Bir maç yazısı olmadı hiç, Salı Yazıları…
Naçizane; nefesli, vurmalı, tuşlu ve yaylı ne kadar enstrüman varsa, hepsinin bir araya geldiği kocca bir edebi orkestra gibi çok uzun yıllar yazdık, söyledik ve okuyan, dinleyen kim varsa keyif vermeye çalıştık.
Üstünden en az 15 yıl geçmiş olmasına rağmen, her vesileyle, sanki o yazılara bir kaç ay önce son noktayı koymuşuz gibi hissettiren ve “hadi n’olur artık yaz” diyenlere selam olsun.
Çok uzun zamandır kalemimizin ucu açık olmasa da yazmak, bisiklete binmek gibidir, unutulmaz.
Da… Enstrümanlar ne durumda, eskisi gibi etkileyici bir ses bütünlüğü olacak mı, yoksa bir süre akort etmek durumunda mı kalacağım, ona hep birlikte karar vereceğiz.
Bu ilk buluşma ya, kısacık bir teşekkür listem var, sabrınıza sığınarak paylaşmak isterim.
Salı Yazıları fikrinin iki kurucu başkanı İsmail Kemankaş ve Koray Gürtaş’a…
21 sene özgürce yazıp konuştuğum, yönettiğim ve beni ben yapan OLAY’da, kendi namıma bir patrondan ziyade bir abi bir baba gibi daima arkamda duran çok değerli büyüğüm Cavit Çağlar’a…
Yazmayınca çeneme vurması kaçınılmazdı, bu sürede bana katlanmaya devam eden eşime ve biricik kızlarıma…
5 yıldır içine gömüldüğümü bile fark edemediğim sessizliğimde, üç ay önce kapıya dayanmakla kalmayıp, o kapıyı kırarcasına çalan ve “hadi başlıyoruz artık” diyerek kolumdan tuttukları gibi beni Bursa Ekranı YouTube kanalında kamera karşısına atan Vedat Aslan ve Özcan Kuyucu’ya…
Ve en nihayetinde, Bursa medyasının en köklü markalarından biri olan Bursa Hakimiyet/As TV/Radyo S ve bursahakimiyet.com.tr’ye yeni bir soluk katacağını henüz daha bir kaç kez nefes alıp vermişken bile göstermiş olan ACG Medya sahipleri ve yöneticilerine…
Sonsuz teşekkürler…
***
Aslına bakarsanız, bu şehirde bir vesileyle birine teşekkür edilecekse….
Misal; ameliyatı başarıyla yapmış bir hekime, mekan açılışında kurdela kesmiş bir siyasetçi yahut kent yöneticisine, velhasıl her bir teşekkürün başına, konuyla ilgisi olup olmadığına bakılmaksızın, Enes Çelik ve ekibinin isimleri de eklenmeli derim.
6 ay önce içinde bulunduğumuz durum ile bügün içinden çıkıp ulaştığımız nokta geceyle gündüz kadar farklı.
Mesele sadece iflas etmiş bir ekonomik yapı olsa neyse de, Bursasporlu olan olmayan her insan evladı, kulübün bir daha ayağa kalkmasının imkansız olduğunu düşünmekle kalmayıp, çözümü isim değişikliğinde, yani tarihi ve hafızayı çöpe atmakta bile arar hale gelmişti.
Şimdi kalkıp kimse “yok kardeşim, ben o günlerde bugünleri görmüştüm” demesin…
Derse eğer;
2010 mayısında şampiyonluk günü stada ve tv karşısına ikinci olmak için koşan ama kupayı kaldırdıktan sonra “ben demiştim” diyenlerden bir farkı kalmaz.
Ha şu da bir gerçek;
Enseyi hiç karartmadan, bugünlerin temelini atmak için, bir kurtarıcıdan ziyade, kentin güven duyacağı bir koca yürekli ve akıllı Başkan adayı aramaktan hiç vazgeçmeyen, sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen savaşçı ruhlu gizli kahramanlar da yok değildi.
Onlar bu işi takdir edilmek ve alkış almak için yapmadıklarından hala sütre gerisinde durmayı tercih ediyorlar…
***
Peki takımı ve sezonu ne zaman konuşacaksın dediğinizi duyar gibiyim…
Bunun için çokça vakit var önümüzde.
Sadece şunu söylemeliyim şimdilik…
Ben özellikle bu yıl, gözlerimin pası silinsin diye değil, gözlerimizin yaşı dinsin diye gidiyorum maçlara.