O kadar şaşkınım ki…
Bunun iki nedeni var.
Bir:
Durumumuz o kadar kötü bir hale gelmiş ki kimsenin kimseye güveni kalmamış.
Ahmet Arif’in Ay Karanlık şiirinde dediği gibi,
“…
Alnın Öperler,
Suskun, hayın, çıyansı.
Dört yanım puşt zulası
Dönerim dönerim çıkmaz”
Emeğe saygı yok.
Alın terini umursayan yok.
Çalışayım, ekmeğimi kazanayım derdine düşmek yerine başkalarının emeğinin üzerine çöreklenerek geçinme onursuzluğunu umursamayan insanlarla yaşamak zorunda kalan bir toplum haline geldik.
Dün, Denizbank’tan İş Bankası’na emekli maaşını transfer edecekken, işleme dönük “Güvenlik gerekçesiyle işlemi yapamıyoruz.
En yakın şubeye başvurun” notuyla karşılaşınca şaşırmadım desem yalan olur.
Herhalde işlem hatasıdır dedim.
Bir iki dakika kala işlem hatası olmadığını Denizbank Genel Merkezi’nden gelen bir telefonla öğrendim.
Banka belli ki son dönemlerde çokça hesap sahibinin yaşadığı sorunlardan birini yaşadığımı düşünerek transferi bloke etmiş.
Telefondaki ilgili whatsapp ve benzeri yapıdaki internet ortamında bulunup bulunmadığımı, çünkü böyle bir işlem sırasında arka planda kalan bu açık ortamların dolandırıcılığa zemin hazırladığını…
Ayrıca, telefonla herhangi birilerinin zorlamasıyla karşı karşıya olup olmadığıma kadar bir dizi soru ve cevap arasında durumu netleştirmeye çalışıyordu.
Yaptığı bilgilendirmelere doyurucu yanıtlar alana kadar da devam etti.
Açıkçası Denizbank’ın bu çabası beni şaşırttı.
Ama bir yanıyla da güven duygumu perçinledi.
Eminim ki…
Diğer bankalarda artan ekonomik sıkıntılar nedeniyle zar zor geçinen insanları korumak için hesaplarını dikkatlice izliyordur.
Başkalarının ekmeğine göz diken insanlara karşı bu kötü koşullarda namuslu insanları korumak artık herkesin görevi…
Tiyatro sanatçısı Ali Sürmeli’nin bir anlatısıyla nokta koyalım…
“Anadolu bir Alevi köyünün mezarlığının önünden geçiyordum.
Bir mezar taşı dikkatimi çekti.
Üstünde şöyle yazıyordu:
‘İyilik iyidir’.”
İyi olalım.
İyileri koruyalım.