Hava Durumu

Yerel seçim değerlendirmesi; Bursa köprüden önce çıkışı yakaladı mı?

Yazının Giriş Tarihi: 23.04.2024 08:24
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.04.2024 10:17

ÇEKÜL Vakfı Genel Başkan Yardımcısı Mithat Kırayoğlu, AS TV’de yayınlanan Gözlem Kulesi programında yerel seçimlerle ortaya çıkan tabloyu değerlendirdi.

Kırayoğlu’nun şöyle bir özelliği var; Bursa’da şehircilik, tarihi ve kültürel mirasa sahip çıkma geleneğini uygulamalarını başlatan isimlerden biri olmanın yanı sıra belediye meclis üyeliği, SHP il başkanlığı ayrıca Büyükşehir belediye başkan adaylığı ile siyasetin de yakından tanıdığı bir isim.

Program öncesi yaptığımız sohbette 31 Mart seçimlerinde de adaylık teklifleri yapılmasına rağmen kabul etmeyerek, sadece danışmanlık yapabileceğini söyleyen Kırayoğlu’nun bu konudaki desteğini Nilüfer Belediye Başkanı seçilen Şadi Özdemir’in seçim öncesi kamuoyuna duyurduğu insan odaklı projelerden oluşan kitapçığında görmüştük. 

İlk sorumuz siyasi değerlendirmeyle ilgiliydi. Kırayoğlu da sözlerine, yerel olarak adlandırılsa da seçmenin tercihlerini ortaya koyması açısından bir seçim olduğu vurgusuyla başladı ve bu sonucu hem kazanan hem de kaybedenleri değerlendirmesi gerektiğini söyledi.

Kırayoğlu, AK Parti’nin uzunca bir süredir kutuplaşma ve ayrıştırma politikalarıyla kendi kitlesini konsolide etme çabası içinde olduğunu savunarak, ‘Bu politikanın artık kabak tadı verdiği ve bunun özellikle Türkiye’nin gelişmiş büyük şehirlerinde bundan sonra tutmayacağı ortaya çıktı. Bu çok önemli mesajı olarak değerlendirmek gerekir’ dedi.

 Türkiye’nin orta doğuya değil de Atatürk’ün işaret ettiği gibi yüzünü batıya dönmesi gereken, hayali olduğunun bu tabloyla ortaya çıktığını belirten  Kırayoğlu, şöyle devam etti:

 ‘Yani biz distopya istemiyoruz ütopyamız var dedi. Çünkü Türkiye ile ilgili umut kesen bir elit tabakada var. Gençler umut kesiyor yurt dışına kaçıyorlardı. Bunların dilinde şöyle bir söylem vardı. Türkiye artık gidiyor, bir orta doğu ülkesi oluyor. Buradan geriye dönüş olmayacak. Bizim halkımız bunun farkında değil, bizim halkımız bir şeyden anlamıyor. Halkı küçümseyen sözlerin ve kanaatlerin bence doğru olmadığı halka güvenmek gerektiğini de ortaya çıkardı. Böyle düşünenleri yanıltan şaşırtan ve umutlandıran gelişme. Aynen ulusal kurtuluş savaşında Mustafa Kemal Atatürk’ün dayandığı ve güvendiği halkımız bu seçimde de her zaman güvenilir olduğunu ve bazı şeyleri gördüğünü, bazen sabrettiğini ama sırası geldiğinde uyarısını demokratik yollarla yaptığını gösterdi. En umut verici tarafıdır bu seçimlerin’

1989 yılında merhum Erdal İnönü’nün genel başkanlığını yaptığı SHP, yerel seçimlerde ‘Limon gibi sıkılmak istemiyorsanız’ kampanyasını yürütmüş ve yerel seçimlerde önemli başarı elde etmişti. İktidar partisi olan ANAP’ın oy oranının yüzde 21,75’e düşmesi nedeniyle muhalefet ve özellikle de merhum Süleyman Demirel ciddi bir kampanya yürütmüş, ardından yapılan seçimlerde de DYP-SHP koalisyon hükümeti kurulmuştu.

O seçimde Bursa Büyükşehir Belediye başkan adayı olan Kırayoğlu’na bu sonuçların genel seçime doğru evrilip evrilmeyeceğini de sorduk. 

‘ Ben kesinlikle evrileceğini düşünüyorum. Evrilmesi de gerekiyor.  Sonuçta önümüzdeki dönemin politikalarında eğer bir merkeze doğru ve hukuka doğru iyileşme yapılmazsa Türkiye ekonomisi zorunlu olarak bu toplumu erken seçime sürükleyecektir. Bunu istemeye gerek kalmayacak ekonomik nedenlerle seçime gidilecek’

DEĞİŞİM BURSA’YA NASIL YANSIYACAK?

