Deprem, yüzde 71’i aktif fay kuşakları içinde yer alan Anadolu’nun kaderi. Başka bir coğrafyaya taşınma imkânımız olmadığı için ya depremler her seferinde bizim yıkıp geçecek ya da başta Japonya olmak üzere bu işten ders çıkarıp kayıplarını en aza indiren ülkeler gibi hazır olacağız.
Mayıs ayında Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ile Hatay’a yaptığımız gezi sonrası kaleme aldığım yazımda, depremin yarattığı travmanın kolay kolay atlatılamayacağını ve bu kez ders alıp dirençli kentler oluşturulması için harekete geçileceği umudunu taşıdığımı aktarmıştım.
Nitekim izlediğim Kütahya’da Sağlıklı Kentler Birliği daha sonra Bursa Kent Konseyi, ardından Mimarlar Odası Bursa Şubesi ve en son Gemlik Belediyesi deprem gerçeği ve kentsel dönüşümle ilgili yaptığı toplantılar da umudumu arttırmıştı.
Ve en önemlisi 2024 yılında yapılacak yerel seçimlerin ana gündemini de kentsel dönüşümün oluşturacağı mesajlarıydı.
2019 yerel seçimlerinde tüm adayların birinci gündem maddesi Bursa’daki ulaşım sorunuydu. Bu seçimlerde ise ulaşımın yanı sıra 11 ili etkileyen asrın felaketi dolayısıyla deprem ve kentsel dönüşüm projeleri olacak. Çünkü Bursa hem Kuzey Anadolu Fayının Marmara denizinden geçen kuzey, hem de kentin içinde yer alan güney kolundaki fay nedeniyle ciddi risk altında.
Aktaş, Hatay gezisi sırasında Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin yürüttüğü kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili tanıtım gezisi düzenleyeceğini söylemişti. Dün sabah yazarlar ve genel yayın yönetmenlerinin katıldığı program yapıldı.
Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nden başlayan program Sıcaksu, Beşyol, Arabayatağı, Yiğitler, Karapınar projeleriyle devam etti. Final ise aslında gerçek anlamda bir kentsel dönüşüm projesi olan Hanlar bölgesinde yapıldı. Aşırı sıcak ve yazı yetiştirme zorunluluğu nedeniyle Beşyol projesinden sonra geziden ayrıldım ama Aktaş, mesajlarını Sıcaksu da verdi.
Hatay’da depremden etkilenen bölgeleri gezerken aynı izlemini edinmiştim. Aktaş, depremin hemen ardından önce Gaziantep Nurdağı, ardından Hatay’da 3 aya yakın görev yapmıştı. Depremin nasıl sonuçlara yol açtığını yakından gören Aktaş, oldukça etkilenmişti. O nedenle Bursa gibi deprem riski taşıyan bir kentte dönüşümün mutlaka gerçekleşmesi gerektiğini her konuşmasında sık sık dile getirmeye başlamıştı. Bana göre, tüm belediye başkanları mutlaka deprem bölgesini görmeli. Çünkü depremin yarattığı tahribatın yanı sıra alınan kararların nasıl sonuçlar doğurabileceğini kendi gözleriyle görmeli.
