Hava Durumu

Uludağ’ın bilinmeyen hikâyesi; Yeni ismi 100 yaşında

Yazının Giriş Tarihi: 25.09.2025 07:59
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.09.2025 11:01

Türkiye’nin en önemli kış turizm merkezlerinden biri olan Uludağ, aslında adını bir asır önce aldı. Öncesinde “Keşiş Dağı” olarak bilinen bu zirvenin isminin değişme hikâyesi, yalnızca bir coğrafi düzenleme değil; aynı zamanda bir kimlik arayışının, bir aidiyet meselesinin ve bir şehirle dağın kaderinin birleşme noktasıdır.

Tıp tarihçilerinden Dr. Osman Şevki Bey, 1925 yılında Coğrafya Encümeni ile birlikte çıktığı Keşiş Dağı’nda gördüğü manzara karşısında büyülenir. Dönüşte kaleme aldığı raporda şu ifadeleri kullanır:
“Bütün dünya bu dağa Olemp der. Biz ise Keşiş Dağı diyoruz. Garbî Anadolu’nun en yüksek tepesine çıktım. Etrafıma baktım; ne keşiş gördüm, ne derviş. Güzel Bursa bir keşişin gölgesi altında mustaripti. Halk bu ismi sevmiyor; haklıdır. Olemp kelimesi de halkımızın diline uygun değildir. Biz buna, dağın bünyesine en uygun olan bir ismi verelim ve Uludağ diyelim.”

Bu öneri, dönemin Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak tarafından kabul edilir. Böylece dağın adı Uludağ olur. Osman Şevki Bey de sonradan “Uludağ” soyadını alarak, dağın isim babası olmanın simgesel onurunu taşır.

İsim değişir ama eski ad da tarihten tamamen silinmez. Bugün hâlâ Marmara Denizi’nin güneydoğusundan esen rüzgâr için “keşişleme” denir. Bu, Uludağ’ın geçmişinden bugüne taşınan kültürel bir izdir.

1961’de Milli Park ilan edilen Uludağ, kağıt üzerinde doğayı korumanın simgesi olsa da, gerçekte çarpık yapılaşmanın önüne geçilemedi. Oteller zinciri, kurum misafirhaneleri ve betonlaşma yarışında Uludağ da payına düşeni aldı. Son yıllarda Alan Başkanlığı ile yeni bir düzen arayışı başladı ama Uludağ hâlâ dört mevsim yaşayan bir destinasyon olma hedefini yakalayabilmiş değil. Bursa’nın kalbi gibi duran bu dağın, hak ettiği statüye kavuşması hâlâ yarım kalmış bir hikâye.

İşte tam da bu noktada, Bursa Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtım Dairesi önemli bir işe imza atıyor. Daire Başkanı Güney Özkılınç’ın açıklamasına göre, Uludağ’ın isim değişikliğinin 100. yılı için kapsamlı bir kutlama programı hazırlanmış durumda.

“Uludağ 100 Yaşında Sergisi”, 27 Eylül–31 Aralık 2025 tarihleri arasında Kent Müzesi’nde ziyarete açık olacak. Sergide, Uludağ’ın mitolojideki yeri, Olympos’tan Keşiş’e ve oradan Uludağ’a uzanan isim yolculuğu belgeler ve görsellerle anlatılacak.

Açılışta ayrıca iki özel kitap tanıtılacak: “Dağın Kızı” ve “Dr. Osman Şevki Uludağ”. Biri efsanelerin, diğeri tarihin izini sürecek bu iki eser, dağın isminin öyküsünü gelecek kuşaklara aktaracak.

Uludağ, sadece Bursa’nın değil, Türkiye’nin de simgelerinden biridir. Onun adı, yüz yıl önce bir raporla değişti ama anlamı hiç değişmedi: “Ulu” olmak, yani yüce, yani yüksek, yani koruyucu.

Şimdi Bursalılar, 27 Eylül 2025 Cumartesi günü saat 10.30’da Kent Müzesi’nde buluşarak, Uludağ’ın adını ve hikâyesini bir kez daha kutlayacak.
Bu yalnızca bir sergi değil; Bursa’nın kendi kimliğine, kendi tarihine sahip çıkma töreni olacak.

Çünkü Uludağ, Bursa’nın sadece tepesi değil; gölgesi, nefesi, kaderidir.

****

İYİ PARTİ NİLÜFER’E İDDİALI ADAY

İYİ Parti’de kongre süreci yaklaştıkça Bursa’daki ilçelerde de hareketlilik arttı. Bu kez rotamız Nilüfer. Partinin kuruluşundan bu yana sahada aktif olan isimlerden Ercan Aktaş, ilçe başkanlığına adaylığını açıkladı.

