O tarihi günün sabahında bakın neler yaşamıştık?

Meslek hayatımızda hiç unutamadığımız tarihi günlerden biriydi o gün...
Bundan tam 19 yıl önce bugündü.
15 Şubat'ı, 16 Şubat 1999'a bağlayan gecenin sabahıydı.
Hiç unutmuyoruz.
Türkiye o gün ayağa kalkmıştı.
İnsanlar sokağa dökülmüştü.
Bursa Hakimiyet'in Yazı İşleri Müdürü olarak erkenden gazetedeydik.
Ankara'da bir şeyler oluyor, duyuyorduk.
Dönemin;
Başbakanı Bülent Ecevit, dönemin MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun ile sabahın erken saatinde, üstelik programda olmayan bir şekilde basın toplantısı düzenleyecekti.
Haliyle;
Daha da endişelenmiştik.
Nitekim;
DSP-ANAP-MHP koalisyon hükümeti, ekonomik nedenlerden dolayı sıkıntılı bir süreçten geçiyordu.
Acaba;
Bugünlerdeki gibi hemen her gün televizyonlarda görünmeyen ülkenin Başbakan'ı, sabahın erken saatinde ne açıklayacaktı?
Hem de;
MİT Müsteşarı ile?
Hiç unutmuyoruz o anı.
Gazetede muazzam bir sessizlik vardı.
Başbakan Ecevit'in;
Heyecandan titreyen ilk sözleri "Sizlere ve değerli yurttaşlarımıza bir haberim var" oldu.
Ardından da;
Biraz sonra tüm Türkiye'ye ayağa kaldıracak o tarihi sözleri söyledi.
"Saat" dedi "03.00'ten itibaren bölücü terör örgütü PKK'nın başı Abdullah Öcalan, Türkiye'dedir..."
Bu sözler;
Anında tüm ülkeye ve dünyaya haber ajansları tarafından "flaş" olarak geçildi.
Ve;
Bir saate bile kalmadan ülkenin dört bir yanında, sokaklar, caddeler doldu.
İnsanlar sokaklara çıktılar.
Araç konvoyları nedeniyle şehirlerde trafik kilitlendi.
Ev ve işyerlerine Türk bayrakları asıldı.
Ülkenin dört bir yanında sık sık İstiklal Marşımız yankılanmaya başladı.
Şehit aileleri ve dernek yöneticilerinin yüzleri gülmeye başladı, on binlerce, yüz binlerce insan sevinçten ağladı.
Kimin aklına gelirdi?
Öcalan gibi bir hainin taaa Kenya'da MİT'in operasyonuyla yakalanacağı ve Türkiye'ye getirileceği?
Üstelik kimsenin beklemediği bir anda.
Yine;
Başbakan Bülent Ecevit'in şu sözü de çok duygusaldı.
"Şehit analarına" dedi "verilen söz yerine getirildi."
Tarihi açıklama sadece bundan ibaretti.
Teferruata da gerek yoktu zaten.
Ecevit'in sürpriz basın açıklaması böyle yapılmıştı işte 19 yıl önce.
Bugün alfadeki pek çok harfle varlığını sürdüren PKK'nın arkasında hangi ülkelerin olduğu artık açıkça görülüyor.
Zaten;
Onlar da artık kendilerini gizlemiyorlar.
Açıkça silah ve para yardımı yapıyorlar.
Yani;
Olayın bir "Kürt meselesi" olmadığı gayet açık.
Başta ABD olmak üzere emperyalist ülkeler, her şeyleriyle yıllardır üzerimize geliyorlar.
Ve görünen o ki;
Bu filmin final sahnesi artık yaklaştı.
Nitekim;
Ordumuz, Afrin'e doğru başarıyla ilerlerken, Türk insanının artık nefret derecesinde gördüğü ABD'nin Dışişleri Bakanı Tillerson'ın dün akşam Ankara'ya gelmesi boşuna değil.
Dikkat ediyor musunuz hiç, bugünlerde HDP'nin niye sesinin çıkmadığını?
Sahiplerinin ne diyeceklerini bekliyorlar da ondan.
Emin olun, bu harekât hepimize iyi gelecek...