Geçmişle yaşanmaz ama geçmişte yaşananları da unutmamak lazım…
Çok değil, bundan 10 yıl önce Bursaspor siyasetle anılmayan bir kulüp hüviyetindeydi…
Hatta zaman zaman kulübü siyasetin içine çekmeye çalışanlar karşılarında camiadan yükselen, ‘Bursaspor siyaset üstüdür’ söylemini bulurdu…
Gelinen noktada Bursaspor siyasetin göbeğine çekildi, üstüne üstlük ırkçılık suçlamalarıyla karşı karşıya bırakıldı…
Amed maçından sonra rakip takım Türkiye’de öyle bir yaygara kopardı ki; Bursaspor sahada kazandığı maçı az kalsın masa başında kaybediyordu…
Kulübün itibar konusunda aldığı yaraların telafisi nasıl olur onu ilerleyen dönemde göreceğiz…
Sivas’ta oynanan maça geçmeden Amed’in kopardığı yaygara döneminde Bursaspor’un iletişim konusunda yaşadığı zaaflar hakkında birkaç satır yazmamız gerekiyor…
Amed maçı öncesi ve sonrasında kulüp özellikle iletişim alanında hedeflenilen noktaya ulaşamadı…
Başkan Ömer Furkan Banaz’ın açıklaması ceza geldikten sonra değil, Amed’in çıkardığı yaygarayı bastırmak için daha ilk dakikadan itibaren yapılmalıydı…
Bursaspor tribünde kendi kendine yetebilir ancak bu tarz olaylarda geniş bir perspektiften bakmak gerek…
Bursaspor markası ne kadar büyükse kullanılacak argümanlar da o büyüklükte olmalıydı…
Siyasetçisi, gazetecisi, eksi futbolcusu, sanatçısı, başkanı, kent yöneticisi akla kim geldiyse topa girmeli, girdirilmeliydi…
Bunun adına lobi diyoruz…
Yerelin yanı sıra ulusal kanalların yayınlarına çıkılarak Bursaspor’un imajına zarar vermeye çalışanların önüne geçilmeliydi…
Mesela ses getirmesi, baskı oluşturması adına kulüp PFDK ve Tahkim toplantılarının olduğu günlerde Riva’dan canlı yayın yapabilirdi…
Basit bir basın toplantısıyla bu işler kurtarılmaz…
Bunlar yapılmadı, strateji hatalı, belki de eksik kurgulandı…
Kulüp iletişimi sadece sosyal medyadan birkaç ağdalı video paylaşmak, birkaç satır yazmakla bitmiyor…
Bunu zaten kulüpte görevli arkadaşlar yapıyor, önemli olan iletişimde büyük oynayabilmek…
Maalesef futbol dünyasında büyük oynayamazsanız, küçülmeye mahkûmsunuz…
Ve maç…
Kaderin bir cilvesi…
Bursaspor maçtan bir gece önce Sivas’ta Fiorentina ile aynı otelde konakladı…
Geçmişte Avrupa arenasında boy gösteren Bursaspor maalesef İtalyan ekibinin otele girişini, yemek yiyişini, idmana gidişini izleyebildi…
Fiorentina bu akşam UEFA Konferans Ligi’nde 4 Eylül Stadı’nda Sivasspor’la karşılaşacak, Bursaspor yan sahada dün Sivas Belediyespor’un rakibi oldu…
Ne kadar iç acıtıcı değil mi?
Neyse…
Sivas Belediyespor’la oynanan maçın analiz edilecek bir yanı yok…
Rakip koca sezonda sadece 1 galibiyet alabilmiş…
Ligin son sırasında…
Son 4 maçından puan çıkartamamış…
Bursaspor kazanmak zorundaydı ve kazandı…
Enver’in gollerine devam etmesi, Hasan Sabri Karaca’nın yine fileleri havalandırması, takımın kaybetmeme geleneğini sürdürmesi önemliydi…
Zorluk derecesi yüksek maçlardan sonra ‘nefes’ alma adına oynanan bu karşılaşma bir kazayla sonuçlansaydı büyü bozulurdu…
İsmail Ertekin’le birlikte ritmini bulan takım bu seviyede devam ettiği sürece korkulacak bir durum yok…
Rehavete kapılmadan ilerlemeye devam…
Takım ligin ilk yarısındaki çöküş dönemini geride bıraktı ve artık yükseliş dönemine geçti…
Yeter ki bu maçla başlayan yeni periyotta ciddi bir hata yapılmasın…
Tebrikler Bursaspor…
Bir tebrik de Sivas’a giden taraftara…
TFF istediği kadar cezayı kesin, istenildiği kadar maçlar seyircisiz oynatılsın taraftar üzerine düşeni yine yaptı…
Armayı yalnız bırakmadı…
Çünkü büyük takımlar asla yalnız yürümez…