Önce Trabzon’daki atmosferden bahsedelim… Trabzon’da kimse takımına güvenmiyor. Hem de o kadar maç kazanmalarına, UEFA Avrupa Ligi’nde bir üst tura çıkmalarına rağmen, ilginç. Kiminle konuşursanız, ‘Bursaspor bugün kazanır’ diyor. Hemen ardından da yapıştırıyor soruyu Trabzonsporlular, ‘Batalla neden gitti diye?’ cevap veremiyoruz.
Gelelim tribünlere ve saha içine…
Trabzonsporlu taraftarların merhum İbrahim Yazıcı için açtıkları pankart için ne söylenilse az kalır. Biz de ‘Helal olsun’ diyelim.
Saha içindeyse ilk 15 dakikalık tablo Bursaspor açısından kabus gibiydi. Bursaspor kalesi ablukaya alındı. Bir takımın bu kadar kısa süre içinde, bu kadar çok atak yemesi düşündürücü. Henrique’nin kendi kalesine attığı gol gelmese Bursasporlu futbolcuların maçın ciddiyetine varacakları yoktu. Musa ve Ferhat’ın oyunda kaldıkları süre içinde takıma yaptıkları katkı sıfırın altındaydı. Yenilen gollerin 45 ve 90’ıncı dakikalarda gelmesi ayrı bir muamma…
Demek ki bu anlarda takım disiplininde bir kopuş oluyor. Bursaspor Avni Aker’de ikinci kez tarih yazma fırsatını geri tepti. Bu sezon sahasında sadece iki gol yiyen bir takıma karşı iki gol bulup, bir puanla yetinmek zorunda kalıyorsan, ‘Ben nerede yanlış yaptım’ diye de düşünmek zorundasın. Bu sözümüz Christoph Daum’a… Üç puanı almaya saniyeler kala bir puanla yetiniyorsan bunun adına ‘Başarı denir mi?’ sorarlar adama…