Bursaspor kendi fişini çekti

Krizlerin kulübüdür Bursaspor...

Adrenalin her hücresine sirayet etmiştir...

Son 25 yılına şahit olmuş bir kişi olarak söyleyebilirim ki aslında kulüp bir anlamda krizlerden beslenir...

Açıkça var olma sebebidir...

Herkesin maça odaklandığı bir anda ortaya çıkan İsmail Çokçalış krizi de bunlardan biridir...

Gelişmeleri herkes biliyor, fazla dallandırmaya gerek yok...

Sadece şu bilinsin yeter...

Kulüpten paylaşılan bilgiye göre, İsmail Çokçalış'ın yapılan ödemenin ardından kulübün kendisinden istediği 'Alacağım yoktur kağıdını' imzalamaya yanaşmaması ve Özlüce Tesisleri'nde Bursaspor avukatlarına; 'Beni burada alıkoyamazsınız. Yoksa polisi ararım' demesi yenilir yutulur bir şey değil...

Kulüp elbet ilerleyen günlerde konuyla ilgili gerekli açıklamayı yapacaktır...

Ama gelinen noktada Bursaspor'un bünyesinden çıkan bir oyuncunun üst katta odasının olduğu, soyunma odasında eşyalarının bulunduğu Özlüce'de; 'Beni burada alıkoyamazsınız' şeklinde bir düşünce içine girmesi ve bunu dillendirmekten çekinmemesi asla kabul edilemez...

Kriz demişken Bursaspor Yönetimi'nin Emirhan Aydoğan ve Aykut Akgün konusuna da artık bir çözüm üretmesi gerek...

Kadroya alınmamalarının performansla alakalı olmadığını herkes biliyor...

O nedenle, söz konusu oyuncular oynamak istemiyorlarsa, problem çıkarıyorlarsa haklarında karar verilmeli...

Yoksa bir maçta kadroya al, diğerinde alma sorunu daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor, kaptanlık makamına yakışmıyor...

Ve Maç...

Bursaspor yine bir eşik atlama maçına çıktı, ortaya koyduğu futbolla her şeyi eline yüzüne bulaştırdı...

Taktiği, istatistiği geçelim çünkü her anlamda sınıfta kaldı takım İstanbulspor karşısında...

Bursaspor'un birinci bölgeden çıkmasına izin vermeyen, ikinci bölgeyi çabuk geçen İstanbulspor ardı ardına goller buldu...

Çok koşan, çok topla oynayan rakibi karşısında Bursaspor da acizleri oynadı...

Ve Maalesef ki Özcan Bizati buna bir türlü çözüm üretemedi...

Vefa'nın bireysel performansı dışında ikinci yarıdaki kıpırdanma kimseyi kandırmasın...

Rakip ilkyarıda istediğini aldığından vitesi boşa attı...

Şu sorular yanıt bulmalı...

Onur Atasayar'ın söylenildiği gibi ayağında stres kırığı varsa, milli aranın büyük bir bölümünü Ankara'da tedavide geçirdiyse, bundan Bizati'nin haberi yok mu?

Oynamasına nasıl izin verildi?

Bu takım milli arada ne yaptı?

Yönetim söylediği gibi paraları zamanında ödediyse futbolcuların bedenlerinin sahada, akıllarının bir karış havada olmasının sebebi neydi?

Yönetim sürekli dert yanıyor, 'Biz üzerimize düşeni yaptık ama yalnız bırakıldık' diyor...

Peki, niye yalnız bırakıldığını sorguluyor mu?

Futbol eğer skor oyunuysa, bu başarısız tablo onlara da yazmıyor mu?

Bursaspor açısından dün akşamki yenilgi tünelin ucundaki ışığın daha da kararmasına neden oldu...

Bu işin parayla pulla ilgisi yok...

Ali Ay para verdi de ne oldu?

Sonuç ortada takım bir alt lige gitti...

Bursaspor havasını da ruhunu da kaybetti...

Bursaspor dünkü yenilgiyle bir anlamda kendi fişini kendi çekti...

Ve ne yazık ki; İstanbulspor yenilgisiyle bu sezon belki de 13'üncü haftada bitti...