Erdoğan'ın sürpriz kabinesi dört açıdan dikkat çekiyor

Gerçi;
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bunu her kabine döneminde yapıyor ama...
Deyim yerindeyse;
Yine herkese ters köşe yaptı ve hiç kimsenin tahmin bile edemeyeceği 16 kişilik bir Bakanlar Kurulu oluşturdu.
Haliyle de üzerinde fazla fazla yorum yapılıyor.
Gördüğümüz kadarıyla;
Yeni kabineyi 4 açıdan değerlendirebiliriz.
İlki;
Kabinenin sayıca çok azalması.
26 Bakan'lı yönetimden, 16 Bakan'lı yönetime geçilmesi, bürokrasideki hantallığı önleyecek, yıllardır şikayet edilen bürokratik oligarşi azalacak.
İkincisi;
Milletvekilleri Abdülhamit Gül, Mevlüt Çavuşoğlu, Süleyman Soylu ve Berat Albayrak'ın, vekillikleri düşürülmesi pahasına Bakan yapılması, 4 ismin çok güvenilir olduğunu gösteriyor.
Üçüncüsü;
Bu 4 siyasi ismin yanındaki Hulusi Akar ve Mustafa Varank dışındaki 10 Bakan'ın kamuoyunca tanınmayan bürokrat, teknokrat ve işadamlarından oluşması, ilk kez görülüyor.
Bu da;
Yasama ile yürütmenin eski sisteme oranla ilk kez bu kadar ayrılacağı anlamına geliyor.
Dördüncüsü de;
Başbakanlık kurumunun kalkması ve de Bakanlar Kurulu'nun önemli bir kısmının siyaset camiası dışından oluşmasıyla, devlet yönetiminin yeni döneminde artık tek ve tam yetkili siyasi figür, Devlet Başkanı Tayyip Erdoğan olacak.

Siyasi nezaket mi yoksa bir mesaj mı?
Tartışma büyük.
İYİ Parti'den İstanbul Milletvekili seçilen Hayati Arkaz'ın, TBMM'nin ilk gününde MHP lideri Devlet Bahçeli'nin elini öpmesiyle başlayan tartışma sürüyor.
Peki acaba;
İYİ Partili vekilin herkesin gözü önünde yaptığı bu davranış doğru mu?
Mesela;
Tam tersi yaşansaydı?
Hele ki;
Hayli stresli geçen seçim döneminin ardından bir MHP'li vekil, Meral Akşener'in elini öpseydi?
Ya da;
Olmaz da...
Bir AK Parti milletvekili, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun elini öpseydi.
Örnekler çok.
Ya da;
Bir CHP vekili, gidip Bahçeli'nin elini öpseydi?
Kim bilir neler neler olurdu sonrasında değil mi?
Şimdi buna;
İYİ Partili vekilin savunması gibi "siyasi nezaket" mi diyeceğiz, yoksa başka bir şey mi?
Kararı siz verin.

Doğan Güreş'ten sonra son sürpriz Hulusi Paşa
Türkiye'de;
Son olarak 21. Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş, siyasete girmişti.
O da;
Bundan 22 yıl önceydi.
Tansu Çiller'in Başbakan olduğu dönemde 1996 yılındaki seçimle DYP kimliğiyle TBMM'ye giren Doğan Paşa, o dönemin en renkli simalarındandı.
Şimdi de;
Yeni sistemin ilk Milli Savunma Bakanı, son (29) Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar oldu.
Üstelik;
Kabinenin en sürpriz ismi olarak.
Daha önceki gün;
Beştepe'deki törende üniformasıyla bulunan Akar, akşam da yeni kabine tanıtımına takım elbisesiyle katıldı.
Böylece;
Bir gün içinde Akar'ın emekli olduğu ve hemen ardından kabineye dışarıdan Bakan olarak girdiği anlaşıldı.
Haliyle;
Bu süratli adımlar, Türk siyasi hayatına geçen notlardan biri oldu.

Merkez sağ, 16 yıl sonra TBMM'de
TBMM'ye;
İttifak yöntemiyle giren milletvekilleri, beklendiği üzere partilerine geri dönüyorlar.
Nitekim;
Bu partilerden biri de De- mokrat Parti.
Hatırlanacağı üzere;
Eski adı DYP olan parti, aldığı yüzde 9.5'lik oy oranı ile 2002 yılından beri TBMM'de temsil edilmiyordu.
Dün ise;
Tam 16 yılın ardından merkez sağ, TBMM'de temsil edilmeye başladı.
Seçime;
İYİ Parti listelerinden memleketi Afyon'dan giren DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, toplam 6 vekil çıkaran Afyon'un İYİ Partili tek vekili olmuştu.
Dün de;
İYİ Parti'den istifa edip, partisi DP'ye geri döndü ve DP'nin 16 yıl aradan sonra TBMM'de temsil edilmesi sağlandı.