Okullarımızın her eğitim-öğretim yılı kayıt döneminde, Milli Eğitim Bakanı ve İl Milli Eğitim Müdürlerinin söylediği klasik milli yalanımız var…
Bakanlar, müdürler, müfredat, sınav sistemleri, ders kitapları değişiyor, o hiç değişmiyor:
“Velilerimizden kayıtta zorla bağış alınmıyor! Alanı şikayet edin, gereğini yapalım…”
Doğru!
Zorla alınmıyor bağış, seve seve veriyor velilerimiz…
İsterse vermesinler!
Yapacağı bağışın güzelliğine göre öğretmen ve sınıfı hatta çocuğunun oturacağı sırayı ve yanındaki öğrenciyi seçme hakkı verilen okulların olduğunu duyuyoruz…
Bakan, il ve ilçe müdürleri, okul müdürleri bu konuda yemin etseler başları ağrımıyor…
Çünkü, bağışı isteyen okul yönetimleri değil ki, Okul Aile Birliği yöneticileri…
Okulun genel ihtiyaçlarını anlatırken öyle bir ağlanıyorlar, Medine dilencileri onların yanında stajyer kalır!
Veli de çocuğunun eğitim geleceğini düşünerek mecburen ekonomik gücü oranında bağış yapmak zorunda kalıyor…
Kimi, okulun biriken ödenmemiş elektrik, su, doğalgaz, telefon ve internet faturalarına talip oluyor, kimisi temizlik ihtiyaç malzemelerine, boya badanasına, hizmetli ve güvenlik masraflarına…
En garibanı bile iki üç top fotokopi kâğıdı almadan, kayıt odasına giremiyor.
Eskiden, oturduğu semtteki okullar yerine istedikleri devlet okuluna çocuklarını kayıt ettirmek isteyen velilerden bağış alınması normal karşılanıyordu…
Okul yönetimleri, bölgesi dışından gelen kayıt taleplerini öyle abarttılar ki, yüklü bağış alacağım diye dışarıdan gelen çocukları kayıt yaptırınca sınıflardaki öğrenci sayısı arttıkça arttı…
Adrese dayalı kayıt sistemi de güya bu adaletsizliği önlemek için çıkarıldı ama bağışa dayalı kayıt sistemi kaldığı yerden devam ediyor, ne yazık ki…
Sadece kayıtla kalsa bağış olayı ona da razı veliler…
Devlet-özel ayrımı yapmadan…
Bugün başlayacak olan yeni eğitim-öğretim yılında öğrencilerimize zihin açıklığı, öğretmenlerimize sabır ve gayret kuvvet diliyorum…
Velilerimize de “Ne verirseniz elinizle, o gelir öğrencinizle” diyorum…
DEPREME DAYANIKSIZ AVM!
Bursa’nın ilk AVM’lerindendi Nilüfer’deki CarrefourSA…
Satılınca, alan yatırımcılar yeni projeyi hayata geçirmek için yıkımına karar verdiler…
Yıkım öncesi depreme dayanıksız raporu alınmasına şaşırdık…
Alışveriş ve eğlenmek, dinlenmek için gittiğimiz toplam iki katlı ve çelik konstrüksiyonlu AVM meğer depreme dayanıksızmış…
Kelle koltukta gezmişiz içinde yıllarca!
Satılmasa bu tehlike devam edecekmiş demek ki!
Yaklaşık dokuz aydır yıkım işlemi süren AVM’nin yanından ne zaman geçsem onlarca kepçe çalışıyor üzerinde…
Geçen gün, şöyle bir durup izledim yıkım çalışmalarını…
Çıkan demir-çelik hurdasına baktım da, keşke Bursa’daki depreme dayanıksız tüm binalar da CarrefourSA gibi olsa dedim içimden!