Vizyon meselesi...

Sezon başı ve devre arasında yapılan kamplar bir takım için hayati öneme sahiptir...
Kamp yapılan yerlerin fiziki şartları, hava ve saha durumları, hazırlık maçlarında karşılaşılan rakipler kulübe her açıdan değer katar...
Mesela, Avrupa'nın önemli bir kulübüyle hazırlık maçı yaparsanız bu sadece takım için pozitif etki sunmaz size...
Çalışanlar da bundan faydalanır...
Malzemecisinden fizyoterapistine, antrenöründen medya sorumlusuna kadar herkes rakip çalışanlardan bir şeyler kapmaya çalışır...
Bu maçları yerli ve yabancı birçok scout izler, genç yetenekler hakkında bol bol not tutar...
Kulüpler de bu sayede oyuncularını pazarlama imkanı yakalar...
Nihayetinde kulüp para kazanır...
Bursaspor'un da en çok ihtiyaç duyduğu para değil mi?
Neyse biz asıl konumuza dönelim ve hafızamızı biraz yoklayım...
Bursaspor'un çıta yükselttiği, seviye atladığı, şampiyonluk kupasını havaya kaldırdığı 2010 yılı ve hemen sonrasında hazırlık maçı oynadığı takımlara bakalım...
Roma, Borussia Dortmund, Leeds United, PSV Eindhoven, NAC Breda, Stoke City, Nünberg, Leicester City, CSKA Moskova, Lokomotiv Moskova, Hamburg, Mönchengladbach ve daha niceleri...
Bu maçların oynandığı dönemlerde Bursaspor ya Şampiyonlar Ligi'nde boy göstermişti ya da grup aşamasına kalamasa bile UEFA Avrupa Ligi heyecanı yaşatmıştı camiasına...
Yani kulüpte bir vizyon vardı...
O günlerde Bursaspor'un diğer Avrupa kulüpleri arasında bilinirliği sağlanmış, marka değeri artmış, ikili ilişkilerin ilerleyen dönemde fayda sağlaması açısından mesafe kaydedilmişti...
Son yıllarda Bursaspor'un her açıdan ağırlığını kaybetmesi kamp yapılan bölge ile hazırlık maçları oynanan takımların seviyesini de erozyona uğrattı...
Sezon başında Afyon halkı bile inanmamıştı Bursaspor'un kentte kamp yaptığına...
2018'de 12 hazırlık maçı oynamış Bursaspor iki kamp dönemi ve milli takım aralarında...
Dikkat çekilmesi gereken bir konu bu 12 maçın 3'ü Balıkesirspor'la...
Diğerleri şöyle; Altınordu, İskerderbey, Kukesi, Altay, Ümraniye, Afyonspor, Şagadam, Ankaragücü ve Sivasspor...
Bunları niye mi yazıyorum...
Kısa bir özetle yazıyı tamamlayım...
Antalya bir çok Avrupa kulübünün neredeyse en gözde devre arası kamp merkezi...
Her yıl bin dolayında takımın Antalya ve çevresini tercih etmesi tesadüf olamaz...
Oteller, sunulan hizmet, saha şartları üst düzeyde...
Çünkü o bölgede hizmet veren oteller bu işin uzmanı haline geldi yıllar içinde edindikleri tecrübelerle...
Bursaspor yine sezon başındaki Afyon kampı gibi herkesin yapmadığını yaptı ve devre arası için tercihini Antalya yerine bu kez Adana'dan yana kullandı...
Bilinmesinde fayda var, Adana'daki takımlar da Antalya'da kamp yapıyor sunulan hizmet nedeniyle...
Bu karar alınırken elbette gerekçeli sebepler vardır...
Ama Antalya'da üst düzey takımlarla maç yapma imkanı doğmuşken ne gerek var Adana'da rakip aramaya, düşük kalibredeki takımlarla maç yapmaya...
Bu tablo kulübün vizyonunun düştüğünü göstermez mi?
Vizyonu ne kadar yukarıda tutarsan başarı da beraberinde gelmez mi?
Kulüpte bilmeyenler için yazayım; Enes Ünal Roma ile yapılan maçta sahaya çıktığında uluslararası ajanslara haber olmuştu...
Ertuğrul Ersoy, Ozan Tufan, Harun Tekin gibi futbolcular bu takımlarla maç oynayarak kendilerini geliştirdi...
Yoksa siz hâlâ Çağatay Yılmaz'ın, Muhammed Şengezer'in, Furkan Emre Ünver'in, Muhammed Emin Sarıkaya'nın, Ataberk Dadakdeniz'in, Ramazan Keskin'in, Burak Kapacak'ın ve Ali Akman'ın düşük kalibredeki takımlarla oynanılan maçlarda kendilerini geliştirebileceklerine, performanslarıyla yurtdışındaki takımların ve scoutların dikkatini çekebileceklerine inanıyor musunuz?
İnanıyorsanız bu vizyonla devam edin...