Zaman zaman yaptığımız söyleşilerde Bursa’nın obez büyüdüğünü ve diyete ihtiyacı olduğunu dile getiren Kırayoğlu’na Bursa’daki değişimin nasıl olacağını da sorduk. O da yanıtladı:

Bursa öyle bir noktaya geldi ki hani Yahya Kemal’in güzel bir şarkısı var. Dönülmez akşamın ufkundayız vakit geç. Ben diyorum ki henüz vakit çok geç değil. Dönülebilir ama son noktaya gelindi. Köprüden önce son çıkıştan çıkmamız başka bir yola girmemiz gerekiyordu. Bu seçimde Bursa’da alınan sonuçlar Bursalıların da böyle bir yola girmemize vize verdiğini evet dediğini göstermektedir.   Yani bu gidiş gidiş değil Bursa elden çıkmadan biz bu yoldan çıkalım dediler’

Peki, Bursa yeni CHP’li başkandan ne bekliyor?

‘Bu çok büyük bir sorumluluk’ sözleriyle yanıtına başlayan Kırayoğlu, Büyükşehirin CHP tarafından kazanılmasının büyük bir başarı olduğunu, çünkü Bursa’nın herhangi bir şehir değil, kültür ve Osmanlı başkenti olduğu vurgusunu yaptı. 

Kırayoğlu, ‘Büyükşehir kazanıldı ama mecliste çoğunluk yok’ hatırlatmasını da yaparak şöyle devam etti:  

‘Fakat İstanbul ve Ankara örneğini unutmamak lazım. 2019 seçimlerde. Orada da çoğunluk olmamasına rağmen yerel yönetimler, yönetim biçimlerinden dolayı doğru politikalar uygulanabildi.  Dolayısıyla bu bir dezavantaj gibi gözüküyor olsa bile yönetilebilir bir Bursa önümüzde var.   İkinci dezavantaj da şu; para bitti Türkiye’de. Hikmet Şahin, Recep Altepe Döneminde bütçeler artık yok. AK Parti devam etseydi de olmayacaktı’

Neler yapılabilir?

Bursa’nın kendine bakıp kimliğini yeniden belirlemesi gerektiğini söyleyen Kırayoğlu, ‘Sanayi kendisine kapı aralandığında sonuna kadar açıyor. 150 binlik şehir, üç buçuk milyon oldu. Bu inanılır bir büyüme değil bu sıcağa kar dayanmaz. Defalarca söyledim. Bunlara rağmen Bursa hala bir tarım kenti. Bu özelliğinin yeniden ön plana çıkarılıp canlandırılması gerekir. Bir köprülü kavşağa harcanan parayla Karacabey ovasındaki tarımı canlandırabilirsiniz. Bu işi en iyi Mustafa Bozbey yapar. Çünkü köy çocuğu aynı zamanda da 20 yıl Nilüfer gibi modern bir kenti ortaya çıkardı. Köylü Bursa’nın efendisi haline gelmeli’

‘SANAYİYE BİR KARIŞ TARIM TOPRAĞI VERİLMEMELİ’

Bursa’nın çok büyük bir organize sanayi bölgesi portföyü olduğunu ve yapılan analizlerde verimli kullanılmadığının ortaya çıktığını savunan Kırayoğlu, ‘ Sanayi bölgeleri olarak bizim gelişmeye ihtiyacımız yok, tahammülümüz de yok. Dolayısıyla iddia olarak söylüyorum bir karış daha Bursa yerel yönetimi yeni sanayi bölgesi için tarım topraklarından vermemeli. Bu kesin bir politika olmalı. Ama sanayi ile işbirliği yönünde inovatif bir sanayi, ekolojik sanayi, yeşil sanayi daha verimli bir sanayi politikası uygulanabilir’ dedi.

Kırayoğlu, deprem dirençli bir kent oluşturulması için yapılması gerekenleri sıralarken de 1989-1994 yılları arasında Ankara’da Murat Karayalçın’ın uyguladığı Portakal ve Dikmen Vadileri projelerini örnek gösterdi. Bu tür projelerin Dünya Bankası gibi kuruluşlarca finanse edilebileceğini kaydeden Kırayoğlu,  ‘Böyle bir yol vardır. Türkiye’de de denenmiş ve başarılmıştır. Bu yoldan gidilmelidir.  Bozbey’in bu konuda hazırlıklı olduğuna inanıyorum’ diye konuştu.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.