Ya ilaç veya aşı bulundu ya da yürek yedik galiba...

Koronavirüs salgınında yeni normali galiba yanlış anladık. Hafta sonu iş çığırından çıktı adeta. Türkiye'nin dört bir yanından normal ötesi görüntüler akmaya devam ediyor. Hafta sonu gittiğim bir çok yerde geçen yıl bile bu kadar kalabalık yoktu.
Oysa henüz salgın sona ermedi. Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan günlük verilere baktığında hâlâ iki basamaklı sayılarda ölümler devam ediyor. Yeni vaka sayısı da bir türlü 500'ün altına düşmedi.
Bu tabloya bakan Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü bile ne diyeceğini ve nasıl yorum yapacağını şaşırmış.

'Sanki her şey bitmiş de benim haberim yok diye düşünmeye başladım. İnsanlar acaba bu virüse çare mi buldu, aşıyı mı buldular. Yoksa ellerinde etkili bir ilaç var biz mi öğrenemedik diye düşündüm' yorumunu yapan Prof. Dr. Özlü, insanların bu davranışının incelenmesi gerektiğine işaret etti.

Prof. Dr. Özlü'ye yanıtı ben vereyim:

Aşı ve ilaç bulunmadı hocam. Sadece koronavirüse özel bir durum da değil.
Geçmişten bugüne Türk toplumunun en tehlikeli olaylar karşısındaki reflekslerine bakmanız yeter. Sigaranın kanser yapmadığını bilmeyen yok ama son araştırmalar gösteriyor ki en çok sigara için ülkelerden biriyiz.
Kazaları önlemek için hız sınırlamaları konulur, sanki maharetmiş gibi ceza yenilince ballandıra balladıra anlatılır. Emniyet kemeri ise otomobilin aksesuarı. Takmamak bir yana yeni araçlarda aracın uyarılarını kesmek için türlü aparatlar geliştirilir.
Yıllardan beri 'Burada denize girmek tehlikeli ve yasaktır' tabelası konulan yerlere yine hafta sonları akın edilir, her sezon en az 15-20 kişi boğulur.
Ormanda piknik yapmak, mangal yakmak yasaklanır. Kimin umurunda. Mangalla birlikte ormanı da küle çeviririz.
AIDS'in ilk çıktığı yıllardaki geyik muhabbetlerine ise hiç girmek istemiyorum.
Koronavirüs salgının ilk günlerindeki kelle paça ve genlerimizin bizi koruyacağını savunan ateşli televizyon yıldızlarını da unutmadık.
Listeyi daha da uzatmak mümkün ama hasılı kelam yürek yemiş milletiz hocam...
Bu kadar cesaretin başka bir anlamı olamaz...

ULUDAĞ ÇİLEĞİNİN HAZİN SONU

Geçen yıl haziran ayında, 'Veda sırası Uludağ çileğine geldi' başlığıyla benzer bir yazıyı kaleme almıştım. Önceki gün Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanvekili ve Dış Ticaret Konseyi Başkanı Murat Bayizit, sosyal medya paylaşımıyla hatırlattı.

Veda artık maalesef hazin sona doğru gidiyor. Uludağ çileğinin bu yılki üretimi sadece ve sadece 500 tona düşmüş. Bugünlerde pazarlarda yer alan kayısı büyüklüğündekiler değil. Hani şu kokusunu tadını özlediğimiz, annelerimizin reçellerini yaptığı Uludağ çileği.
Bursa ise özellikle Uludağ'da yetişen ve Tioga olarak adlandırılan endüstriyel çileğin tek üretim yeri. Neden endüstriyel çilek denildiğini hatırlatmakta yarar var. Tioga, dondurulmuş ürün ve reçel için biçilmiş kaftan. 5 kalibreye sahip. Pazarda gördünüz ürünler ise Albion, yani yediveren ya da Mersin ve Silifke bölgesinde yetişen ve Güney Amerika menşeli Camarosso gibi değil. Bunlar sofralık ürünler. Reçel yapmaya kalkarsanız eriyip gider.

Çok değil 2004 yılında yıllık üretim 24 bin ton iken 2019'da 3 bin tona bu yıl da 500 tona düşmüş. Üretebilirsek özellikle yurtdışında alıcısı bile hazır ama önemli bir değer maalesef gözlerimizin önünde kaybolup gitti.

ONLİNE FOTOFEST'İN TEMASI GENİŞLETİLİYOR

Türkiye'nin en uzun soluklu Fotofest Festivali'nin bu yıl 10'uncusu düzenlenecekti. Artık bir Bursa markası olan festival, birçok program gibi koronavirüs nedeniyle biçim değiştirdi. Daha önce 2-10 Ekim tarihleri arasında düzenleneceği açıklanan festival bu yıl dijital ortamda gerçekleştirilecek.

Büyükşehir Belediyesi, Bursa Kent Konseyi ve Bursa Fotoğraf Sanatı Derneği (BUFSAD) işbirliğiyle bu düzenlenen festival, geçen yıl 16 ülkeden 230 fotoğraf sanatçısını Bursalılarla buluşturmuştu.
Festivalin dijital ortama alınmasıyla daha önce 'uygarlık' olarak belirlenen ana teması da genişletilecek. Önümüzdeki günlerde temalar arasına 'serbest' ve 'pandemi günleri'nin de eklenmesi bekleniyor.
Proje başvurularının da 31 Ağustos'a kadar uzatıldığı festival, dijital söyleşi ve sergiler şeklinde yapılarak, bu alanda da bir ilke imza atmış olacak.

MECLİS'TE SÜRPRİZ DOĞUM GÜNÜ

CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Yüksel Özkan, geçtiğimiz hafta Kemal Kılıçdaroğlu'nun görevlendirmesiyle Eskişehir milletvekilleri ve il Başkanı ile birlikte, doğal afet sonuçlarının tarımsal üretim ve çiftçilere verdiği zararları araştırmak üzere Eskişehir'nin Kızılcaören bölgesinde üreticilerle buluşmuştu.

Grup toplantısı için Meclis'e dönen Prof. Dr. Özkan, odasında bir sürprizle karşılandı. 60 yaşına giren Özkan'ın doğum gününü Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak ve milletvekili arkadaşları getirdikleri pasta ile kutladılar.