Artık her maç şaibeli!

Türk futbol tarihinde böylesi ne duyuldu, ne de yaşandı… Çürümüşlüğün ötesine geçen bahis skandalı sonrası temiz eller operasyonu başladı… Nereye varacak sonu bilinmez ama bu saatten sonra oynanacak her maç artık şaibeli!...

ATATÜRK’ÜN İZİNDE AMA UZAĞINDASINIZ!

En güzel bayramımızda spor adına en utanç verici konuyu yazmak talihsiz bir rastlantı oldu elbette… Oysa ne kadar anlamlıydı Ulu Önder Atatürk’ün "Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim" sözü… Atatürk’ün izinde olduğunu ifade edenler ne yazık ki onun fikirleri ve temennilerinin çok uzağındalar… Masöründen, kulüp başkanına, hakeminden futbolcusuna sıçrayan utanç çamurunun bir an önce temizlenmesi dileğiyle… Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun…

Eskilere olan özlem hep büyük olmuştur… Şimdi her anında şaşırdıklarımıza ‘Eskiden böylemiydi? diye sormamız da ondan… Komşulukları, bayramları, çocukluğu…. Eskiler eskide kaldı elbette ama yenileri de çok çabuk eskitir oldu zaman… Zamana direnen ve hatta güçlenerek daha geniş kitlelere ulaşan tek şey milyar dolarların döndüğü bahis sektörü maalesef… Dünya üzerinde ilk bahis 1766 yılında resmen yapılmış olsa da Türkiye’de bu işlerin tek yetkilisi olan Spor Toto Teşkilatı 9 Nisan 1959’da 7258 sayılı Futbolda Bahsi Müşterek Kanunu ile hayata geçirilmiştir… Bugün yasal bahis söz konusu olduğunda hızla yayılan İddaa oyunu ise Türkiye'de 2004 yılında oynanmaya başlamıştır. İşte bu tarih Türk futbolunun miladı olmuştur…

SADECE DÜDÜK DEĞİL ALIN TERİ DE ÇALMIŞLAR!

Metin Oktaylar’ın, Sinyor Can Bartular’ın, Turgay Şerenler’in yerini 18 bin bahis yapan faal hakemler aldı… Kendi maçına mı bahis aldı? diye sormaya korkuyor insan… Ve daha da önemlisi kaç maçı manipüle etti bu 152 hakem? Hırsızlık bir yere girip eşya çalmak değildir sadece… Alın terini çaldığınızda da hırsızdan bir farkınız kalmaz! Görünen o ki liglerimizde hakemlerimiz sadece yanlış düdük değil alın teri de çalmışlar! TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun açıklamalarını dinlerken durumun ne kadar vahim olduğunu net bir şekilde gördük… Hacıosmanoğlu’nun “570 hakemden 371’inin bahis hesabı bulunuyor ve 152’si aktif bahis oynuyor” sözleri Türk futbolundaki çürümüşlüğün göstergesidir… Şimdi futbolda temiz eller operasyonu başlıyor… Hakem olarak bahis yapmanın cezası 3 aydan 1 yıla kadar görevden men etmek… Oysa temiz eller operasyonu İtalya’nın yaptığı gibi olur… İtalya’da temiz eller operasyonu yapıldığında dünyaca ünlü kulüpler Juventus, Fiorentina ve Lazio bir alt küme olan Serie B'ye düşürülmüştü…

ATLA GEL SERGEN HOCA!

Yazımıza bahis skandallarından başlamışken bahsin önemli bir ayağı olan at yarışlarını unutmamak gerekir… At yarışı deyince malum bu konuda akla ilk gelen isimlerin başında Türk futbolunun efsanesi Sergen Yalçın gelir… ‘Bahis oynayan gençlere tavsiyeniz nedir?’ diye sorulduğunda ‘Almanya 2. Lig’den uzak dursunlar’ cevabı ile hafızalara kazınan Sergen Yalçın’ın gençlik tutkusu at yarışları… Yalçın’ın yarış atı sahibi olarak hipodroma olan tutkusunubilmeyen yoktur… Sergen Hoca takım çalıştırmadığı dönemde bahis sitesine yarış tahmini yapıyordu… Ancak Beşiktaş ‘atla gel hocam’ deyince hem Beşiktaş’a attı imzayı hem de at yarışlarına… Kasımpaşa maçı öncesinde Sergen Hoca sosyal medyada at yarışı tahminleriyle selamladı siyah beyazlı taraftarları mesela… Kasımpaşa maçı mı? Haa o maçı Beşiktaş kazanamadı ama 4. ayakta Sergen Hoca’nın verdiği bahis tuttu… Bir tahminde biz isteyelim Sergen Hoca’dan… Hocam Beşiktaş kaçıncı ayakta pardon kaçıncı sırada ligi tamamlar?

