Yazının Giriş Tarihi: 29.09.2016 09:36
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.09.2016 09:36
Bireylerin temel hak ve hürriyetlerinin teminat altına alındığı, devletin temel organlarının kuruluşu, işleyişi ve birbirleri arasındaki ilişkilerin düzenlendiği metin olan Anayasa, esası itibariyle devletin ana sözleşmesidir. Hâlihazırdaki, 12 Eylül 1980 askeri cuntası neticesinde hazırlanarak yürürlüğe konulan, 1982 Anayasası, siyaseti çokça meşgul etmiş ve siyasi partilerinin propagandalarının temelini teşkil etmiştir.
Ülkücü Hareket; 82 Anayasası’na karşı her platformda haklı tepkisini ortaya koymuştur. Bunun en somut adımı olarak da; 2001 yılında 33 madde üzerinde yapılan Anayasa Değişikliği, Milliyetçi Hareket Partisi’nin de koalisyon ortağı olduğu dönemde gerçekleştirilmiştir.
15 Temmuz sonrası ülkemizin içerisinden geçmiş olduğu olağanüstü dönemin bertarafı için, özellikle yargı organını temel alan anayasal değişikliklere ihtiyaç duyulduğu kuşkusuzdur.
Bu süreçte, devletimizin anayasal kurumları hakkında pek tabii görüş ifade edilebilir ancak 15 Temmuz’a kadar geleneksel yapıları olan devlet kurumlarının itibarsızlaştıranların, bu süreci bahane edip, bu kurumları yeniden tasarım çabaları fırsatçılıktır. Bu denli yersiz, zamansız tartışmalarla, amacın dışına çıkarak akıl karışıklıklarına sebebiyet vermenin manası bulunmamaktadır. Kurumların yeniden şekillendirilmesi için devlet aklını ön plan çıkaran bir tavır ile hareket edilmelidir.
Üç siyasi partinin Anayasa Paketinde yaklaşık 1,5 aylık bir sürecin ve 9 toplantının ardından 7 maddede kesin uzlaşıldığı sizlerin de bilgisindedir. Yargı yetkisini Türk milleti adına kullanacak bağımsız bir yargı organının teşekkülü için gereğinin yapılması elzemdir.
Bu tür olayların tekrar yaşanmaması için, yaşananlardan ders çıkararak, toplumun tüm fertlerinin temsilinin sağlanabileceği bir uzlaşmayla ve anayasanın ilk üç maddesine esas alınmak sureti ile yeni bir anayasa gerçekleştirilmelidir. Tam mutabakatın sağlanabileceği her durumda Milliyetçi Hareket Partisi gerekli siyasi ve hukuki adımları atmaya hazırdır, hassasiyetleri de yalnızca Türk milletinin menfaatleridir.