Bursa Hakimiyet’i ziyaret eden Aktaş ve ekibi hem neden aday olduklarını hem de kongre sonrasında nasıl bir yol haritası çizeceklerini anlattı. Ekibinde tanıdık isimler de var; İl yönetiminden Ümit Yaşar İren ve Mehmet Temirtaş, ilçe yönetiminden Elif Gökbulut bu kadroda yer alıyor.

Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği Bursa Şube Başkanı da olan Aktaş, siyasete girme gerekçesini net cümlelerle özetliyor:
“Türkiye’ye ve Bursa’ya hizmet etmek için bu yola çıktım. Nilüfer’in sadece CHP’nin kalesi olarak görülmesi düşüncesini değiştirmek için aday oldum.”

Kuşkusuz kolay bir iddia değil. Nilüfer, uzun süredir CHP’nin en güçlü olduğu ilçe. Aktaş’ın bu meydan okuması, hem partisinin hem de ilçedeki siyasi dengelerin nasıl şekilleneceğini merak ettiriyor.

5 Ekim’de yapılacak kongrede Osman Çalışkan ile yarışacak olan Aktaş, İYİ Parti’nin kuruluş yıllarındaki rüzgârını yeniden yakalamak istediğini söylüyor. O günleri hatırlatırken sesi biraz daha gür çıkıyor:
Partimiz o dönem siyasette ciddi bir ivme yakalamıştı. Biz yeniden aynı noktaya gelmek için çalışacağız.”

Seçilirse özellikle gençlere yönelik projelere öncelik vereceğini de ekliyor. Bugün siyasetin en zayıf noktalarından biri olan gençlerle bağ kurma meselesinde iddiasını ortaya koyuyor.

Sonuçta Nilüfer kongresi, yalnızca bir ilçe başkanlığı seçimi olmaktan öte; İYİ Parti’nin Bursa’daki yönünü ve dinamizmini de gösterecek. Bakalım 5 Ekim’de ipi kim göğüsleyecek?

*****

DOLANDIRICILIK ENDİŞESİYLE BAŞLAYAN HİKÂYE

Son yıllarda hepimiz öylesine çok dolandırıcılık hikâyesi duyduk ki, artık telefonumuza gelen her mesaj, hatta faturamızla ilgili her bildirim bile şüphe uyandırıyor.
Birisi arıyor, “bankadan arıyoruz” diyor, öteki mesaj atıyor, “şu kadar ödemeniz var” diye. Vatandaş olarak refleksimiz artık hep aynı: Şüphelenmek.

Geçtiğimiz günlerde ben de benzer bir durum yaşadım. Telefonuma Uludağ Elektrik’ten mesaj geldi. İlk anda “yine bir dolandırıcılık oyunu mu?” diye düşündüm. Çünkü bu tür kurumların unvanları kolaylıkla taklit edilebiliyor.

Mesajda yazan şu:
“Sayın Müşterimiz, adınıza kayıtlı mesken aboneliklerinde son 24 döneme ait faturaların son ödeme tarihine kadar düzenli ödenmesine istinaden… güvence bedeli iade hakkınız doğmuştur…”

Üstelik tutar da yazıyor: 1.085,68 TL.
Ve ardından yeni sözleşme numarası, otomatik ödeme talimatının iptali gibi ayrıntılar.

40 yıldır fatura ödüyorum, ilk kez böyle bir mesaj aldım. Şüphelenmemek elde mi?

Merakımı gidermek için soluğu Uludağ Elektrik’in Gemlik müşteri merkezinde aldım. Önce kapıdaki danışma görevlisine sordum:
“Bu mesaj dolandırıcılık mı?”

Hayır, doğru mesaj” dedi.
Yönlendirildiğim müşteri hizmetleri görevlisi de IBAN numaramı alarak işlemi başlattı.

Ama içim yine rahat etmedi.
Bu kez Uludağ Elektrik Halkla İlişkiler’den Ayça Kandemir’i aradım. O da önce tereddüt etti, ardından araştırıp geri döndü:
“Evet, doğru. EPDK’nın ocak ayında aldığı karar gereği, aboneler borçlarını düzenli ödüyorsa, yeni aboneliklerde güvence bedeli alınmıyor ya da iade ediliyor.”

Açıkçası şaşırdım. Çünkü bu ülkede “iade” kavramına pek alışık değiliz.
Ama aynı zamanda sevindim. Demek ki zamanında ödemesini yapan, düzenli davranan vatandaşa da bir ödül verilebiliyormuş.

Yine de şu bir gerçek:
Dolandırıcılığın bu kadar arttığı bir dönemde, gerçek uygulamalar bile kuşkuyla karşılanıyor. Vatandaşın güvenini yeniden kazanmak da en az faturaları ödemek kadar önemli.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.