SARI / KIRMIZI TARTIŞMASI!

Özellikle bahis skandalının patlamasının ardından son 5 yıla dönük araştırmanın yapılacağı açıklandı. Son 5 yılın 3’ünde şampiyonluk sevinci yaşayan Galatasaray olunca, diğer takımlar da ibreyi sarı kırmızılılara çevirdi. Ancak bu bahis skandalını ilk dillendiren Galatasaray’ın eski yöneticilerinden Erden Timur’du… Ne yazık ki duyulmak istenmedi… O gün duymak istemediklerini bugün konuşmak zorunda kalanlar koca camiayı da hedef tahtasına almaya çalışıyor ne yazık ki! Geçmişi göreceğiz ne oldu ne bitti belli değil ama gelecek çok net artık bu ligde her maç şaibeli konumuna düşecek… At izi ti izine karışmış bir kere bu ayıbı temizlemek belki de çok uzun yıllar alacak. Gelelim Galatasaray’ın ligdeki son maçına… Göztepe’nin 10 kişi kalması yine hakem tartışmaları eşliğinde gelen bir galibiyet… Galatasaray’ın elbette böyle basit işlere ihtiyacı yok kalite kadrosu, gücü ortada…. Ancak bu saatten sonra kim inanır buna? Haftanın Galatasaray adına belki de 3 puandan bile daha önemli olan kazancı Icardi’nin gol atmasaydı… Küstü, bitti denilen yerde yeniden kendi klasına yakışır bir golle çaktı selamını…

ANTEPLİ EN NESYRİ

‘Almanya’dan dayı oğlu aradı Sturtgart’ repliğinin hikayesine geçen hafta değinmiştik. Hikaye yarım kalmasın efendim… Filmde bu replik söylendiğinde Sturtgart kaybetmişti… Ne mutlu ki gerçeğinde de böyle oldu ve Fenerbahçe evinde Sturgart’ı devirmeyi başardı. Yetmedi Gaziantep deplasmanında farka koştu. Ama asıl önemli olan takımda bir golcünün olduğunu hatırladı Sarı Lacivertliler…. ‘Geldiğime pişmanım’ diyerek Fenerbahçe camiasının hedef tahtasına oturan En-Nesyri, Antep deplasmanında attığı 2 golle yeniden doğdu adeta… Başkan Saran’ın takımı kucaklayan, kenetleyen yaklaşımı Fenerbahçe’yi ayakta tutan en büyük güç kuşkusuz. Bakalım bu kenetlenme Sarı Lacivertli takımın 14 yıllık şampiyonluk özlemini bitirecek mi? Bu arada takımın başında hiç şampiyonluk göremeyen eski Başkan Ali Koç, İspanya’nın Sevilla takımını almak için girişimlerine başlamış… Ne diyelim şimdi İspanya düşünsün!....

KOCA CAMİA, TEKKE İLE İNANCINI KAZANDI

Fatih Tekke ile yeniden kenetlenen ve şampiyonluk inancını kazanan Trabzonspor, kayıpsız yola devam ediyor… Geçtiğimiz haftada Eyüpspor engelini aştılar ama maçın skorundan çok sahada yaşanan talihsiz an daha da öne çıktı… Eyüpspor'un tecrübeli savunma oyuncusu LuccasClaro, müsabakanın 34. dakikasında Paul Onuachu ile girdiği ikili mücadele sonrasında kayarak yapmak istediği müdahale sonrasında yerde kaldı. Oyuncunun kaydığı sırada ayağının kırıldığı anlaşıldı. Futbol sahalarında nadiren de olsa gördüğümüz bu acı sahne uzun yıllar futbol hafızamızda yer edecek… Tıpkı Okan Buruk’un futbolculuk döneminde kırılan ayağı gibi…