Başkanın verdiği mesaja gelince;
Başlıkta da yazdığım gibi Başkan Aktaş, seçim öncesi mayınlı bölgeye girmeye cesaret etti. Bu ifadeyi de kendisi kullandı zaten. ‘Beni yanlış anlamayın’ sözleriyle başladığı konuşmasında, kentsel dönüşümün mayınlı bir alan olduğunu ve hiçbir CHP’li belediyenin kentsel dönüşüm konuşmadığını söyledi. Şu sözlerle de devam etti:
‘Bursa 1960lı ve 2000’li yıllar arasında hızlı ve hormonlu bir şekilde büyümüş gerçekten almış başını gitmiş bir şehir. Bunları siyaset adına söylemiyorum, çünkü tarafların beklentileri yüksek, idareyi zorlayan konular var. Hukuki ve mali anlamda problemli noktalar mevcut. Benim elimde sihirli bir değnek yok ama dönüşüm ve dirençli bir şehir için gerçekten kararlıyız’
‘KENTSEL DÖNÜŞÜM SEYYAR SATICI DEĞİL Kİ MAHALLEYE GELSİN’
Kentsel dönüşüm konusunda çarpıcı tespitlerde bulunan Aktaş, 5,5 yıldan beri Bursa’da büyükşehir belediye başkanı olarak görev yaptığını ve bu tip mahallelere gittiğinde, ‘Bize ne zaman kentsel dönüşüm gelecek’ lafını duymaktan yorulduğunu ifade etti ve şunları söyledi:
‘Kentsel dönüşüm seyyar halı kilim satan birisi değil ki mahalle mahalle gezsin. Taraflar isterse kentsel dönüşüm olur. Bu konuda fiziksel dönüşüm kadar zihinsel dönüşümün de olması gerekir’
Geçen hafta 5 belediye başkanı ile birlikte Japonya’ya gittiğini, deprem ve katı atık konusunda inceleme ve görüşmelerde bulunduğunu ifade eden Aktaş, izlenimleri şöyle anlattı:
‘Japonya’da son dönemdeki en büyük deprem Kobe’de gerçekleşmiş. 1995’teki depremde 7 bin kişi yaşamını yitirmiş. Bizim son depremdeki kaybımız bunun yedi buçuk katı. Ne zaman normale döndünüz dedim. Binaların tamamlanması ve normale dönüş, 2010’da olmuş tam 15 yıl sonra. Biz bir şeylerde acele ediyoruz diye düşünmeden yapamadım. Türkiye’de temeller atıldı 130 bin konut yetiştirilmeye çalışılıyor’
Yazılarımda sürekli depremin unutulmaması gerektiğini ve unutulursa kendisini çok acı biçimde hatırlatacağını yazarım. Aktaş’ın anlattığına göre, meğer bu Japonlarda atasözü gibi bir deyimmiş.
SICAKSU’DA TERMAL TESİS İÇİN BİRİ YABANCI İKİ TALİP VAR…
Yerinde gördüğümüz ilk inşaat Sıcaksu’da TOKİ tarafından yaptırılan 690 konut oldu. Temeller atılmış ve inşaatın yüzde 7’lik kısmı tamamlanmış durumda. Konutların aslında bugünlerde tamamlanması gerekiyordu ancak ihale süreçleri ve tasfiyeler nedeniyle geç başlamış.
Sıcaksu’da TOKİ 690 konut yaparken yola cepheli 25 bin metrekarelik alanda termal tesis yapılacak. Başkan Aktaş ve bürokratların verdiği bilgiye göre, tesiste kür merkezi, açık kapalı havuzlar tedavi hizmetlerinin yapılacağı bölümler bulunuyor.
Termal tesisin 35-40 milyon dolarlık bir yatırım olduğunu ifade eden Aktaş, Bursa’da önemli bir yerel aktör ile bir de yabancı yatırımcının talip olduğunu ve görüşmelerin devam ettiğini söyledi.
Sıcaksu’nun hemen yanında Gaziakdemir projesinin gerçekleştirilmesi hedefleniyor. Bu bölgede dönüşüm tamamlandığında 2300 konut yapılmış olacak.
Aktaş, ‘Termal tesis yerine neden konut yapıldığı’ eleştirilerine de şu yanıtı verdi:
‘Neden konuta döndü, acayip bir rant mı başka bir şey mi var. Bunların hiç biri yok. Bu çalışmaların hiç birinde Bursaspor’a para götürelim, camilere, okullara para verelim, bahçelerini yaptıralım. Böyle bir şey söz konusu değil. Bakanlığını imkanlarını da soruna kadar kullanılmak kaydıyla 690 konut 96 işyeri klasik mana satmak için konut yapmıyoruz. Projenin tamamında bir yatırım iklimi bulamadık. Hem mevcut konjönktör hem de lokasyon buna müsaade etmedi’