Bolu'da işler iyi ama son söz başkan Kamat'ta...

Sönmez Medya ekibi olarak Bursaspor'un Bolu kampını tıpkı geçmişteki tüm kamplarda olduğu gibi mercek altına aldık...
Oyuncularla, teknik direktör Mustafa Er'le, futbol şube sorumlusu Şenol Tosun'la dolu dolu, ana başlığı sadece 'Bursaspor'un olduğu konuları konuştuk, dinledik, belki de yılların getirdiği tanışlıkla dertleştik...
Hemen belirteyim, önceki gece geç saatlerde genel menajer Adil Cenkçiler de kampa katıldı...
Bolu'daki kampta pozitif bir hava hakim...
Bir kesim dışarıdan bu havayı bozmaya çalışıyor ama Bolu'da kulaklar dış sese kapalı...
Saha içinde ciddi bir rekabet ortamı var...
Mustafa Er'in ilerleyen haftalarda sahaya süreceği 11 aşağı yukarı tahmin edilebilir...
Ancak formaya göz koyan gençlerin performansını görünce, takım en azından gençleri Türk futboluna kazandırma adına doğru yolda hissiyatına kapıldık...
Teknik direktör Mustafa Er ve ekibi gençliklerinin verdiği avantajla oyuncularla iyi bir bağ kurmuş...
Bu daha antrenman sahasına ayak bastığınız anda hissediliyor...
Teknik ekip de çift kalede forma giyiyor, 5'e 2'de de her takımda bir antrenör oyuncularla ter döküyor...
Bir taraftan da ciddi bir otorite söz konusu...
Yani hoca genç, takım genç algısı yapanlara inat, teknik direktöründen oyuncusuna kora kor bir mücadele ve saygı var saha içinde...
Takım kaptanlığı Özer Hurmacı'ya yaramış...
O da Bolu'da taşın altına elini koyanlardan...
Sakatlığına rağmen takımı yalnız bırakmıyor, her gençle ilgileniyor, onlarla isimleriyle değil, lakaplarıyla sesleniyor...

Kaptandan öğreniyoruz genç Eren Güler'in takım içinde 'Griezmann' olarak adlandırıldığını...
Bunlar güzel şeyler...
Camianın da tek beklentisini antrenmandaki bu olumlu tablonun maçlara yansıması...
Bolu'da bu olumlu havanın ve kıyasıya rekabetin yaşandığı dakikalarda önce kadro dışı bırakılan sonrasında bir kelime değişikliğiyle 'izin verildi' denilen iki futbolcunun sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşım dikkatimizi çekiyor...
Daha önce de yazdım, yine yazıyorum...
Tecrübeli olanının futbolculuğuna şapka çıkarırım...
Ama bu onun teknik direktörüne ve doğal olarak kulübüne yaptığı saygısızlığı göz ardı etmeyeceğimiz anlamı çıkarmasın...
Daha genç olanı için de bu satırlardan onu ne kadar savunduğumu herkes bilir...
Ama onun da yaptığı ve istekleri şu ortamda kabul edilebilir boyutta değil...
Hele ki takım kamptayken, bu ikili Özlüce'de ya da Vakıfköy'de teknik ekibin gönderdiği antrenmanı uygulamaları gerekirken, İstanbul Etiler'de tecrübeli olanın ortaklığını yaptığı spor merkezinde yer alan basketbol sahasındaki paylaşımları hem takıma hem de kulübe yapılmış bir saygısızlıktır...
Algı yaptığımız falan düşünülmesin, eğer o saatte onlar Bursaspor çatısı altında kendilerine verilen programı uygulasalardı, takıma dönme konusunda ne kadar ciddi olduklarını yine bu satırlardan biz yazardık...
O nedenle algı bizim işimiz değil, onları başkaları iyi bilir, biz olanı ve yapılanı sizlere aktarıyoruz...

Bu konuda tek söz sahibi başkan Erkan Kamat...
İster affeder, ister kadro dışı bırakır...
İki kararına da saygı duyarız...
Af kararı çıkarsa edindiğimiz izlenim, takım içindeki ahenk, olumlu izlenim bozulur...
Tam tersi için yorum kendisinin...
Kamat, 'Kısıtlı kadroda ihtiyacım' var' da diyebilir...
Bu konuda küçük bir bilgiyi ekleyeyim...
Şu an kadroda bulunmayan tecrübeli futbolcunun bu yıl için garanti ücreti 1,8 milyon TL, maç başlarıyla birlikte bu rakam 2,5 milyon TL'yi geçiyor...
Daha primler yok ortada...
Allah'tan kulübün tapusu verilmemiş bu yoklukta...
Sonra soruyoruz kendi kendimize 'Bursa- spor niye battı?' diye...
Geçen sezon 165 bin liraya oynayan (bu konuda hakkı yenilen) genç olanın da kulüpten ücretinde iyileştirme için istediği ilk rakam 2 milyon, indiği rakam da 1,2 milyon TL...
Bilinmesinde fayda var...