Acil 40 milyon TL gerek...

Anlaşılan o ki, Bursaspor'un bundan sonraki her maçı aynı havada geçecek...
Tribün yönetime ve Le Guen'e duyduğu tepkiyi dile getirecek...
Takım da öyle ya da böyle bu ligi tamamlayacak...
'Gücü oranında' demiyorum, çünkü bu takımın gücü ile bulunduğu yer arasında ters orantı var...
Takımı oynatmak, kulübü yönetmek bir meziyet işidir, maalesef son dönemde bu durum Bursaspor'da tersine işliyor...
Konuyu buradan mali yapıya bağlayalım...
Bursaspor'da yaklaşan kongre öncesi (düşünülen tarih 13 Mayıs) eller kağıt kalemde, herkes bir hesap içinde...
Total borçla ilgili her kafadan bir ses çıkıyor...
500 milyon TL söyleyen de var 350 milyon TL'yi dillendiren de...
Net rakam kongreden önce yayınlanacak bilançoda çıkacağına göre ne konuşsak, ne yazsak boşuna...
Ama şöyle bir gerçek var...
Sezon sonuna kadar Bursaspor'un yaklaşık 40 milyon TL'lik ödemesi buluyor...
Çok ciddi bir rakam...
Para ağırlıklı olarak teknik heyete ve oyunculara gidecek...
Bir de personele...
Personel maaşları iki ay geriden geliyor... Bu paranın tamamının kulübün kendi kaynaklarından finanse edilmesinin imkanı yok...
Kalan 8 maç kazanıldığı takdirde kasaya girecek toplam para 17 milyon 600 bin TL... Bu tutar ihtiyaç duyulan rakamı karşılamıyor...
Bir de yeni alınan arazinin satışı gündemde...
Bir-iki gün içinde askıdan inecek ve satışa çıkarılacak...
Oradan beklenen rakam da 15 ila 17 milyon TL arasında...
İkisini toplayınca yine 40 milyon TL'lik tutarı bulmuyor...
Arazinin satılmadığını düşünün...
O zaman yandı gülüm keten helva...
Bu ay sonunda başlayacak 100 milyon TL'lik kredinin ilk anapara geri ödemesinin 9 milyon TL'nin üzerinde olduğunu hatırlatırım...
Bu 9 milyon TL'lik kısma faiz dahil değil...
Yani sözün özü şu...
Mayısta başkanlık koltuğuna oturacak kişi hemen her gün bu tarz alacak verecek işleriyle uğraşacak...
Bu Ali Ay da olsa böyle, bir başkası da olsa böyle...
O nedenle boş proje veya ütopik hedefler ortaya koyarak ortaya çıkan ya da hazırlananlar bu bilinçle hareket etmeli...
'Enkaz devraldım' edebiyatına girerse...
Kendisi de enkazın altında kalır ona göre...

Kara kaşına aramıyorlar...

Kulüplerde iletişim çok önemlidir...
İletişim sanatını iyi kullanırsanız bunun elbette ki karşı dönüşlerini de olumlu yönde alırsınız...
Dünyanın dev kulüpleri artık teknik direktör transferlerinin yanı sıra iletişim sorumlularını bünyelerine katmak için hatırı sayılır meblağları kasalarından çıkarıyor...
Öyle atıp tutmayla, 'Ben yaparım' demekle olmuyor iletişim işleri...
Neyse bu konuyu da şuraya bağlayalım...
Bursaspor'un özelinde konuya girelim...
Üç kategoride yönetici mevcut şu anda kulüpte...
Takım kazanınca ortaya çıkanlar, iyi günde/kötü günde takımın yanında olanlar ve takımla uzaktan yakından ilgisi olmayanlar...
Mesela toplantı yüzü görmeyen yönetici var bünyede...
Yanlış okumadınız...
Bunları neden mi yazdım...
Kulüp yöneticiliği sorumluluk ister...
Bir medya mensubu da çalıştığı kurumu temsil eder...
Bir gazeteci eğer yöneticiye ulaşmaya çalışıyorsa kara kaşı, kara gözü için değildir...
Doğru haberi almak için uğraşır...
Öyle telefonu açmamak, 'Seni muhatap almıyorum' havalarına bürünmek, seni büyültmez aksine küçültür...
Bizimkisi sadece bir hatırlatma o kadar...

'Önümüzdeki yıl yokum'

Bugünkü yazının en can alıcı yeri en sonda...
Ligin bitmesine az bir süre kaldı...
Takımda birçok oyuncunun sözleşmesi sona erecek...
Yazacağım oyuncu sözleşmesi devam edenlerden...
Takımda söz sahibi etkili isimlerden...
Bir süre önce evindeki tadilat için bir firmayla anlaştı...
Fakat geçtiğimiz günlerde bu anlaşmayı iptal etti...
'Ben önümüzdeki yıl Bursa'da yokum' dedi...
Takımla ilgili yönetici ve profesyoneller elbette araştıracaktır...
Şimdiden önlem almakta fayda var...
Benden uyarması...