Risk faktörü ve taraftar etkisi

Uzun zamandır bu kadar baskı oluşturan tribün görmemiştik statta…

Açıkçası özlemişiz…

Maçın önem derecesi yüksek olduğundan taraftar da üzerine düşeni yaptı dün Kocaelispor karşısında…

İlk maçta ortamı gereksizce geren Kocaelisporlu Benhur Keser’i ayağına her top gelişinde ıslıklamak, ‘Seni ve yaptıklarını unutmadık.’ anlamındaydı…

Taraftar bir anlamda oluşturduğu baskıyla rakibin ve özellikle de Benhur’un hızını kesti…

Risklerin adamı Mustafa Er yine birden fazla risk alarak takımını sahaya sürdü…

Hemen her mevkiiyle oynadı genç çalıştırıcı…

Canberk’in kulübeye çekilmesi, bu sezon sadece kupada 45 dakika süre alan Deniz Aydın’la maça başlamak başlı başına bir riskti…

Keçiören maçının isteksiz adamı Massimo Bruno ve ilk 11’in vazgeçilmezlerinden İsmail Yüksek’in yedek soyundurulması da dikkat çekiciydi…

Beklenildiği gibi taraftar desteği artı motivasyon unsuru olan Bursaspor baskılı oyunu tercih etti…

Rakip kale ilk dakikadan itibaren ablukaya alındı, takım topyekûn üçüncü bölgeye odaklandı…

Gol pozisyonu yoktu ama gol, çalışılmış korner organizasyonunda geldi…

Hasan Ayaroğlu ceza sahasında topla buluştu, 10’uncu dakikada takımını öne geçirdi…

29’da sol kanatta etkisiz kalan Bifouma’yla Alaskarov’un yerleri değişti…

Burak Altıparmak orta alanda bir tık vites yükseltti, takımı kapasitesi oranında yönetmeye çalıştı…

45+2’de Namık Alaskarov ayak içi plaseyle topu ağlara gönderecekken birkaç saniye sonra Bursaspor yine saçma sapan bir golü kalesinde gördü…

İşin özeti, Namık maçı koparamadı, Michael Pereira takımını oyuna ortak etti…

Yenilen golde Deniz hatalıydı ama diyecek bir şey yok…

Daha genç ve aldığı çok az süreye rağmen bu kadar kritik bir maçta kaleye geçmesi başlı başına ‘Koca bir yüreği’ olduğunun göstergesiydi…

Devre arasında soyunma odasına giderken yedek kulübesinin verdiği destek onu ikinci yarıda ayakta tutan en büyük etkendi…

Mustafa Er ikinci yarıya da aynı 11’le başladı…

Tek fark 29’da oyun bölgeleri değişen Bifouma’yla Alaskarov’un maça başladıkları yere dönmeleriydi…

Seyirci baskıyı arttırdı, takım da buna ayak uydurmaya çalıştı…

Maçı koparamayan Alaskarov kendini affettirme adına bu sezonun en kritik asistlerinden birini yaptı…

Pedro’nun 63’te takımı öne geçiren golünde Alaskarov arkadaşını, ‘İnce’ gördü…

İlerleyen dakikalardaki Enver Cenk Şahin ve Massimo Bruno hamleleri takımın ofans gücüne pozitif katkı yaptı…

Tribün baskısını kaldıramayan Semih Karadeniz’in 68’de direkt kırmızı kartla oyun dışı kalması Bursaspor adına önemli bir avantajdı…

85’te futbol kariyerinin en rahat golünü atacak ve bir anlamda maçı bitirecek Massimo Bruno kale yerine topu auta gönderince son dakikalar Bursaspor açısından sıkıntılı geçti…

Bruno’nun takımın en kariyerli oyuncusu olmasına karşın bu kadar rahat tavrı tezat bir durum…

Eğer bir derdi varsa bunu sezon sonuna bırakmalı ve aldığı para ölçüsünde takıma katkı koymalı…  

Ve beklenen galibiyet…

Bursaspor bu 3 puana rağmen ateş hattından kurtulamadı…

Gel de yanma şimdi o kadar basit puan kayıplarına…

Menemen ve Denizli’nin yenildiği haftada alınan galibiyet altın değerinde…

Ligin bitimine kaldı 7 hafta…

4 maç içeride, 3 maç deplasmanda…

Bursaspor’un en büyük kozu saha avantajı ve taraftarı…

Bu kullanılmaya devam eder, oyuncular da taraftarın coşkusuna reaksiyon gösterirse takım girdaptan çıkar…

Risklerin adamı Mustafa Er dün yine önemli bir riske imza attı, karşılığını aldı…

Darısı diğer maçların başına…