Hava Durumu

Bu bağımlılığın yaşı yok!

Yazının Giriş Tarihi: 22.03.2025 08:17
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.03.2025 08:19

Hafta içi, genç bir anne bindi Bursaray’a, çocuk arabasıyla...

Arabada sevimli bir bebek, henüz yaşında var yok... Ağlamasa daha da sevimli olacak ama minicik bedeniyle inletiyor vagonu...

O ses neresinden çıkıyor, şaşmamak elde değil!

Annesi önce oyuncak çıngırağını verdi, bakmadı bile... Ardından yalancı emziğini verdi, attı yere...

Biberonla su ve süt içirmeye çalıştı, yine susmadı!

Ben dâhil diğer yolcular geçtik karşısına bebeğin, onu susturmak için başladık şaklabanlık yapmaya...

Ne yapsak nafile!

Susacağına daha da çok yükseltiyor sesini... Sanki bir yerine bir şey batıyor!

Bebeğin gözleri şişti ağlamaktan bizim ise onu dinlemekten kafamız!

“Niye ağlıyor bu kadar çok? Hasta filan mı?” diye sordu bir yolcu, dayanamayıp...

Genç kadın “Evet hasta, çizgi film hastası! Şimdi susar, merak etmeyin!” dedi ve elini çantasına attı...

Akıllı cep telefonunu çıkardı. Ve çizgi film izlettirmeye başladı!

Dakikalardır ağlayan bebekten o an eser kalmadı, susuverdi!

Başladı pür-dikkat çizgi filmi izlemeye... İzlerken kendinden geçiyordu adeta!

Takıldık annesine “E be güzel kardeşim niye biner binmez açmadın bu çizgi filmi de şişirdin kafamızı!” diye...

Yaşlı bir yolcunun bebekle ilgili yorumu süperdi:

“Zamane veletleri, analarının karnından cep telefonuyla doğuyorlar artık!”

Doğru söze ne denir!

Sonra bu çocuklar niye agresif niye asosyal yetişiyor diye soruyoruz Dr. Google’a!

Bebekler, çocuklar teknoloji bağımlı da ebeveynler farksız mı?

Bununla ilgili çok güzel bir hikâye vardı sosyal medyada...

Öğretmen, sınavda tek soru sorar öğrencilerine, “Birkaç saatliğine de olsa hangi eşyanın yerinde olmak isterdiniz? Nedenleriyle birlikte yazın!”

Akşam evinde sınav kâğıtlarını okurken bir öğrencinin yazdıkları karşısında çok duygulanır, gözleri dolar öğretmenin…

Çünkü öğrencisi, anne veya babasına ait cep telefonu olmak istediğini belirtip nedenlerini de şöyle sıralamış:

“Annem, babam cep telefonlarını ellerinden hiç düşürmüyor, her yere onu da götürüyorlar, yataklarına bile! Benden çok onunla vakit geçiriyor, oyun oynuyor, eğleniyorlar. Ben seslendiğimde, bir şey anlatmak istediğimde çoğu kez duymuyor, duymazdan geliyorlar ama telefonları çalar çalmaz açıp saatlerce konuşuyorlar. Cep telefonları olursam, ne güzel benimle de aynı şekilde ilgilenirler, dakikalarca konuşup, oynarlar!”

Görüyorsunuz çocukta verdiği psikolojik hasarı, cep telefonu değil adeta el bombası!

İletişim teknolojisinin nimetlerinden elbette yararlanalım fakat kullanırken sevdiklerimizi kapsama alanı dışında tutmadan yapmaya çalışalım bunu…

İnternet giderse geri gelir de bazı şeyler asla gelmiyor!

Hayatın kontörü yok!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.