Hava Durumu

Zamanın şehri, Tanpınar’ın Bursa’sı

Yazının Giriş Tarihi: 23.07.2025 08:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.07.2025 08:55

Bursa’da zaman durmaz. Ama bazen, insan bir gölge gibi onun arkasından yürümek ister. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Bursa’da Zaman” şiirindeki gibi…

Bir yer düşün ki, her köşesi tarihten bir parça, her sokağı maziden bir iz taşısın. Bir şehir düşün ki, geçmişin rüyası, geleceğin hayaliyle iç içe yaşasın.”

Tanpınar’ın Bursa’sı böyle bir yerdi. Ve belki de hâlâ öyle. Çünkü o şehri yalnızca görmedi, hissetti. Ona baktı ama içinden baktı. Muradiye’nin sessizliğinde, Yeşil Türbe’nin yeşilinde, Ulu Camii’nin gölgesinde zamanın nabzını tuttu.

Şimdi Bursa Büyükşehir Belediyesi, bu hissedişi bir yıl boyunca yaşatmak için yola çıktı. 2025 Temmuz – 2026 Temmuz arası, resmen “Bursa Tanpınar Yılı” ilan edildi.

Bursa Tanpınar Yılı’ tanıtım toplantısına, Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Mustafa Orkun Gazioğlu, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Yıldız, Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Şafak Baba Pala, Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanı Güney Özkılınç, Bursa Tanpınar Yılı Danışmanı Prof. Dr. Seval Şahin ve Büyükşehir Belediyesi yöneticileri katıldı.

Bu sadece bir kültürel program değil. Bu, edebiyatla, sanatla, şehirle ve en önemlisi zamanla kurulmuş bir duygudaşlık. Çünkü Tanpınar sadece kelimelerle yazmadı, şehirle düşündü, şehirle yaşadı. “Bursa şimdiye kadar sakladığı el değmemiş mazi rüyasıyla içimizde konuşan en geniş davettir” diyebilen bir yazarın davetidir bu.

Her yılı bir yazar yılı ilan etme geleneğini Nilüfer’den Büyükşehir’e taşıyan Mustafa Bozbey’in imzası, bu yolculuğu daha da anlamlı kılıyor. Geçen yıl Nazım Hikmet, bu yıl Tanpınar… Her biri bir ruh, bir zaman, bir şehir…

Ve şimdi Bursa, Tanpınar’ın satırlarında yeniden doğuyor. Muradiye’de Uluumay Müzesi’nde yapılan tanıtımda da söylendiği gibi; sadece edebiyatla değil, musikiyle, tiyatroyla, resimle, belgeselle, öğrencilerle yapılacak tanışma etkinlikleriyle, hatta “Beş Şehrin İzinde” temalı gezilerle hayatın her anına yayılacak bir hafıza inşası başlıyor.

Tanpınar’ın “Bursa’da Zaman”da sorduğu o soruya geri dönüyor şehir:

Niçin Bursa’yı bu kadar seviyoruz?”

Belki de cevabı şimdiden biliyoruz ama tekrar hatırlamak istiyoruz. O cevabın içindeki çınar gölgesini, sabah ezanının serinliğini, bir yokuşun sonunda görünen türbenin mahcubiyetini özledik.

Başkanvekili Orkun Gazioğlu’nun “Bursa’da zaman, sanat zamanıdır” sözü, yalnızca bir slogan değil, bir bakış açısı. Kültür-sanatın kentin geneline yayılmasını bir vizyon haline getiren Büyükşehir, bu yıl boyunca Tanpınar’ın Bursa’sını bugünün Bursa’sıyla buluşturacak.

Ve evet… Bu belki de küçük bir kültürel devrimdir. Çünkü sanat yalnızca sergilenmez. Yaşanır. Paylaşılır. Şehrin taşında, ağacında, sesinde yer bulursa anlam kazanır.

Prof. Dr. Seval Şahin’in ifadesiyle; “Sanatın pratiğiyle kent mekânlarında karşılaşmak gerekir.” Tanpınar’ın izinde yapılacak konserler, sergiler, tiyatro oyunları ve sempozyumlar işte tam da bunu yapacak: Bursa’yı bir edebiyat mekânına dönüştürmek.

Tanpınar’ın satırlarını yaşatmak, ona yeni satırlar yazmak gibidir. Şehrin belleğine kazınacak bir yıl olacak bu. Yeni kuşaklara ilham verecek, geçmişi hatırlatacak, geleceği düşünmeye zorlayacak bir yıl…

Çünkü zaman geçse de bazı şehirler içinde yaşar. Ve bazı yazarlar, o şehri ölümsüzleştirir.

Tanpınar Bursa’yla yaşadı.

