Bu film ödül alır mı?

Sağa sola bakıyorum, hangi takım kimi transfer etmiş diye; tek tük anlaşma haberleri ve “o kulüp bunun peşinde, şu takım onu istiyor” şeklinde bol üfürmeli, sesini duyabildiğimiz ama görüntünün olmadığı medya hikayeleri dışında elle tutulur bir trafiğe henüz denk gelmedim.

Tescil işlemleri resmî olarak 30 Haziran’da başlamış olmasına rağmen, 12 Eylül tarihine kadar imzalar atılabilecek diye değil görüntüdeki rahatlık; mevzu tümüyle duygusal (!)

Peki bizdeki durum ne?

Öyle milimetrik bir süreç planlandı ki, daha lig bitmeden, şampiyonluğu ilan etmeden yeni sezonun kadro planlamasıyla ilgili detaylar nakış gibi işlendi, oyun şablonu, oyuncu özellikleri ve buna uygun bir isim listesi oluşturuldu, ön görüşmeler yapıldı, sezon biter bitmez de düğmeye basılmak suretiyle bir sonraki aşama olan somut girişimler sonuçlandırıldı.

Bugün geldiğimiz noktada 11 yeni transferimiz, daha güçlü, daha agresif ve bu ligin de tozunu atabilme ihtimali çok yüksek, kaliteli bir kadromuz var.

Bırakın sezonun başlamasını, yeni sezon hazırlıklarına ‘vira bismillah’ bile demeden, kâğıt üzerinde lige hazır bir takım var karşımızda.
İşte mesele bundan sonrasını doğru kurgulamak.

Sadece gruptaki rakiplerimiz değil, ülke futbolunda henüz hiçbir takım montaj masasından kalkmaya fırsat bile bulamamışken, biz yönetmenin eline senaryosu/kadrosu hazır, metinleri tamamlanmış bir filmin ham halini teslim etmiş durumdayız.

Yapımcı pozisyonundaki yönetim, ikinci lig festivalinde ödüllerin tümüne talip olacak bir iş çıkardı.
Bundan sonrası saha içinde görev yapacak aktörlerin elinde.

İşin en can alıcı noktası da bu...

Oyuncu grubu ve teknik kadro, uzun soluklu bir mücadeleye mental olarak hazır mı?

11 yeni transfer ve tüm bu isimlerin ideal kadroda yer alabilecek potansiyele sahip oluşu, yepyeni bir takım ve saha içi formasyonun kurgulanmasını mecbur kılıyor.

Bu şartlarda sezon öncesi hazırlıkları ve bu esnada yapılması planlanan özel maçların önemini bir kat daha artırıyor.

Şehrin ve taraftarın bu sezon için de bu takımdan beklentisi bir hayli yüksek olunca, saha içi aktörler, acaba bu baskıyı taşıyabilecek sabır ve güce sahip olabilecekler mi?

Maç içinde ve sezon boyunca karşılaşma ihtimalimiz olan krizleri doğru yönetebilecekler mi?

Görüyoruz ki, bu soru cümlelerini çoğaltmak mümkün...

Bu denli yoğun bir bilinmezliğin içinde bu sorulara cevap bulması gerekenlere, daha şimdiden bol şans dilemekten başka ne yapabiliriz ki?

Teorik olarak şu ana dek her şeyi doğru yapmış olmamız, pratikte karşılaşacaklarımız konusunda maalesef bize doyurucu ipuçları vermeye kâfi değil.

O yüzden biraz sabırlı olmak ve oyuncu grubuna ve onların saha içindeki patronlarına güvenmek durumundayız.