Baktım bizim mahalledeki muhtarlığın önünde normalin dışında bir kalabalık…
Yanında cami olduğundan ilk aklıma gelen, tanınmış sevilen sayılan bir mahalle sakinimizin cenazesi var ihtimali oldu…
Fakat kalabalıktaki yüzlerde hüzün yoktu aksine herkes neşeliydi…
Kesin ya birileri hayrına lokma döktürüyor ya muhtar ihtiyaç sahiplerine belediyeden gönderilen yardımları dağıtıyor…
Gazetecilik merakıyla sordum, kalabalığın hikmetini bir vatandaşa…
Müjde verir gibiydi cevabı:
“Başkan burada başkan?”
“Hangi Başkan?”
“Amerika Başkanı olacak değil ya bizim Nilüfer’in Başkanı gelmiş…”
“Sefa gelmiş hoş gelmiş de niye gelmiş?”
“Vatandaşın derdini dinliyor… Varsa derdin git anlat sende!”
“Belediye başkanı mı dert babası mı o?”
“Bana değil git kendisine sor kardeşim!” dedi ve içinden yüzüme karşı bir şeyler mırıldanarak uzaklaştı vatandaş…
Dertler bizde derya olmuş biz de küreksiz sandal, sallanıp duruyoruz ülke gündeminde…
Hazır yazı konum ayağıma kadar gelmiş gitmem mi?
Üzerinde “Şadi Başkan Mahallenizde Söz Sizde” yazan ve gülen en yakışıklı fotoğrafının bulunduğu makam karavanını, tam cami kapısının yanına park etmişler…
Önünde bir kuyruk…
Adını yazdıran vatandaşı teker teker ağırlıyor karavanında Şadi Başkan…
Ben de mahalle sakini olarak dertlerimi anlatmak için adımı yazdırıyordum ki, Belediyenin Basın ve Yayın Müdüresi Hasiye Yiğitbay Aydın’a yakalandım!
“Az önce Başkanımızın doğum gününü kutladık! Pastayı kaçırdın haberi kaçırma, gel bir selam var istersen” dedi Hasiye kardeşim ve karavanın önünde bekleyen görevliye, benim gazeteci olduğumu söyleyerek aradan alınmasını rica etti…
Fakat helal olsun genç adama, kulağında küpe vardı ama delikanlı çıktı, “Ben gazetecileri sevmem!” diyerek, aradan kaynak yapmama pek sıcak bakmadı…
Zaten önümde iki kişi vardı, mecburen bekledim sıramı…

Nedense beni görünce şaşırmadı Şadi Başkan, SSK doktoru edasıyla seslendi:
“Gel sen de anlat bakalım, nedir derdin? Var mı mahallene yapmamızı istediğin hizmetler, projeler?”
Derin bir nefes alıp “Var” dedim ve aynı karavanla mahallemize gelen önceki dönemlerdeki ilçe belediye başkanlarına söylediklerimi O’na da tekrarladım…
Dedim ki;
“Sevgili Başkan! Mahallemde yeşil alan olarak bir mezarlıklar kaldı. Ne olur şu çok katlı yapılaşma bitsin artık! Depremde kaçacak alan kalmadı!”
O da diğer başkanlar gibi isteklerimi not etti ve “O iş tamam, sen git yaz yazını!” dedi sağ olsun…
Ben de not ettim…
Şadi Başkan da sözünde durmazsa, bir sonraki belediye başkanı mahalleye geldiğinde makam karavanının dört lastiğini keseceğim!
Bu arada…
Aldığım bir duyuma göre, Nilüfer merkezli son 4 şiddetindeki depreme belediyede yakalanmış Başkan Özdemir…
Sarsıntıyı hisseden belediye çalışanlarının hepsi korkuyla dışarı kaçarken bir O kalmış odasında!
Gösterdikleri bu vefaya karşı bir karavan da belediye çalışanlarına yaptırmayı düşünüyormuş Başkan!