31 Mart 2024 yerel seçimlerinden bugüne tam 56 belediye başkanı AK Parti’ye geçmiş…
Geçenlerin 24’ünün Yeniden Refah Partisi’nden olması ilginç!
Bunu da Kovit aşılarına bağlamaz herhalde YRP Genel Başkanı Fatih Erbakan!
Bu geçişlerin devamı gelir mi?
Gelecek gibi duruyor!
Şanlı siyasi tarihimiz, partiler arasındaki milletvekili ve belediye başkanı transferlerinin örnekleriyle dolu…
Şair ne demiş;
“Bırak gitsin, dönerse senindir, dönmezse bil ki senin hiç olmamıştır!”
Sağdan sola, soldan sağa fark etmiyor, seçildiği partide siyasi ya da ekonomik geleceğini iyi görmeyen teklif aldığı partiye gidiyor…
Söz konusu vatana millete hizmetse, partiler teferruattır diyerek, seve seve giden de var…
Vicdanla cüzdan arasına sıkışıp, seke seke giden de!
Sonuçta, ülkede demokrasi var, seçme, seçilme özgürlüğü var!
Ve herkesin yüreği yumruğu kadar!
Diyeceksiniz ki, ya o seçim dönemi dillerinden düşürmedikleri, siyasi ahlak, ilkeler, dava aşkı, oy ve sandık namusu gibi kavramlar ne olacak?
Seçmenin merak ettiği bir diğer konu da, bir siyasetçi düne kadar en ağır şekilde eleştirdiği partiye nasıl geçebiliyor, o partinin liderinin yüzüne nasıl bakabiliyor, rozet takılırken?
Aşk her şeyi af eder de, koltuk aşkı da buna dâhil mi?
Ne demiş, merhum Cumhurbaşkanımız Demirel , “Dün dündür, bugün bugün!”
Yalnız onu dese iyi, rahmetlinin başbakanlığı döneminde partisine geçen bir siyasetçiyle ilgili söyledikleri de ibretliktir…
“Sayın Genel Başkanım! Partimize ve size gece gündüz saydıran bu adamı nasıl partimize alırsınız?” diye tepki gösteren partililerine gülerek cevap vermiş Süleyman Bey:
“Fena mı işte! Bizim kapımıza bağladık, şimdi biraz da karşı tarafa saydırsın!”
Peki, bu siyasi transferleri bitirmenin yolu yok mu?
Benim naçizane bir formülüm var, siyaset dünyasının işine gelir mi bilemem…
Önerim şu;
Siyasi partilere, futbol kulüpleri gibi bonservis sistemi gelmeli…
Seçim dönemleri, milletvekili adaylarına 4 yıllık, belediye başkan adaylarına 5 yıllık, YSK’dan onaylı sözleşme imzalatacaklar…
Erken seçim kararı hariç bu süre içinde taraflar sözleşmeyi anlaşmalı fesh etmedikçe başka partiye geçemeyecekler…
Geçmekte ısrar edenler de yalnız kendi partisinden değil seçildiği vekillikten veya belediye başkanlığından da istifa edecekler…
Bu sözleşmeye uymayanların vekilliği veya başkanlığı düşürülecek ve en az iki seçim dönemi siyaset yasağı getirilecek…
Siyasi partiler kanununa koysunlar böyle bir maddeyi, bakın bakalım yerinden kıpırdayabiliyor, seçmenlerinin oylarını hiçe sayıp istedikleri partilere gidebiliyor mu?
Bonservis demokrasiye uygun değilse, adaylar taahhütname de imzalayabilirler, seçilince partisinin güvenine ve seçmenlerinin oylarına ihanet etmeyeceklerine dair…
Vaatler unutulur ama o taahhütname asla!