Mayıs böyle başladıysa, acaba nasıl biter?

Sezonu puan farkıyla tamamlamak suretiyle, şehirdeki güven ortamını ve birlikteliği sağlamlaştıran, yeni nesil taraftarlara da armayla buluştukları daha ilk senede zafer şarkıları söyleten Bursaspor, birinci ligde çekeceği filmin fragmanından küçük kesitler paylaştığı anda bile heyecan fırtınası esmeye başladı.

Hani televizyonda çok izlenen, uzun soluklu dizilerde olduğu gibi, ana karakter dahil olmak üzere kadro önemli ölçüde değişecek, bunun sinyallerini yapımcı/başkan vermişti zaten.

Senarist desen, yapımcının ağzının içine bakıyor, izlenme rekorları kıran bir dizinin sahnelerini yazıp, çekmeye başladığı andan itibaren, o da bizden biri haline geliverdi.

Şimdi haklarını teslim edelim; üçüncü lig serüveninde harikalar yarattıkları için, uzun süren ‘set’ çalışmalarında canlarını dişlerine taktıklarından ötürü, ömür boyu onları minnetle anacağız da…

Yeni sezonda rakipler daha organize, daha güçlü ve zorlayıcı olacaklarından, aynı oyuncu kadrosuyla devam etmek intihar olurdu.

Bu açıdan bakıldığında ortalama 7 fişek gibi transfer yapılması, mevcut kadrodan da belki bunun iki katı kadar oyuncu ile vedalaşmak gerekliydi.

Şimdilik yeni gelenlerin kim olduklarıyla ilgiliyiz.

İlk isim de uzunca bir süredir bilgimiz dahilinde olan, ancak kulüp menfaatleri doğrultusunda tam bir uzlaşma sağlanana kadar sessizce beklemek durumunda olduğumuz eski kaptanımız Ertuğrul oldu.

Gittiği gün, geleceğini söylemiş, şehirden ayrılmasına rağmen kulüple bağlarını hiç koparmamıştı.

Giderken yaptığı fedakarlığın daha büyüğünü gelirken yaptı.

Onunla ilgili fikirlerimi önümüzdeki günlerde ayrıntılı olarak paylaşmak niyetindeyim.

*

Ardından Sertaç Çam ve Ertuğrul İdris Furat isimleri açıklandı.

Sertaç, herkesi tatmin eden bir transfer, küçük Ertuğrul konusunda ise biraz teknik detaya ve sabıra ihtiyacımız var gibi.

Belki de bu satırları yazdıktan sonra, yazım okurlarla buluşana dek aradan geçecek 18-20 saat içinde yeni bombalarda peşi sıra patlayabilir.

Bu transferlerle ilgili detaylı analiz kastırmak gibi bir hevesim de yok, çabam da…

Çünkü bu iş sıkıntılı bir iş.

Misal…

Bundan 25 yıl kadar önce, Göztepe de oynarken Servet Çetin için “O futbolcuysa ben de şimendiferim” diye yazmıştım, adam milli takımda bile oynadığı gibi şimdi hocalık yapıyor.

Şenol Güneş de “Bu çocuktan hiç bişey olmaz, altyapıya geri gönderin” demişti Ozan Tufan için.

Futbolda ters köşeye yatan çoktur.

O sebeple ben oyuncuların teknik özelliklerini masaya yatırmasını, bu iş ilgi ve ihtisas alanı olduğu için Çağlar Ergin kardeşime bırakıyor ve şimdilik son noktayı koyuyorum.