Şimdi sıra Bursa’da… Tanpınar’la yeniden yaşamaya.

Yazıyı da onun sözleriyle bitireyim;

Ben ki Bursa’yı o kadar severim, sanatımın ve iç hayatımın bütün bir tarafını bu şehre borçluyum.”

PAYDAŞLAR KONUŞTU, BAŞKAN DİNLEDİ… ARTIK SÖZ EYLEMDE!

Tarım, sanayi ve ticaretin ardından Bursa son yıllarda rotasını turizme çevirdi. BU konudaki stratejinin tek elden yürütülmesi amacıyla da Bursa Turizm Platformu kuruldu ve başarılı çalışmalara da imza attı.

Geçtiğimiz gün Bursa Turizm Platformu’nun Kozahan’da gerçekleştirdiği toplantıda yıllardır konuşulup bir türlü uygulanamayan o meşhur "taşın altına el koyma" meselesine dönük ciddi bir girişimdi.

Ama bu sefer durum biraz farklıydı. Çünkü…

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey geldi, esnaf konuştu.

Ve görünen o ki bu kez sadece not almadı, söz de verdi.

Bursa Turizm Platformu Koordinatörü ve TÜRSAB Güney Marmara BTK Başkanı Murat Saraçoğlu’nun ifadeleriyle:

“Bu toplantı bir dönüm noktası”

Saraçoğlu’nun söyledikleri, sadece bir toplantı değerlendirmesi değil; aynı zamanda Bursa'nın turizmle olan geleceğini yeniden tarif eden bir manifestoydu.

Diyor ki:

“Artık toplantılarımızı yerinde yapıyoruz. Raporlarla geliyoruz. Sorunları yüz yüze, ilgili başkanlarla birlikte masaya koyuyoruz.”

Nitekim öyle de olmuş.

Toplantı öncesi aynı zamanda TÜRSAB Genel Başkan Yardımcısı olan Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Turizm Konseyi Başkanı Hasan Eker ve bir heyet çarşıya çıkarma yapmış ve 20 sayfalık rapor hazırlayarak eksiklikleri gözlemlenmiş, not etmiş.

Ve toplantıda tüm başkanlar hazır bulunmuş.

Bozbey’den aynı zamanda Turizm Tanıtma Birliği Başkanı da olan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’a, üç genel sekreter yardımcısından federasyon başkanlarına kadar herkes oradaymış.

Çarşı esnafı da öyle.

Kimi tuvaletlerin halinden, kimi tabelaların kirliliğinden, kimi gece kapanan hanlara dikkat çekmiş.

Öyle ki bir turistin iki dürüm ve bir ayrana 1.700 lira ödediği örneği Saraçoğlu’nun ağzından duyunca işin açıkçası öncelikle zihniyet değişikliği ve bunu başarmak için de eğitim geçti aklımdan.

Turizm Platformu, çözüm önerilerini de getirmiş:

İngilizce ve girişimcilik eğitimleri…

Esnafa kültürel ve ticari seviye kazandıracak adımlar…

Tek tip tabela sistemi…

Gece açık kalabilecek hanlar için güvenli alan önerileri…

Hatta “esnaf da artık sadece şikayet etmesin, ben ne yapabilirim sorusunu kendine sorsun” çağrısı…

Çünkü Saraçoğlu’nun dediği gibi:

“Herkes akıl veriyor, kimse elini taşın altına koymak istemiyor.”

Ama bu sefer Başkan Bozbey elini değil, gövdesini koyduğunu söyledi.

Peki bu yeter mi?

Hayır.

Ama bir başlangıç.

Çünkü Bozbey’in şu cümlesi sadece turizmle değil, kentin yönetim anlayışıyla da ilgili bir kırılmaya işaret ediyor:

Artık sadece günü kurtarmakla meşgul olamayız, geleceği yakalayıp yönlendirmeliyiz.”

Ve asıl mesele tam da burada yatıyor.

Bursa, sadece tarihî yapılarla değil; onların doğru sunumuyla, estetikle, planlamayla, hatta nezaketle büyüyebilir.

Çünkü turist dediğin, sadece müze gezen değil; sokakta yürürken gördüğü tabeladan, esnafa selam verdiğinde aldığı karşılığa kadar her şeyi değerlendiren bir aynadır.

Şimdi sırada çalıştay var.

Raporlar hazırlanacak, eylem planı şekillenecek.

Ama asıl mesele şu:

Sözün, notun, planın ötesinde artık bir uygulama zamanı.

Yoksa ne tarihi çarşı yaşar, ne de Bursa geleceğini yakalayabilir.

Bu şehir, yalnızca geçmişiyle değil; artık bugünüyle de turizme layık olmalı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.