Siz, sizin istifanızı istemez misiniz?

Bursaspor'la ilgili son yazımda 'İstifa'nın Türk Dil Kurumu (TDK) tarafından yayınlanan kelime anlamını dile getirmiş, spor kulüplerinde istifa edilmesi gereken durumları ana hatlarıyla özetlemiştim...
Aradan geçen bu kısa süre içinde Bursaspor Yönetimi'nden bırakın istifa etmeyi, camiaya en kibar ifadesiyle, mahalle ağzıyla kaleme alınmış, 'Gider' açıklaması geldi...
Açıkça belirteyim ki; Türk spor tarihinde en utanç duyulacak bir açıklama metni yayınlandı geçtiğimiz gece yarısı Bursaspor'un resmi internet sitesinde...
Mahalle kabadayılarını aratmayan bir üslupla kaleme alınan açıklama metninde, 'Babayiğit, sahte pehlivan, kurda kuşa yem etmek' gibi ifadeler kullanıldı...
'Atara atar, gidere gider' mantığıyla kulüp yönetirsen camianın daha da artan tepkisiyle karşılaşmayı göze almışsın demektir...
Açıklamada denmiş ki; "Kimsenin başkanlığa başını çevirip bakmadığı bir ortamda Bursaspor Başkanlığına Yönetimimizle beraber tek aday olarak geldik."
Çok güzel...
Doğrudur...
Kongrede olmasak, imza toplanması sırasında ve genel kuruldan bir gece önce yaşananları bilmesek, şahitlik etmesek dediklerinize inanacağız...
5 bin küsur kongre üyesinin yaklaşık 250'sinin (yazıyla iki yüz elli) indir/kaldır oyuyla başkanlığa seçilmek, yönetimi elde etmek doğrudur sizin anlayacağınız dil ve üslupla, 'Her babayiğidin harcı değil...'
Yani genel kurul size demiş ki, sizi yüzde 5 oyla göreve getiriyoruz, ayağınızı denk alın...
Yani genel kurul üyelerinin yüzde 95'i demiş ki, 'Benden size oy yok...'
Şimdi siz de kalkmışsınız, camianıza gider yapmışsınız...
Şampiyon takım Süper Lig'e çıkabildi mi?
Hayır?
Yaklaşık 250 genel kurul üyesinin indir/kaldır oyuyla göreve geldiğiniz gün camianıza Süper Lig sözü verdiniz mi?
Verdiniz...
Yerine getirebildiniz mi?
Getiremediniz...
Özlüce İbrahim Yazıcı Tesisleri sizin döneminizde rahmetli Yazıcı'nın kemikleri sız-latılarak, 'Bursaspor Nargile Kafe'ye döndürüldü mü?
Kamuoyuna bizzat başkan tarafından duyurulduğu için, döndürüldü...
Nargilenin yanı sıra, tesis başıboş bırakıldığından geceleri her türlü oyunun oynandığı, odalara çeşitli yiyecek servisinin yapıldığı dedikoduları aldı başını gitti mi?
Gitti...
Hazır gitti demişken, 1 milyon 100 bin TL alacağı olduğu belirtilen Çağlar Şahin Akbaba'nın parasının ödenmediği için serbest kalmasına sebep oldunuz mu?
Oldunuz?
Birçok kulübü peşinde koşturan (Beşiktaş da dahil) Çağlar Şahin Akbaba'nın serbest kalmasıyla kulüp bonservis getirisi elde edemediği için görevinizi kötüye kullandınız mı?
Kullandınız...
Göreve geldiğiniz günden bu yana kasaya 87 milyon TL girmesine rağmen futbolcunuza, personelinize, menajerlere, bakkala, manava, kasaba, işten çıkan eski çalışanınıza maaşlarını, tazminatlarını, alacaklarını yaklaşık 10 aydır ödediniz mi?
Ödemediniz...
Empati yapın, kendinizi o 'Gider' yaptığınız camianın bir ferdinin yerine koyun...
Böyle bir durumda siz olsanız, sizin istifa etmenizi istemez misiniz?
Buna rağmen hâlâ istifa etmiyorsanız, 'Bir aynaya bakın' derim...
Yazıyı son bir soruyla tamamlayalım...
Açıklamanızda, "Eğer bu zor duruma çözüm üretecek, kısa vadede 80 milyon TL ve 6 milyon Euro nakit ihtiyacını ödeyecek aday varsa kongre kararı alıp destek olmak boynumuzun borcudur. Yoksa Bursaspor'u kurda kuşa yem edeceğimiz düşünülmemelidir." dediniz mi?
Dediniz...
Peki, siz inat edip görevde kalırsanız, bu söylediğiniz rakamları ödeyebilecek misiniz?
Ödemezseniz, Bursaspor'u kurda kuşa yem eden siz olmayacak mısınız?