Hava Durumu

Burnuma pis kokular geliyor

Yazının Giriş Tarihi: 01.08.2025 08:43
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.08.2025 08:44

Kaşına çalış kaşına…

Bu cümleyi duyanlar, sizce hangi spor karşılaşmasını izliyor olabilir?

Boks tabiki dediğinizi tahmin ediyorum, çünkü nakavttan bile daha etkili bir sonuç alma yöntemidir ve kaşı açılan boksör, dolayısıyla yüzün o nahiyesine acil müdahale imkanı da olmayınca, istese de maça devam edemez.

Amatör muhabirken defalarca tanık olduğum bu sahne, dün akşam saatlerinde gözümün önünden adeta film şeridi gibi geçip durdu.

Sebebi de, Erzurum’da kamp yapan takımımızın, İranlı bir otomobil markasıyla oynadığı antrenman maçının yarıda kalmasıydı.

Maç canlı verilemeyince (ki bu da hafif şiddette itiraz ettiğim bir durum olmakla birlikte sıkıntım, kişisel merakımı tatmin edemiyor olmam değil, pazarlama enstrümanı olarak neden kullanılmadığıdır) orada görev yapan meslektaşlarımın çektiği görüntülerin yayınlanmasıyla önce bilgi sahibi olduk, sonra da fikir…

Gazetecilik bir nevi şüphe etme sanatıdır…

İleri derecede şüpheci sayılmasam da, görüntüleri tekrar tekrar izleyince, içime bir kurt düşmedi değil.

Rakip futbolcuların pozisyonlar esnasındaki sertliğini “kazmalık” olarak nitelemek, bana oldukça iyi niyetli bir yaklaşım gibi geldi, kazmalıktan öte bir niyet sezdiğimi, olayın sonrasındaki hallerinden ve vücut dillerinden anlamam çok da zamanımı almadı.

Hiç pişman değillerdi ve doğrudan ayak bileklerini hedef alan tekmelerin masum olmadığı kanaatimi kuvvetlendiren bir sakinlik ve pişkinlik sergilediler, dakikalarca…

Şimdi bu durumda, başkanın sahaya inip, takımı sahadan çekmesi elbette olması gereken ve son derece doğru bir karar.

Dişinizden tırnağınızdan arttırıp, özene bezene bir son model araba almışsınız ve henüz trafiğe bile çıkmamışsınız ama mahallenin bir kaç serserisi gelip, ellerinde bıçaklarla lastikleri kesmeye, kaportayı çizmeye çalışıyor olsa ne yapardınız?

Ben arabayı bulunduğu yerden çekmezdim valla, direk Allah ne verdiyse dalardım namussuzlara…

Yani Başkan yine en nahif, en sağduyulu ve mantıklı olan şıkkı tercih etmiş, bravo…

İşte bu aşamada kameralar İran ekibinin bulunduğu yere dönünce, bizden bir kaç kişinin, öyle sanıyorum ki tercüman eşliğinde onların yetkilileriyle bir şeyler konuştuklarını fark ettim, gözüm sportif direktör Recep Bülbül’e takılınca da ‘hahdedim, Sherlock Holmes” iz peşinde, dedektif olayın derinliklerine doğru kulaç atıyor.

Bu sırada Başkan geri dönüp, onu da kolundan tutup oradan uzaklaştırınca, şüphelerimle baş başa kalıverdim.

Neyse, meseleyi senaryolaştırmadan, diyeceğimi doğrudan diyeyim.

Benim burnuma pis kokular geliyor.

Bu İran takımı ve oyuncuları, hepsi olmasa da bir kısmı sanki özel bir görev almış gibiydiler.

Demişler ki bunlara, hem de adres verip;

Şu şu isimlerin ayaklarını ellerine verin…

Bir de Muhammed’i öyle yerde, bileğini iki eliyle kavramış canı yanarken görünce kan beynime sıçradı.

Ben bu ihtimalin de güçlü bir şekilde hesaba katılması gerektiği kanaatindeyim.

Bu yıl bizim grupta her türlü tezgaha hazırlıklı olmamız gerektiğini düşünüyordum da, bu denli erken harekete geçilmişse eğer, pes doğrusu derim.

Diyelim ki hadi ben abarttım;

Bir antrenmanın, tek bir maçın bile bizim için hayati önem taşıdığı bir durumda dünkü kaybı nasıl telafi edebileceğimizi düşündünüz mü?

Hem oynadığımız maç maç değildi, hem de moral bozukluğu ve çekilen acı da yanımıza kalan bakiyesiydi.

Umarım bir daha böyle bir tatsızlık yaşanmaz.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.