Ülkede futbol bitmiş biz hakemi konuşuyoruz

Bursaspor yönetilemediğinden, kimsenin kulüpte olanı biteni sorgulamadığından, lisanslı menajerin Özlüce’de danışmanlık yapmasından dolayı bu sezon bu durumlarla düştü…

Danışman menajer kulübe transfer yaptırdı, doymadı yine yaptırdı, kimsenin gıkı çıkmadı…

Milyon Euro’lar uçtu gitti, takım da bu hale geldi…

Düşünün geçen aya kadar ligin en pahallı takımı unvanını elinde bulunduran Bursaspor haftalardır ligin dibinde…

Sadece Matavz ve Bruno’nun maliyetine rakipler koca bir sezonu geçiriyor…

Ofosu’nun nerede olduğu belli değil, Acolatse’nin ayağında kırık var, kaleci Erhan en az 6 maç kırık parmakla oynamış, 3 ay yok, kurtarıcı diye alınan Bifouma istediği deplasmana geliyor, ‘Sakatım, ayağıma kürdan battı çok canım yandı.’ diyor işin içinden çıkıyor…

O yüzden; bu saatten sonra ortalığı ayağa kaldırsan ne fayda…

Bursaspor Türkiye Futbol Federasyonu’nun Riva’daki genel merkezine sadece kestane şekeri götürmek, protokol ziyareti yapmak için gitti bugüne kadar…

Ne hakem hataları sorgulandı ne atamalar…

Düşünün bir kere; kulübün, 15 gün öncesine kadar TFF’nin bir numaralı koltuğunda oturan kişinin sahibi olduğu şirkete elektrik borcu olursa kim neyin hesabını sormaya gitsin Riva’ya…

Adam orada; ‘Verin paramı?’ dese ne yapacaksın?

Allah’tan demedi, sapla saman karışmadı…

Geçi ortada da federasyon mu var…

Yayın ihalesi yapılamıyor, hakemler birbirlerine operasyon çekiyor, futbolu idare edenler dersen, onlar da birbirlerinin ayağını kaydırma telaşında…

Ülkede futbol bitmiş, biz hakemi konuşuyoruz…

İstanbulspor maçının hakemi Burak Pakkan, yardımcılarıyla birlikte daha ilk dakikadan itibaren maçın kontrolünü ele alamadı…

‘Ortada maç yöneteyim, etliye sütlüye bulaşmayayım’ dedi, eline yüzüne bulaştırdı…

Eğriye eğiri, doğruya doğru…

Daha ilk yarıda İsmail’in eline gelen topta İstanbul lehine penaltı vermesi gerekirdi, ‘Es’ geçti…

Ofsayt kararları, faulleri görmeyişi, avantaj uygulaması hepsi çorba…

Bir de dördüncü hakem var ki evlere şenlik…

Selim Özen’in İstanbulspor’un aynı anda 3 değişiklik yaptığı dakikada oyuncuların sahaya çıkmasına izin verirken hareketleri, tavırları tam skandal…

Sanırsın İstanbulspor yardımcı antrenörü…

Gelelim sadece saha içindekileri değil, maçı izleyen hemen herkesi çileden çıkaran Pedro’nun penaltı pozisyonuna…

Rakip takım kalecisi ceza sahası içinde Bursasporlu oyuncunun ayağına futbol tabiriyle ‘Takıyor’, Pedro refleksle kendini yere bırakıyor…

Bu pozisyona dünyanın her yerinde, her mahallede, her sokakta, her halı sahada, yani futbolun oynadığı her yede penaltı verilir…

Pozisyonu rüyanda görsen uyanır yine penaltı verirsin…

Gel gör ki; Burak Pakkan gözünün önündeki bu pozisyonda aldatmaya yönelik hareket yaptığı gerekçesiyle Pedro’ya sarı kart gösterdi…

Kusura bakmasın ama bu pozisyona penaltı vermeyecekse bir hakem düdüğünü assın, futbolu katlettiği bu maçı da hiç unutmasın…

Hakemin özgeçmişine baktım…

Babası eski bir futbolcu, eşi de kendisi gibi hakem…

Futbol oynamış ama niye bıraktığı belli oldu dün akşamki yorumlarıyla…

Belli ki futbolla arası hiç iyi olmamış…

Neyse…

Hakemi bırakalım, biz gerçek konumuza geçelim…

Kadro maliyeti yüksek, kadro kalitesi yerlerde sürünen Bursaspor beklemediği anda Namık Alaskarov’la öne geçti…

Maçta elle tutulur birkaç pozisyonu vardı…

Eğer deplasmanda bu kadar pozisyona giriyorsan yakaladığını atacaksın, atamazsan sana atarlar ki; İstanbul da bunu yaptı…

Yenilen ikinci golde Mert Yılmaz için şu söylenebilir…

O da hakem gibi bu maçtan sonra futbolu bırakabilir…

Çünkü öyle hata yapılmaz…

Çevre kontrolsüz oynanmaz, rakip bu kadar boş bırakılmaz…

Kubilay Sönmez, daha ilk dakikalarda skandal bir hataya imza attı topu ıskaladı, ceza sahasında sorumsuzca rakibinin formasından çekti, penaltıyı yaptırdı…

Biraz daha oyunda kalsa maçı İstanbulspor formasıyla bitirirdi…

Burak Altıparmak’ı bir maç övüyoruz, ikinci maçta adamı pişman ediyor…

Takım kaptanıysa takım kaptanı gibi takımı sahiplenmesi gerekir…

İsmail Yüksek ligin ilk yarısında iyi oynadı herkesi kandırdı, ikinci yarıda, ‘Ben kiralık geldim niye kendimi zorlayayım?’ kafasına büründü…

Yine sahada yoktu…

Ama bu kafa onu bonservisini elinde bulunduran Fenerbahçe’de oynatmaz, Kadıköy hayalini kurarken kendisini Anadolu’da başka bir formayla mecburi hizmette bulur…

Enver Cenk Şahin de sahada ayakta kalacağına hep yerde…

Bu kadar çok sakatlanmak, bu kadar çok yerde kalmak normal değil…

Ve Mustafa Er…

Hırsına hep hayran oldum…

Sinirlenmekte yerden göğe kadar haklı ama sakin kalmayı prensip edinmesi şart…

Takımın en ihtiyaç duyduğu maçlarda kulübede olamayacak, soyunma odasına giremeyecek…

Futbolcunun yeri dolar ama teknik direktörün yeri dolmaz…

Mustafa Er unutmasın…

Bu takımın şu an en büyük güvencesi kendisi…

Ve sonuç…

Bursaspor öne geçtiği maçta skoru koruyamadı…

Yenilgiden çok da fazla darbe aldı takım dün Esenyurt’ta…

Bu kadar kısa zamanda Gençlerbirliği maçına bu yaralar sarılır mı? Muamma…

Yapılacak tek şey sakin kalmayı başarabilmekte…

Çünkü antrenman yapmaya bile fırsat yok…

Ve salı akşamı…

Gençlerbirliği maçında statta tam 14 blok blokeli…

Saat değişikliği talebini Gençlerbirliği kabul etmedi…

Taraftarın bir şekilde o stadı doldurması gerekiyor…

Dün bir kez daha gördük ki futbolcular tek başlarına maç kazanamıyor…

Arkasında taraftar olmadan, taraftar rakibi baskı altına almadan o maç da kazanılmaz…

O nedenle tribün dolmalı, takım salı günü yalnız bırakılmamalı…