İstediğiniz gerçekten bu mu?
BUSKİ suyu kessin, Özlüce’deki antrenmandan sonra takım tesislerden duş almadan mı çıksın istiyorsunuz?
Uludağ elektrik, indirsin bütün şalterleri, kulüp karanlığa gömülsün, taktik hazırlıklar mum ışığında gerçekleşsin demek mi asıl niyetiniz?
Doğalgaz vanalarını kapatsın Bursagaz, yemek tenceresi Aygaz tüplerinin üstünde mi kaynasın, kış geldiğinde oyunculara kampta birer takım yün battaniye mi dağıtılsın, koğuş sistemine mi geçilsin ya da, 30 kişinin vücut sıcaklığı ortamı da ısıtır değil mi?
Hakikaten böyle olsun istiyorsanız, sakın çekme itirazını geri Mimarlar Odası…
Oyunculara maaşları, transfer taksitleri günü gününe ödenmesin, yönetim ‘şu gün’ ödeyeceğiz desin ama ‘o gün’ geldiğinde eskiden olduğu gibi kırk mazeret sıralayıp, her defasında yeni bir ödeme takvimi sözü versin ve o sözleri tutamasın mı istiyorsunuz?
Oyuncular antrenmana çıkmasın, para alamadıkları için gelen üç atsın, gittiğimizden beş yiyelim mi diye düşünüyorsunuz?
Çekme itirazını, TEMA 16 projesi hayal olsun o zaman…
Transfer tahtası kapansın, Özlüce, anasının babasının elinden tutup yeşil beyaz kıyafetleriyle idman seyreden çocuklarla gençlerle değil, icra memurları ile dolsun taşsın istiyorsanız…
Şampiyonluk kupası yediemin deposunun tozlu raflarında sergilensin, takım otobüsü arka sokaklarda alacaklıların avukatlarından gizlensin, maç öncesi stada gelsinler, futbolcunun sırtındaki formaya bile el konsun diyorsanız, tam gaz ileri, milim geri adım atmayın…
Bursa topluca bir seferberlik hali yaşarken, bu şehrin insanının, onca felaketin arasında, haftada bir gün, yüzünde bir tebessüm yaratan bu takımla çektiği onca eziyeti bir kaç saatliğine unutmasına gönlünüz razı değilse, o imza orada ‘Mıh’ gibi durmaya devam etsin…
Bu memleketin başına ne geldiyse rantiyecilerden geldi, bu güzelim vatanın yeşiline, toprağına, denizine, kumuna göz koyanlardan geldi doğru…
TEMA 16 tümüyle katılmasam da kısmen bir rant projesi bu da doğru…
Peki bu ranttan elde edilecek değerin gideceği yer neresi?
Bu şehrin ortak adresi Bursaspor değil mi?
Bu kulüp kamu yararına bir dernek değil mi?
Burada gözetilmesi gereken ne, kamu yararı…
Her şey şeffaf, her atılan adım, projeyle ilgili her ayrıntı düşünülmüş, bütün kurumların onayı alınmış, ancak bir tek sizi ikna edememişler öyle mi?
Garip…
Bu nasıl bir hassasiyetse, şehrin güzelim ovası beton yığınına dönerken, yalak çayırına, adı üstünde sulak araziye koca koca binalar dikilirken, TOKİ kılıfıyla şehrin göğsüne hançer saplanırken yıllık izne mi çıkmıştı o hassasiyet?
Anladığım şu…
Herkes bir hesap peşinde, kiminin ticari, kiminin siyasi, kimi makam mevki koltuk derdinde.
E bu şehirde bir kaç tane ring var, en büyüğüde Bursaspor olduğuna göre, buraya çıkanı dövmek, bu ringde kavga etmek lazım ama değil mi?
Yok, bu sefer değil…
Bu şehrin insanı sizin ince hesaplarınızdan, Bursaspor üzerinden hesaplaşmanızdan bıktı kardeşim, hadi gidin biraz da az ötede kavga edin.
Biri Bursaspor’un elinden tuttu mu o eli eğip bükmeye çalışmanızdan gına geldi.
Teşbihte hata olmaz; maymun gözünü açtı artık, isteseniz de kapatmaz.
Geçmişte yapılan o devasa hataların farkında olan bu camia, o günlere dönülmesin diye her şeyi göze almış haberiniz ola.
Bir tarafta kurtuluş mücadelesinin mimarları, bir yanda odanın mimarları…
Bu camia ne kulübünü, ne başkanını, ne yöneticisini, ne de bu büyük yürüyüşün mimarlarını kurda kuşa yem etmez.
Bilmem anlatabildim mi!