Hava Durumu

Geleceğe Dönüş: 'Bebeksin sen. Hadi ağla. Zırla bakalım (!)'

Yazının Giriş Tarihi: 31.01.2021 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 31.01.2021 07:30

Inter'i Şampiyonlar Ligi şampiyonu yapan Jose Mourinho, Real Madrid'e imza attığı ilk senesinde yönetimden Mesut Özil'in transferini talep etmişti.
2010-11 sezonunun başında W. Bremen'den 18 milyon Euro'ya alınan Özil, Madrid temsilcisi ile 2. yılında şampiyonluk yaşamış, ilk 2 yılında da asist kralı ve 24 yaşında R.Madrid'in vazgeçilmezlerinden biri olmuştu.
3. yılının başında Özil, hücumda Ronaldo, Higuain ve Benzema ile yakaladığı uyum ile daha ilk haftalarda yine göze batmaya başlamıştı.
Ancak 2012-2013 sezonunun 6. haftasında belki de Mesut Özil'in kariyerinde futbol mantalitesini etkileyecek önemli bir olay yaşandı.
İlk bakışta sıradan bir iç saha maçıydı.
Eflatun Beyazlılar evinde Deportivo'yu ağırlıyordu ve devre arasına 3-1'lik üstünlükle girmişti. İşler yolunda gibi gözüküyordu.
Ama devre arasında soyunma odasına gelen Mourinho, kızgın ve öfkeliydi. Bağırıyor, çağırıyor, sürekli eleştiriyordu.
Ancak tüm takımı değil.
Sadece bir oyuncuyu.
Mesut Özil'i.
Portekizli teknik adam bir hışımla girdiği soyunma odasında tüm takımın önünde Özil'e "İki güzel pas yeterli sanıyorsun. Sana göre, ikili mücadeleye girmek için fazla iyisin. Çok iyi olduğunu, yüzde elli ile oynamanın yeterli olacağını düşünüyorsun" demeye başlamıştı.
Dakikalar geçiyor Mourinho'nun azarları bitmiyordu.

Artık herkes susmuş onu dinliyordu.
"Bir erkek gibi oynamanı istiyorum. İkili mücadelelerde canın acımasın, forman kirlenmesin istiyorsun" diye devam ediyordu.
Bununla da yetinmeyen Mourinho, ayak parmaklarının ucunda yükseliyor, kollarını vücu-duna yapıştırıyor, oradan oraya kibarca yürüyüp adeta Özil'in bir parodisini yapıyordu soyunma odasında.
Mesut'un sabrı taşmıştı.
O Almanya Milli Takımı'nın en önemli oyuncusu ve R.Madrid'in saha içi liderlerinden biriydi. Bir çocuk gibi susup tüm bu olanlara daha fazla tahammül edemezdi.
Ve Mourinho'ya dönüp "Bu kadar harikaysan al kendin oyna." diye bağırıp tüm futbolcuların giymek için birçok şeyi feda edebileceği Real Madrid formasını üze-rinden çıkarıp Portekizli teknik adamın ayaklarına fırlattı.
Bu hareket sonrası soyunma odası adeta buz kesti.
Kimseden çıt çıkmadı.
Herkes gözlerini Mourinho'ya dikmiş, kurt hocanın göstereceği tepkiyi bekliyordu.
Mourinho kötü kötü gülerken "Ah Mesut, pes mi ediyorsun yani?" diye sordu.
"O kadar korkaksın ki. Ne istiyorsun şimdi? Sıcak bir duş alıp yalnız kalmak mı? Yoksa sahaya çıkıp bana ve takım arkadaşlarına neler yapabileceğini ispatlamak mı?" diye sordu.
Biraz önce çıldıran adam gitmiş yerine dünyanın en sakin insanı gelmişti.
"Sana bir şey diyeyim mi Mesut?" diyordu Mourinho, "Ağla hadi. Zırla bakalım. Bebeksin sen. Duşa git. Sana ihtiyacımız yok!"
2 yıldır birlikte çalıştığı Mesut'un Zidane'a olan hayranlığını bilen Mourinho soyunma odasından çıkarken Mesut'un en derinine dokunacak lafı söylüyordu
"Sen Zidane'ın yanına bile yaklaşamayacaksın!"
Bundan sonrasını ise Mesut'un kendi ağzından yani bu hikayeyi anlattığı kitabından alıntılayalım;
"Boğazım düğümlenmişti. Herkes gitti. Soyunma odasında bir tek ben kaldım. Daha önce hiç böyle bir azar işitmemiştim. Mourinho bana neden böyle davranmıştı? Dünyanın en büyük kulübünde oynuyordum. Ancak buna rağmen o akşam kendimi ve futbolumu sorgulamaya başladım. Bu olay haftalar boyunca aklımdan çıkmadı. Hayatımın en önemli azarı olmuştu. Sonrasında Mourinho'ya hak verdim. O benim potansiyelimin ve yapabileceklerimin farkındaydı. Benden daha iyisini istemişti ama kendi tarzıyla. O azardan 2 yıl sonra Dünya Kupası'nı kazandım. Halen saha içerisinde işleri biraz hafife almaya başladığımı hissedersem aklıma o azar gelir ve kendimi silkelerim. Mourinho'ya kendimi sorgulamamı sağladığı o azar için her zaman minnettar olacağım"

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.