Play-off değil, kulüp elden gidiyor!

Meslek hayatımda yurtiçi, yurtdışı binin üzerinde Bursaspor maçını yerinde izledim...

Müthiş çekişmeli, heyecanlı, tempolu ya da düşük kaliteli onlarca maça tanık oldum...

Ama dün akşamki mücadelenin yeri herhalde ayrı olacak...

Çünkü bu kadar kötü bir futbol uzun zamandır izlemedim...

Hele, öyle bir ilkyarı ortaya koydu ki iki takım da, futbol adına hiçbir şey yoktu ortada...

Tamamen kayıp bir zaman dilimi oldu...

Mustafa Er çıkarabileceği en iyi kadroyu sürdü sahaya...

Hal böyle olunca da beklentiler yükseldi...

Bir de 4 maçtır kazanamayan bir takım olduğu için ortada tribünündeki yerimizi, 'Bursaspor rakibini boğar' düşüncesiyle aldık...

Ama ortaya çıkan tablo tam tersi oldu...

Sürekli pas hatası yapan, ikili mücadeleleri kaybeden, pozisyon alamayan, rakibini kaçıran, ayakta duramayan bir takım vardı sahada...

Özellikle ofans hattı o kadar kötüydü ki Mustafa Er; Çağatay Yılmaz, Burak Kapacak ve Batuhan Kör üçlüsünün oyun bölgelerini sürekli değiştirdi...

Ama ne yapsa da bu üçlü etkin performans sergileyemedi...

Mustafa Er'in gazabından Ataberk de nasibini aldı...

Ataberk'in 22'nci dakikada uzun topu doğrudan rakibine atması üzerine Mustafa Er kulübedeki yedek kaleci Canberk'e bile 'Çık ısın' diye bağırdı...

Yani Mustafa Er'in imkanı olsa daha ilk 25 dakikada 11 oyuncusunu birden değiştirecekti...

Bursaspor ilkyarıda iki kez kaleyi yokladı, 14'te Batuhan sağ çaprazdan sert vurdu, 42'de Burak Kapacak sağdan gelen ortaya kafa yerine ayakla vurmayı tercih edince takım öne geçme şansını yitirdi...

İkinci yarıya Çağatay-Tuğbey değişikliğiyle başlayan Bursaspor 51'de topu kalesinde gördü...

Niye solbekte oynadığına bir türlü anlam veremediğimiz, asıl mevkisi sağbek olan Cüneyt Köz'ü Omar öyle bir geçip çaprazdan vurdu ki, top uzak kale direğinde 90'la buluştu...

Basketbol severler iyi bilir, maçın spikeri rahmetli İsmet Badem olsa, Omar'ın Cüneyt'i geçmesini kendine has üslubuyla; "Omar Cüneyt'i cheeseburger gibi geçti." sözleriyle anlatırdı...

Bir takım düşünün ilk 20 hafta tüm maçlarında gol atsın, ama sonrasındaki maçlarda bırakın gol atmayı pozisyon bulamasın...

İşte Bursaspor'un durumu bu...

Üçüncü bölgesi kayıp, ne yaptığını bilmeyen bir takım oldu Bursaspor...

Bunu salt koronavirüs, sakatlık ya da Ali Akman'ın gidişine bağlamak yanlış olur...

Bu takımda başka bir şey var...

Sorun başka bir yerde, çünkü takım oynamıyor...

Ve Bursaspor'un bu hale düşmesindeki en büyük etken profesyonel yerine amatörce düşünmek, ayrıca sosyal medyadan esen rüzgara göre takımı ve kulübü idare etmek...

Bu kafa yapısı değişmediği takdirde Bursaspor bu ligde oynamaya devam eder...

Yönetimleri de oyuncu kadrosunu da teknik heyeti de kulübe yakın birkaç kişi ve sosyal medya belirler...

Kongreler indir kaldır usulüne göre başkanını seçer, gül gibi kulüp sabun köpüğü gibi yok olur gider...

Bursaspor dün akşamki yenilgiyle sadece play-off şansını değil, geleceğini de yitirdi...