Bırakın bu boş lafları.
Geri gelir mi giden canlar…
76 can…
76 insan…
Dinlenmek için gittiği otelde yanarak, dumandan boğularak öldüler.
Turizm Bakanı, kalkmış Bolu Belediyesi İtfaiyesi’ni suçluyor.
Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ise Bakan Ersoy’un düpedüz yalan söylediğini, kendi sorumluluk alanında kalan otelde yaşanan facianın sorumluluğunu itfaiyeye atmaya çalıştığını belirtiyor.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un ateş, duman ve can kaybıyla paramparça olmuş bir günde yanan otelin dumanlarının göğe savrulduğu, küllerinin daha soğumadığı bir atmosferde suçlu arayışına girmiş olması doğal olarak tepkiyle karşılanıyor.
Hayatını kaybeden 76 can için, o canların aileleri için sorumluluğun kimde olduğunun bir önemi var mı artık…
Yangın merdiveni var mı?
Bakan “var” diyor, fotoğraflara bakınca yok gibi duruyor.
Var diyelim, peki bu kadar insan neden hayatını kaybetti?
Kaldı ki…
Otel odalarında duman dedektörü olması gerekir.
Yapı, 2007’de çıkarılan yangın yönetmeliğinden önce inşa edilmiş olsa da geceliğine bin dolar alınan bir otelde en küçük aksaklığın bile düşünülmüş olması gerekmez miydi?
Karla kaplı, soğuk havalarda yangın çıkmaz mı diye düşünülerek bu kadar rahat davranıldı?
Türkiye’de inşaat ruhsatından işletme ruhsatına uzanan periyodik yolculukların nelerle dolu olduğunu en iyi denetleyenler ile denetime tabii olanlar bilir tabii…
Özal’ın bir döneme damgasını vuran, “Benim memurum işini bilir” sözünün her zamankinden daha derinlere nüfus ettiğini mi işaret ediyor bu kahreden ölümlerin adresi olan otel…
Ateş düştüğü yeri yaktı, yıktı.
Aileler yıkıldı.
Gölcük depremi gibi Maraş depremi gibi bu da unutulur gider.
Ensesi zayıf birkaç kişi sorumlu tutulur, mahkemeye çıkar, tutuklanır.
Olay soğur, gerçek sorumlular her zaman ki gibi elini kolunu sallaya sallaya dolanmaya devam eder.
Hep böyle olmadı mı?
Asla kabul edilemeyecek bir nedenle hayatlarını kaybeden Bolu Kartalkaya kurbanlarına Allah Ahmet eylesin, ailelerine sabır versin.
Bu olaydan ders alır mıyız diye de düşünmeyin, asla böyle bir derse uygun değiliz.
Böyle bir yapımız yok.
Olsa saten böyle saçma sapan nedenlerle insanlarımız hayatlarını kaybetmezdi.
ÖZDAĞ’IN TUTUKLANMASI
Garabet üstüne garabet.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın Ankara’dan İstanbul’a getirilişi de mahkemeye sevk edilip tutuklanması da pek anlaşılır gözükmüyor.
2023 genel seçimlerinde ikinci tura kalan Cumhurbaşkanlığı seçiminde tavrını biraz da yaptığı anlaşma gereği Kemal Kılıçdaroğlu’dan yana koyan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın tutuklanması öncesi ve sonrası ile hep tartışma konusu olmaya devam edecek.
Genel seçimlerde hiç de küçümsenemeyecek bir oy olan Zafer Partisi’nin genel başkanının tutuklanmasının hem muhalefet hem de iktidar cephesi açısından yeni sonuçları olur.
Bekleyip göreceğiz.
ŞİİRLE YOLCULUK
Bir ormanda tutup onu
Bağladılar ağaca
Yumdu sanki uyur gibi
Gözlerini usulca...
Bir soğuk yel eser
Üşür ölüm bile
-Ülkü Tamer-