Bir yanda, “hak, hukuk, adalet” diye meydanlarda haykıran CHP’liler…
Öte yanda, “makam, koltuk, ihanet” diyen CHP’liler…
Bakalım, bugün kurultayın iptali için açılan davanın görüldüğü mahkemeden hangi tarafı sevindirecek ya da üzecek bir karar çıkacak?
Partide yaşanan bu tartışmalara en çok da Silivri’de yatan Ekrem İmamoğlu ve diğer CHP’li belediye başkanların üzüldüğüne, “Koyun can, kasap et derdinde” diyerek söylendiklerine eminim…
Olaya tarafsız gözle bakan hukukçu, siyasetçi ve gazeteciler, kurultayın iptali yönünde çıkacak bir kararın; YSK’nın geçmişte onayladığı ve gelecekte onaylayacağı tüm seçim, kongre, kurultay kararlarını da hukuki açıdan tartışmaya açabileceğine dikkat çekiyorlar…
Yani, bu dava yol ve emsal olursa, siyasette yetkilerin çarşafa dolanma tehlikesi olduğunu söylüyorlar…
Dileriz, ülke demokrasisine, siyasi istikrara zarar vermeyecek bir karar çıkar mahkemeden…
Çarşaf demişken, CHP Kurultayı’nın iptali için açılan davada yer alan iddialardan biri çok ilginç…
Üstelik de bu iddiayı, CHP’li siyasetçi- gazeteci Barış Yarkadaş, yorumcu olarak katıldığı TV programında açık açık dile getirdi…
Güya;
Anadolu illerimizden gelen bazı delegeler, kurultaydan bir gece önce Ankara’da pavyona götürülmüş, çıkışta da ceplerine biner dolar konmuş…
Ne karşılığı?
Kurultayda oylarını Kemal Kılıçdaroğlu’na değil Özgür Özel’e vermeleri karşılığında!
Bırakın CHP’liyi herhangi bir partinin delegesi pavyon ziyafeti ve bin dolara kurultaydaki oyunu satabilir mi?
Gözümle görmeden inanmam ama bu iddialar bana geçmişte Bursa’da bir merkez sağ partimizin çift adaylı ilçe kongresinde yaşanmış benzeri bir olayı hatırlattı…
Başkan adayının eczanesine orta yaşlarda bir delege geliyor...
Kongrede sohbetinin ardından eczacı başkan adayının kulağına eğiliyor delege:
“Başkanım, senin eczanede vardır. Bana mavi renkli performans artırıcı haplardan ayarlayabilir misin, sevabına!”
Bir oyun hesabı yapıldığı kongre döneminde delegeye hayır demek mümkün mü?
Başkan adayı, çaktırmadan cebine dediği haplardan bir kutu koyunca delege sevinçten uçuyor:
“Başkanım, bu kıyağını hiç unutmayacağım, kongrede sözüm söz, sana en az yüz oy benden!”
Diyor ama kongre günü bir bakıyor eczacı başkan adayı, hapı verdiği o delege diğer başkan adayını omuzlarına alıp, salonda “En büyük başkan bizim başkan” diye dolaştıranlar arasında...
Dayanamayıp gidiyor yanına:
“Hani len, oyunu bana verecektin?”
Delege sırıtarak veriyor cevabını:
“Kusura bakma Başkanım! Sen hap verdin ama diğer adayımız da seçilirse pavyona götürme sözü verdi! Hakkını helal et!“
O kongreyi hangi adayın kazandığını belirtmeme gerek yok sanırım!
Boşuna dememişler;
Arkadaşını yolculukta, delegeni kongre-kurultayda tanırsın diye…