Geleceğe Dönüş: Pis burun vurmak serbest mi?

Cok sert şut çeken futbolcu deyince aklınıza ilk gelen isim Hami Mandıralı mı? Roberto Carlos mu dediniz? Yoksa Ronaldo mu?
Yukarıdaki isimlerin hiçbiri bu yazının konusu değil.
Bekir Refet Teker'den bahsedeceğiz.
Yani nam-ı diğer 'Bombacı' Bekir.
22 Mayıs 1899 günü Kadıköy'de, Osmanlı topraklarında "gavur" icadı futbolun kendisini yeni yeni göstermeye başladığı dönemde dünyaya gözlerini açtı.
Top ayağına o kadar çok yakışıyor ve haddinden sert şutlarıyla 'Abilerine' öyle goller atıyordu ki henüz 14 yaşında kendisini Fenerbahçe A Takımı'nda buldu.
O sıralar bir Fenerbahçe antrenmanında çektiği bir şutta kale arkasındaki çimlerde otlanan mandayı öldürdüğü için bombacı lakabını almıştı Bekir.
Antrenmanlarda kalecilerin korkulu rüyası olmuş, çektiği sert şutlar idman sahasının çok uzaklarına gidince antrenörlerinden azar yemeyi alışkanlık haline getirmişti.
Ancak çektiği bu sert şutlar ilerleyen yıllarda onun hayatını değiştirecekti.
İlerleyen yıllarda Sarı Lacivertli formadan, Altınordu'ya transfer olur.
Bombacı, yeni takımı ile idmanlarda çektiği sert şutlarla devamlı kale direklerine hasar verdiği için Altınordu kulübünün ilk yaptığı iş direkleri sağlamlaştırmak olmuştu.
1. Dünya Savaşı'nın patlak vermesi ile futbola kısa süre ara vermek zorunda kalan Bombacı, sonrasında kısa bir dönem İttihatspor'da görev aldı, ardından da Beşiktaş'a transfer oldu.
Ancak tam o sırada, tarihler 1921 yılını gösterdiğinde Galatasaray, Almanya'ya bir turneye çıkma kararı almış ve İstanbul'daki diğer takımların en iyi futbolcularını sadece bu turnede oynatmak için 'Ödünç' istemişti.
Milliyetçi duyguların kabardığı savaş sonrasında Galatasaray, ülkeyi temsil edeceği için birçok kulüp bu talebi olumlu karşıladı.

Beşiktaş da Galatasaray'a yeni transferi Bombacı Bekir'i vermişti.
1921 yılı Ağustos ayında Bombacı Bekir, Sarı Kırmzılı forma ile Almanya'da Hamburg, W.Bremen, Nürnberg ve Karlsruher Phönix takımlara karşı forma giydi ve çektiği şutlar ile Almanların dikkatini çekti.
Ancak Bombacı Bekir, Galatasaray'ın son oynadığı 1-0 mağlup olduğu Karlsruher Phönix maçı sonrası sakatlık yaşamış, kafile yurda geri dönerken Bombacı Almanya'da ameliyat olmak için kalmıştı.
Onu çok beğenen ve Almanya'da böyle şut çeken bir oyuncu olmadığını gören Karlsruher Phönix yöneticileri de Bekir'in olduğu hastaneye gidip onu kendi takımlarında oynaması için ikna ettiler.
Yani bizim Bombacı Bekir, özel bir turnuva için 1 aylığına gittiği Almanya'dan ülkesine geri dönmedi ve futbol hayatını orada devam ettirme kararı aldı.
4 yıl boyunca önce Karlsruher Phönix, sonrasında da Pforzheim ile Karlsruher FV'de de görev alan Bombacı Bekir, hem profesyonel olmuş hem de futbol tarihimizde yurt dışında forma giyen ilk oyuncu olarak tarihe geçmişti.
Cumhuriyetin ilk yıllarında düzenlenen 1924 ve 1928 Olimpiyat oyunlarında Türkiye forması ile mücadele eden Bombacı Bekir, 1928 Amsterdam'da efsane İspanyol kaleci Zamora ile yaşadığı anı ile de anılır.
Dönemin dünyada en iyi kalecisi olan Zamora, Olimpiyat köyünde herkesin kendisine şut çekmesini isterken, hiç gol yemez.
O sırada yoldan geçen Bombacı Bekir ise şansını denemek ister.
Bizim Bekir, ilk şutunda Zamora'yı avlar.
Bir şut daha atar ve Zamora yine gole engel olamaz.
Bombacı 3. şutunda da golü atınca Zamora kendisini gelip tebrik eder.
Bombacı aynı zamanda 1924 Olimpiyatları'nda fileleri havalandırarak A Milli Takım'ın Olimpiyat tarihindeki ilk golünün altına da imzasını atmıştır. Almanya'daki son yıllarında ilk kulübü olan Fenerbahçe'nin özel maçlarında oynamak için zaman zaman ülkesine geri dönse de Bombacı, futbol ha-yatına Almanya'da son verir.
Top oynamayı bıraktıktan sonra da Panzerlerin ülkesinde kalmaya devam eden Bombacı, Almanya'da bir iş kurar ve orada yaşamaya başlar.
Tarihler 1977'yi gösterdiğinde ise tam 56 yıl önce futbol oynamak için gittiği ve menajerlerin ısrarı ile orada kalıp hünerlerini sergilemeye başladığı Almanya'nın Karlsruhe şehrinde hayata gözlerini kapatır.
Bekir Refet Teker'den bahsettik.
Yani nam-ı diğer 'Bombacı' Bekir.
Futbol tarihimizin sert şutları ile nam salmış, belki de kendinden sonraki kuşağa ilham vermiş ilk futbol sanatçılarından.