi konusunda çalışmalar var’

ENERJİDE DEMOKRATİKLEŞME VE YÜKSELEN PANEL TALEBİ

 Ergüneş, yenilenebilir enerji ile ilgili bir soru üzerine de, sürdürülebilir bir dünya ve yaşanan gerginlikler nedeniyle yenilenebilir enerjinin en önemli araçlardan biri haline geldiğine dikkat çekti.  Yaşananlar ışığında bütün ülkelerin enerji politikalarını dizayn ederken arz güvenliğini birinci sıraya koyması gerektiğini ifade eden Ergüneş, şöyle devam etti:

‘Bir şey olmaz yaklaşımının son 3-4 yılda geçerli bir tutum olmadığı ortada.  Ülkeler enerji üzerinden ekonomik olarak yıkıma çalışıyorlar. Batı, ambargo ile bir tarafı etkilemeye çalışıyor diğer taraf da enerji ile dünyayı krize doğru sürüklemeye çalışıyor. Biz maalesef ikisinden de en ağır etkilenen ülkelerden bir tanesiyiz’

Ergüneş, yenilenebilir enerjinin portföy içinde her geçen gün daha yoğun bir şekilde olması gerektiğini ifade ederek, ilk kez duyduğum enerjide demokratikleşme sürecini şöyle anlattı: 

‘Eskiden büyük santrallerden bir hatla şehirlere besleme şeklinde şebeke sistemi olurdu. Şu an tam tersi çift yönlü hem tüketici hem üretici sisteme enerji veriyor. Artık daha küçük ölçeklerde. Enerji yerelleşme ve demokratikleşme sürecine giriyor. Çok büyük sermayeden daha küçük ölçekli bir hale geliyor.  Yeni bir enerji eko sistemi ortaya çıkıyor. Dolayısıyla yenilenebilir enerji alanındaki gelişmeler inanılmaz boyutta. Enerji fiyatlarının yukarı gitmesinden sonra çatı tipi GES dediğimiz enerji üretimi yönünde çok büyük bir taleple karşı karşıyayız. Şu an panel üreticileri panel taleplerine yetişemiyor’

Bu arada,  Uludağ Enerji, Türkiye’deki enerji dağıtım şirketleri arasında kesinti sıklığı süresi anlamında ikinci sırada. Şirketin bu yıl 1,2 milyar lira yatırım yükümlülüğü var. Bu yatırımlar iyileştirmede kullanılacak. Çevre konularına duyarlı olan şirket kağıt yerine dijital faturaya geçiş hazırlığına başladı. Ergüneş toplantıda bu gelişmeyi açıkladıktan sonra cep telefonuma gazeteye döner dönmez artık faturaların dijital olarak gönderileceği ve eski tip kağıt isteyenlerin ise kuruma başvurmalarını duyuran mesajı geldi.

Toplantıda konuşan Uludağ Enerji Kurumsal İletişim Direktörü Yusuf Ziya Yüce ise Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda hareket ederken kendilerini “Türkiye’nin Sosyal Enerji Şirketi” olarak konumlandırdıklarını özellikle belirterek, Uludağ Enerji’nin çevreden eşitsizliklere kadar toplumsal birçok konuda büyük role sahip olduklarının bilinciyle hareket ettiklerini vurguladı.