Formasyon konuşmak…

5 saat…

Hem de aynı odada ve aralıksız devam eden, kimsenin bölmeye cesaret bile edemediği, baştan sona futbol ve gelecekle ilgili stratejilerin istişare edildiği bir görüşme.

Bence çok kıymetli…

Peki ne konuşuldu o toplantıda?

Bunu da, değerli meslektaşım Adnan Batır’ın soluksuz izlediğimiz programı sırasında öğreniyoruz.

bursasporluyuzyoutube kanalında Başkan Enes Çelik’le gerçekleştirdiği harika bir programdı.

“Evde kimin sözü geçer, mutfak işleriyle aranız nasıl, ilk maçınıza babanızın omuzunda mı gelmiştiniz” gibi ‘köpük’ sualler yerine, her biri hedef odaklı, can alıcı meseleler konuşuldu.

Konuğundan fazla konuşana da alerjim var, mizahı sululuk zannedenlere de…

Bu açıdan bile ders niteliğinde, duru/zarif bir programdı, tebrikler Adnan.

*

Başkan da olsan, sahanın patronuyla iş konuşmak kolay değildir, birikim ister, zeka ister, duruş ister, duruş…

Bizim coğrafyada, kulüp yönetenlerin ezici çoğunluğu, böyle bir gündemle masaya oturduklarında önce maaşı konuşurlar.

Peşinatı, aylık ödemeyi, primleri falan…

Sonra yardımcıların ne kadar alacağı konusunda pazarlık başlar.

Teknik açıdan sorabildikleri tek şey, sezonu ne zaman açacakları ve memleketin hangi kıyı şeridinde, hangi otelinde kamp yapılacağıdır ki, o da aslında para odaklı bir sorudur.

Akla yatkınsa el sıkışılır, sonra kameraların karşısına çıkılıp, imzalar atılır gibi yapılır.

Sonrası malum…

Hocamızın arkasındayız, yanındayız ve hatta kucağındayız(!)

*

Peki Enes Çelik ve Adem Çağlayan ne konuşmuşlar?

FORMASYON…

Nasıl oynayacağız, hangi dizilişle, hangi hücum setleriyle ve kimlerle…

Formasyon, kadro mühendisliğinin bir nevi temel atma törenidir.

Kırmızı çizgidir bu mesele ve bir teknik adamla bunu tartışabilmek için bilgi ve vizyon gerekir.

Öyle bir toplantı olmuş ki bu, anladığım kadarıyla kalacaklar da belli, gidecekler de.

Hislerim ve tecrübem öyle diyor.

Gelecek oyuncularla temaslar da başlamış.

Bir kaç oyuncu kardeşim, arayıp fikrimi sorunca anladım ki, kısa sürede yeni sezon kadrosu da netleşir.

*

Bir de başkanın şu ifadesi çok dikkat çekiciydi, eğer yanlış yorumlamadıysam tabi…

Dedi ki; “Hoca transfer konusunda oyuncu ismi telaffuz etmeye çekiniyor, yanlış anlaşılma ihtimali nedeniyle.”

Allahım dedim; biz ne ara büyük bir sevap işledik de, bize böyle bir hocayı tanıma fırsatı verdin.

Komisyon trafiğinin dışında kalmak yine bu coğrafyada, şakır şakır yağmur yağarken hiç ıslanmamaya benzer.

Hakikaten böyleyse, umarım sportif açıdan can sıkıcı sürpriz sonuçlar yaşamayız da, bu işbirliği uzun yıllar devam eder.