Uzuuuun bir aradan sonra yeniden merhaba… Değişen, yenilenen bir anlayışla yeni yerimizde ama hepsinden önemlisi de her platformda karşınızdayız… Gündemin su gibi hızlı aktığı, son dakikaların son anda yeniden en sona evrildiği bir andayız… Yanı başımızda bitmeyen bir kan ve göz yaşı var ki, bizim sönmesini beklediğimiz savaş ateşi her geçen gün daha da harlanmakta… Ve tüm dünya gibi bizlerde kaygıyla izlemekteyiz... Orta Doğu’da sürekli yaşanan bu zulmün elbette ki tek suçlusu İsrail olamaz…. Mahallenin atarlı ergeni gibi sağa sola sataşıp, sıkışınca koşa koşa ağabeyine sığınan İsrail’in arkası hepinizin malumu olduğu üzere ABD… Ve işte o ABD’nin başında da ne yazık ki akli melekeleri sorgulanması gereken (Bizde muhtar bile seçmeyeceğimiz) bir başkan var TRUMP…
Biliyorsunuz sevgili okurlar 20 Ocak’ta Trump koltuğa oturmuş, ikinci dönemini resmen başlatmıştı. Ve koltuğa oturmasıyla tüm dünyanın sinirlerini hoplatması da bir oldu…
Panama Kanalı’nı satın alarak Meksika Körfezi’nin adını değiştirmek istedi ilk olarak Trump, yetmedi Grönland’ı istedi, yetmedi Gazze için yapay zeka da oluşturduğu vahşet üzerine inşa edilmiş tatil videosu ile sinir uçlarına dokundu tüm dünyanın…. Yetmedi ticaret savaşlarını başlattı gümrük vergileri ile… Yola çıktıkları ile ters düşse de inadından geçmedi Trump…
Oval Ofis tarihinin en büyük skandalına imza attı Volodimir Zelenski ile yaşadığı tartışma ile… Takım elbisen yok mu diyerek başladığı aşağılamalarına bize borçlusunuz çıkışı ile zorlama bir anlaşma imzalattı… Değerli madenlerine göz koyduğu Ukrayna halkına pişkince yanınızdayız mesajı verdi… Şımarık çocuğu İsrail’e de kızıyor gibi yapmaktan geri kalmadı Trump… Elinde binlerce masumun kanı bulunan insanlık suçlusu katil Netanyahu’ya küçük bir ayar verdi Beyaz Saray’da… ‘Erdoğan denilen adamı seviyorum’ sözleri de o görüşmenin alt metinlerinde yer aldı…
Şimdi ise İran İsrail savaşının müdahili olup olmayacaklarına karar verecekmiş Trump… Savaşı körükleyen şımarık çocuğu İsrail’i sorgusuz destekleyen bölge ateşini sürekli harlayan ABD bu savaş için karar verecek öyle mi? Yani şu ana dek hiç dahil değil miydi? Ben şahsen ikna oldum… Ya siz? Şaka gibi değil mi?
Gelelim savaş ateşinin vurduğu dünya ekonomisine… Enerjide küresel sıkıntıların üst düzeye ulaşması artık an meselesi… Ülkemize etkileri de derin olacaktır elbette… Enerjide dışa bağımlı olan tüm ülkeler kadar… Mesela ilk etkisi akaryakıtta kendini gösterdi… ‘Ben hep 50 liralık alıyorum’… Hadi buyurun alın!... Motorinin litresi 55 Tl’ye dayandı bile… Her savaşın kazananı altında şaha kalktı… Bu artışlar elbette gıdadan tutunda tüm alanlara hızla sirayet edecek maalesef… Alım gücünü kaybeden işçi ve emeklilerimizi eğer bir müdahale olmazsa daha da zorlu günler bekliyor…
Dilerim daha güzel konuları kaleme aldığım yazılarda buluşuruz… Şimdilik kalın sağlıcakla…