Hava Durumu

Bir avuç toprak!

Yazının Giriş Tarihi: 21.06.2025 08:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.06.2025 08:09

Haber bültenlerinde ve sitelerinde, savaş, çevre kirliliği, doğa katliamı, şiddet, yolsuzluk ve yoksullukla ilgili haberleri gördükçe, aklıma ibretlik o harika hikâye geliyor…

Hintli bir fakir balıkçı, günlük rızkını çıkarmak için her zamanki gibi okyanusta avlanıyormuş.

Fakat o gün çok şansız gününde, her dalışta balık tutamadan çıkıyor sudan…

Sonunda vazgeçmeye karar verir…

Bir süredir balıkçıyı uzaktan izleyen ülkenin kralı, onu yanına çağırıp, yeniden dalmasını ve elleriyle sudan ne çıkarırsa, o ağırlıkta altın vereceğini söyler.

Balıkçı büyük bir heyecan ve umutla dalar okyanusun derinliklerine, nefesi yetene kadar dolaşır ve bir süre sonra çıkar kıyıya…

Ellerini açar…

Sadece küçük bir kemik parçası vardır avuçlarında…

Zengin olma fırsatını kaçırdığı için çok üzgündür.

Kral gülerek emreder yanındaki hizmetkârlarına:

“O balıkçının sudan çıkardığı kemik parçasını altınla tartın, ağırlığı kadar altını verin!”

Önce bir altın koyarlar terazinin kefesine, sonra iki, üç, derken kilolarca…

Ne yapsalar o küçücük kemik parçasının ağırlığını bir türlü karşılamaz altınlar…

Duruma çok şaşırır kral, bunda bir hikmet olduğunu düşünerek ülkenin ilim hikmet sahibi en tanınmış kişisini çağırtıp nedenini sorar…

Gelen kişi, terazinin kefesindeki kilolarca altından ağır gelen kemiğe şöyle bir bakar ve altınların boşaltılmasını ister.

Boşaltma işleminden sonra yerden bir avuç toprak alıp, teraziye koyar. O bir avuç toprakla, altınların yerinden kıpırdatamadığı kemiğin ağırlığı eşitlenir bir anda!

Kral hayret ederek sorar:

“Bu ne demek?”

İlim adamı yutkunarak verir cevabı:

“Sevgili Kralım! O gördüğünüz, bir insana ait göz çukurunun kemiğiydi! İnsanoğlunun gözünü de ancak bir avuç toprak doyuruyor!”

Keşke bu hikâyeden, hırsları ve egolarıyla cennet dünyamızı cehenneme döndürenler bir ders alabilse!

Kıssadan hisse tadındaki hikâyenin yazarı merhum gazeteci-yazar Atiye Keskin Kubanlı’yı bir kez daha rahmetle anıyorum…

NİLÜFER’İN HAVUZ PROBLEMİ

Bir eğitimci dostum fotoğraflarını göndermiş…

Bizzat ben de geçerken görmüştüm…

Nilüfer Belediyesi’nin önündeki süs havuzlarının içi yosundan, pislikten ve kokudan geçilmiyor…

Yanlışlıkla biri içine düşse boğulmaz ama mikroptan gidebilir!

Belediyenin önü demek vitrini demek!

Şadi Başkan, bir el atıver bu havuzlara, park ve bahçelere…

Görüntüleri hiç yakışmıyor çağdaş Nilüfer’imize…

KESTANE MÜZESİ

Hafta içinde pazarcıların efsane başkanı Mehmet Çakman ve ömrünü atletizme adamış Enver Koç’la birlikte, Kardelen’i ziyaret ettik.

Kestane şekerinin, Bursa’nın coğrafi işaretli ürünü olmasında büyük emeği olan Mümin Akgün’den, Kardelen markasının dünyanın birçok ülkesine yayılan başarısını ve kestanenin tatlı hikâyesini dinledik…

Fabrikasının bir bölümünü, kestane müzesi yapacağını söyledi Mümin Bey

Çok sevindim, yerinde bir karar…

Çarşı pazardaki fiyatlarına bakılırsa, bu gidişle kestaneyi ancak müzede ve belgesellerde görebileceğiz zaten!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.