''Korkmayın, oynayın''

Bu sezon TFF 1. Lig'e yükselmiş 20'ye yakın transfer yapmış ve ilk 3 maçta 7 puan almış bir Tuzlaspor ile karşılaştı Bursaspor. Ancak Tuzla temsilcisi hem çıktığı kadro ile hem de maç önce lakayt ısınma hareketleri ile Bursaspor'u küçümseyince Timsah 11 dakikada 3 gol buldu.

Ligde bu sene bir ilk, oynadığı 4 maçta da öne geçen ancak sadece 1 galibiyet alabilen bir takımın bulunması. O da Bursaspor.
3-0'dan 3-3'e gelen maçı sadece genç oyuncuların tecrübesizliğiyle açıklayamazsınız. Burada taktiksel sıkıntılar da var. Evet Mustafa Er'in elinde belki de ligin en zayıf, skor yapmaktan en uzak kulübesi var ama Özer'in sakatlığı sonrası ilk yarıda Ozan İsmail hamlesi yerine Ramazan hamlesi sanki işleri daha farklı noktaya taşırdı.

Özer için ayrı bir parantez. Üst klas bir asist yaptı. Tam oyunundan zevk alacağı "Bu takımın kaptanı benim" diyebileceği bir maçta sakatlandı. Zaten her şey Özer'in çıkmasından sonra başladı.
Maçın hikayesi öyle gelişti ki Bursaspor 3-0 öne geçtiği maç sonunda son 15 dakikasını 10 kişi oynadığı Ümraniye Şehir Stadyumu'ndaki maçtan 1 puana sevinerek ayrıldı.
İsmail Çokçalış'a ayrı değinmek istiyorum. Onun yeteneklerine ve yapabileceklerine herkes inanıyor. Ama önce onun kendine inanması lazım. Üzerindeki tedirginliği atıp gerçek potansiyeline dönmesi lazım. Ona sadece Bursaspor'un değil Türk futbolunun ihtiyacı var.
Kapacak'taki gelişim de dikkat çekici. Yeteneklerini kimse inkar edemez. Bu gelişimini skor yaparak devam ettirirse çok farklı bir boyuta evrilebilir. Bursaspor yetenekli oyunculardan kurulu bir takım. Bu karşılaşmada 11 dakikada neler yapabileceğini ve nasıl bir patlama gücüne sahip bir ekip olduğunu herkese gösterdi. Maçın ilk yarılarının ortalarında Mustafa Er oyuncularına bağırarak şu cümleleri kurdu, "Korkmayın, oynayın" aslında bu iki kelimelik cümle Bursaspor'un bu sezonki düsturu olmalı. Skor ne olursa olsun ben bu futbolcu grubunun yapabileceklerine inanıyorum.

Zaten inanmaktan başka elimizden gelen bir şey yok.